hesabın var mı? giriş yap

  • benim gözümde en büyük asal sayı 2dir. hem çift olup hem de asal olmak kolay iş değil.

  • -ya salak mısın sen?
    -aşkım vallahi elimden kaydın
    -ne demek elimden kaydın ya hasta
    -bak iyilik edelim dedik kötü olduk iyi mi?
    -resmen başım ağrıyor
    -migrenin mi?
    -yok salaklığın
    -hadi, başa döndük yine...

    allahım canımı al da kurtulayım. sakarlık dediğin ne noktalara kadar ilerleyebiliyor şaşırıyorum bazen. koltukta uyuyakalmış sevgiliyi, romantizm, aşk adamlığı adına; sarsmadan, bomba imha ekibi amiri gibi kavrayıp; odaya, tertemiz yatağımıza taşıyayım, yatağa koyunca uyanır, uyanınca da bu ilgi karşısında duygusallaşıp kesin beni arzular diyerek çıklan yolda sevgiliyi yatak odası ile salon arasındaki o daracık koridorda elinden kaçırmak da neyin nesi? hayır kız düştükten sonra üstüne basmayayım diye sıçrarken kızın koluna takılmak, darbenin ve kolunu ezmenin acısıyla bir anda uyanan nazlı yarin seni zeybek oynar bir halde görmesi nasıl izah edilir.

    neden aşkım hadi yatağa geçelim, uyuyorsun bak demek varken 60 kiloluk sevgiliyi kucaklayıp odaya taşıyabileceğini düşünmek ve sonuç odaklı hareket ederken asıl mevzuyu elden kaçırmak da neyin nesi? dünya üzerinde, komik videoları saymazsak kaç kişi vardır böyle yapan? biz kaç kişiyiz sevdiceği odaya taşırken yere düşürüp üzerinden geçen?

    -bak aşkım vallahi kazaydı
    -gülüyordun ama
    -ya ne gülmesi seni ezmeyeyim derken
    -bi de ezseydin
    -olur mu hiç, yere düşen sahibini at bile çiğnemez
    -salaksın yemin ediyorum
    -kolun iyi mi?
    -acıyor
    -bastım ya ondandır
    -aa sahi mi? embesil

  • beyaz eşya üreticileri tarafından bize yıllardır yutturulmaya çalışılan yalandır.

    derler ki: "elde yıkayınca bilmem kaç litre su tüketiyorsunuz, oysa bulaşık makinesi 5 litre su kullanır. tasarruf için bulaşık makinesi almanız lazım"

    o zaman bende diyorum ki; ulan düdük sen makineyi bana bedava mı veriyorsun?

    basit bir hesapla bu beyaz eşya kartellerine bir cevap vermek artık farz oldu.

    - şu anda piyasadaki en ucuz bulaşık makinesi 549 tl. (isim vermek istemiyorum, ama isteyen çelik gibi sağlam bir markanın 2 programlı makine fiyatına bakabilir.)

    - iski'nin su tarifesi metreküp başına 3,27 tl, % 8 kdv ile birlikte 3.53 tl.

    - yani 1 metreküp=1000 litre suyun fiyatı 3.53 tl

    piyasadaki en ucuz bulaşık makinesinin fiyatı olan 549 lira, (549/3,53=) 155 ton su parasına eşit.

    bakın 155 ton su diyorum. yani 155.000 litre.

    elde bulaşık yıkamak için günde 50 litre su bile harcasanız, 155.000 litre su harcamanız (155.000/50=) 3100 gün sürer.

    ki normal bulaşıkta değil 50 litre, 30 litre bile harcanmaz ben fazla fazla söylüyorum.

    3100 gün, 8,5 yıl demek.

    yani siz piyasadaki en ucuz bulaşık makinesi aldığınızda bile, 8,5 yıl boyunca günde 50 litre su ile bulaşık yıkayacağınızda harcayacağınız parayı peşinen ödüyorsunuz.

    50 değil 100 litre harcasan 4-4,5 yıl demek.

    bulaşık makinesinin yaktığı elektriği, deterjan, tuz, parlatıcı bok püsür parasını hesaba katmadım dikkat ederseniz.

    ayrıca 8,5 yıl boyunca çıkacak olası arızalara ödenecek parayı hiç saymıyorum.

    bunun neresi tasarruf sevgili sözlük severler sorarım size?

    tabi burada bulaşık makinesinin rahatlığı konumuzun dışında. bulaşık makinesi tabi ki büyük rahatlık. ama reklamını da buna göre yapın.

    "bulaşık makinesi alın tasarruf edin" diyerek milleti keriz yerine koymayın. haksız mıyım?

    bulaşık makinesi tasarruf için şart olan bir şey değildir.

    alacaksanız rahat etmek için alın tamam ama tasarruf etmeniz mümkün değil.

    edit: başlığın aslı "bulaşık makinesinin tasarruflu olduğu yalanı" idi, moderatör arkadaşlar nesini beğenmemişlerse değiştirmişler. entry'nin girişinin başlıkla uyumsuz olmasının sebebi budur.

    edit 2: otopsicocugu uyardı, x yalanı/gerçeği gibi başlıklar formata aykırıymış. insan her gün yeni birşeyler öğreniyor.

    edit3: eskiden format falan varmış.

  • kolin inşaat'ın beni zevkten dört köşe eden hareketi. zeytin ağaçlarının bulunduğu bölgede, kolin inşaat için çalışan ve zaman zaman köylülere saldıran 50 özel güvenlik görevlisi işten atılmış. güvenlik personeli "bize iş garantisi verip, köylülere saldırttılar. şimdi de işten attılar" diyor.

    beter olun lan. darısı para için millete saldıran tüm köpeklerin başına...

    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27553732.asp

  • benim epey layk'ladığım test.

    valla hiçbir tahminim olmadan çözdüm, "aman canım doğa moğa bişeyler filan diyecek bana da zaar" şeklinde de bir önyargım vardı.

    paylaşmak istemeyeceğim kadar doğru çıktı. yani o kadar doğru ki, evet benim için gerçekten bir takıntı ve bundan pek de memnun değilim. bana zarar veren bir şey çünkü bu.

    *
    ashash aybunu anlatmam lazım. ek yapıyorum şu an:

    bu entry'yi yazdıktan sonra bir mesaj geldi, "benim sonucumu tercüme eder misin" diye. "ingilizce bilmiyorduysa testi nasıl çözdü ki? aman canım demek ancak o kadarına yetti, sonucu tam anlamadı..." diye düşünüp hemen çevirdim, elimden geldiğinde.

    tam bitirirken "lan" dedim, "zaten benim sonucum da tam olarak bu değil miydi? insanları kaybetme korkusunu takıntı yaptığım için lüzumsuzca korumacı ve yardımsever olduğum sonucu çıkmadı mı? şimdi yaptığıma bak... bu test gerçekten bir harika dostum..."

    neyse gönderdim.

    lan insan bi teşekkür eder lan. ayıp.

    işte benim hayatım böyle geçiyor. biri bişey ister, ben yaparım, teşekkür bile almam, ama sonra biri yine istesin yine yaparım. mallık bedava.