ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yiğit özgür
-
eski formunu yakalamış olan yazar/çizer.
*
okul, muhtemelen 3., 4. sınıf, öğretmen, öğrenciler:
öğrt: birinci dünya savaşı kaç yılında başladı?
öğrencinin biri cevap vermek için kendini yırtar... ama öğretmen görmek istemez...
öğrn: öğretmenim!! öğretmenim!!
öğrt : kimse bilmiyo mu?..
öğrn : öğretmenim! ben ben!!
öğrt : başka?
öğrn : öğretmenim!!!
öğrt : hiç biriniz çalışmadı mı evladım?
öğrn : öğretmenim öğretmenim!!
öğrt : nolur lan biri daha kaldırsın parmak!..
öğrn : ben ben!! öğretmenim!!!
öğrt : yanlış da olsa kabul edicem... hadi..
öğrn : öğretmenim!!!
öğrt : alacağınız olsunlan... peki korhan tamam... sen söyle...
öğrn : at y.rrağı!!!
öğrt : memnun musunuz şimdi?
çocuklarla evliliği savunan profesöre derste tepki
-
tepki normal de, bu zihniyetteki bir insanın hala ders veriyor olması normal mi?
hamza hamzaoğlu
-
roberto mancini--->cesare prandelli--->hamza hamzaoğlu
oldu mu? olmadı. isim olarak olmadı lan isim!
bir sonraki teknik direktörümüzün ismini açıklıyorum;
(bkz: hattori hanzoğlu)
ihsan oktay anar
-
ihsan oktay anar son 20 yıldaki en iyi türk yazarlardan biridir. burada da söylendiği üzere çok iyi kitaplar yazmış olmasına rağmen bu kitapların hiç biri sinemaya uyarlanmamıştır. bunun bir kaç sebebi var. ilki tabi ki türk sinema sektörünün genel anlamda başarısızlığı. ikincisi de kitaplarının aslında filmleştirilemez olmasıdır.
bir kitaptan uyarlama yaparken genelde iki şekilde davranılır. ilk yöntem kitapta geçen olayları kırpıp senaryo formatına uygun hale getirmektir. bu yöntemi genelde çok bilinmeyen kitapları uyarlarken kullanırlar. bu uyarlamalardaki kitaplar aslında çok iyi değildir ancak içinde parlak noktalar da vardır. bu yüzden bu parlak noktalar alınır ve senaryo bunlar üzerine inşa edilir.
diğer yöntem ise çok bilinen kitaplar için kullanılır. bu yöntemde olay örgüsü pek önemsenmez. bu yüzden atlaya zıplaya film yapmışlar bu ne böyle diye yorum yapılır genelde. bu uyarlama yapılırken kitaptaki cümleler yani yazılı kodlar kırılarak görsel hale getirilir. böylece kitabın atmosferi yansıtılır ekrana.
peki ihsan oktay anar'ın kitaplarını uyarlamak neden imkansıza yakındır? çünkü ihsan oktay anar olay örgüsüyle birlikte kendine özgü bir üslup kullanır. bu nedenle uyarlama yaparken hem olayları anlatmanız hem de yazınsal mesajları görsel mesajlara çevirmeniz gerekir. bunu da birine ağırlık vererek yapamazsınız çünkü anar'ın kitaplarında ikisi iç içe'dir.
ayrıca yazılı bir mesajı görsel bir mesaja çevirmek çok zordur. mesela yazar romantik bir akşam geçirdiler der. senaristin, sanat yönetmeninin, görüntü yönetmeninin ve tabi ki yönetmenin karakterlere uygun bir şekilde romantik denilebilecek bir görsel mesaj yaratması gerekir. evde yalnız kalmayı seven ekonomik durumu çok iyi olmayan bir çifte mum ışığında ıstakoz yediremezsiniz. bu en basit örnek. ihsan oktay anar'ın çok detaylı ve üsluplu betimlemeleri olduğu için bunları görselleştirmek iyice zordur.
dünya'da bunu yapabilmiş sayılı insan var. mesela biri peter jackson. kimse j.r.r. tolkien'in dünyasını yüzde yüz anlatamaz tabi ama yine de biçim ve olay örgüsünü düzgün bir şekilde anlatmayı başarmıştır.
peki yönetmensiniz ve illaki ihsan oktay anar'ın kitapları gibi bir film çekmek istiyorsunuz ne yapacaksınız? elinizdeki en iyi seçenek eserlerinden esinlenmek için izin almak yada kendisi ile senaryo danışmanı olarak çalışmaktır. (böyle işleri kabul eder mi bilmiyorum şahsen tanışmadım) böylece genel havayı yakalayacak birkaç öge ve benzer bir konu akışı yakalayabilirsiniz. ayrıca kitapların hayranlarından linç yemekten de kurtulursunuz. izleyiciler olarak biz de eli yüzü düzgün bir filme kavuşuruz.
hemşire yatma zamanı dedi
-
çoğ enteresan bir keşfim:
the nurse said "bed time!"
"bed time" said the nurse
"bed zamanı" said the nurse
bed zamanı said nurse
bediüzzaman said nursi
açıklayın hadi!!?
m. kemal'in attan düştüğü için gazi unvanı alması
-
"konunun uzmanı değilim ama"
ne güzel söylemişsin...
doların yükselme sebebi 2001 krizi
-
yok, lidyalılar.
ssg'nin microsoft'ta sözlükten bahsetmesi
-
fantastik diyaloglar şeklinde gerçekleşeceği belli olan durumdur.
allen - şu çok popüler siten neyle ilgili?
ssg - bir sözlük.
allen - gerçekten mi? süpermiş. (ulan bu türkler matbaayı da çok geç kullanmışlardı zaten, bir sözlük yaptı diye çocuğu el üstünde tutuyorlar, yazık)
1 kg muzun 9 etin 50 sütün 5 tl olması
-
muz yetişmeyen ingiltere'de muzun 50p (yani 0.5 pound) olup, muz yetişen ülkemizde 9-10 tl olması beni ilk seferinde şaşırtmıştı, ama sonra insan alışıyor.
fatih sultan mehmet portresindeki ikinci adam
-
kenan komutan olabilir mi?
khan academy
-
tek favli entrylerin adami.