hesabın var mı? giriş yap

  • öyle bir videodur ki, çok büyük bir gerçeği yüzümüze vurur.

    "yol yabdı" diye övdüğü partinin yaptırdığı yolun projesini çizen mühendisler,
    "togg yabdı" diye övdüğü partinin "yaptırdığı" aracın üretiminde çalışan mühendisler,
    "hürkuş, mmu, vs. uçak yaptı" diye övünülen uçakların üretiminde çalışan mühendisler,
    ve hatta bayraktar'ın da çok iyi bildiği gibi, baykar'da çalışan mühendislerin çok büyük kısmının verdiği oy belli.

    akp mitingine gidip bu çocukların fotoğrafını göstersen, size oy vermeyecekmiş desen "bunlar vadan hayini yavvv" diyecek tiplere göre bunların tamamını yine akp seçmeni yapmıştır.

    15 mayıs'ta bu aydın gençler-yüzler kalkıp dese ki "madem biz vatan hainiyiz, kovun bizi videonun tamamında osmanlı mosmanlı diye öten dayıları getirin. onlar yapsın bunları." değil uçak yapmak, yapılmış uçağı bozmadan tozunu alamayacak tiplerin sürekli halkın akıllı kesmine bu lafları etmesine sebep olanlar da gün yüzü görmesin.

  • önce pişmanlık nedir onu iyice bir öğrenmek. yoo dostum, her hayıflanmanız pişmanlık değildir. günün birinde içine sine sine yapmış olduğun şey başka bir gün başına kabaklar patlattığında yaşadığın üzüntü de değildir pişmanlık.

    pişmanlık en başta kendinden ve yaptığın şeyden tiksinmeyi, alternatifleri reddedip kendini o hale bile isteye sokmuş olmanın getirdiği yabancılaşmayı içerir. hayatta üzülecek, baya bi kırılıp dökülecek, zaman zaman sürüneceksiniz, bunların kaçarı yok, ama pişmanlığın kaçarı var: içinize sinmeyen hiçbir şeyi çok büyük bir mecburiyetiniz, hayat memat meseleniz yoksa yapmayın.
    kişiyi en acıtan yabancılaşma kendine olandır, kendinizi yine ta kendinizden yıpranmış, ter kokmuş, yakası paçası kaymış bir tişört gibi çıkarıp atmak istemiyorsanız -işte pişmanlık tam olarak budur- yaptığınız her şey önce sizin içinize sinecek. ananızın, babanızın, kuzeninizin, komşuların, whatsapp kanka grubunuzun, iş yerindeki fatma'nın değil.

    her eyleminizde bir crush on durumu yaşayın, bu sadece aşk değil, iş, arkadaşlık, yeni bir kıyafet, gezilecek görülecek bir yer, eve alınacak bir koltuk da olabilir, ama ona tutulun.
    herkes akın akın evleniyor diye "benim bundan çocuğum olsa nasıl güzel olur" hissi yaratmayan biriyle evlenmeyin, herkes oraya gidiyor diye size çivili koltukta oturuyor hissi yaratacak yere gitmeyin, herkes alıyor diye "eve gitsem de şunu üzerimden fırlatıp atsam" diyeceğiniz o rahatsız bluzu almayın. herkes size "aaa biraz manyak galiba" diyor diye onların diliyle konuşmaya başlamayın. düşecek ama kalkacaksınız da, kimsenin yara izi bir başkasında sızlamaz, kaşınmaz, sadece uzaktan bakıp "acıyor olmalı" dersiniz, (burada yara ve iz kelimelerini yeni nesil ağlak edebiyatçılar gibi sadece aşk meşkle iniltili kullanmıyorum) sizin kendi yara izleriniz olsun yoksa öğrenemezsiniz, hem "yara izi yarayı açan kılıçtan daha etkilidir"* tecrübeyi gösterir. kendiniz olun ve sonunda batsanız da çıksanız da vurulmadığınız hiçbir şeyin peşinden gitmeyin, tercihlerinize laf söyleyen insanlara karşı mottonuz da şu olsun: "sa-na-ne a......."

  • çiftçinin yüzünü güldüren oyun. sürekli yağmur yağıyor anasını satayım...

  • bade işçil'in zengin ve güzel tiki kız rolüyle oyunculuk sınırlarını zorlamasıyla saygımı kazanmış dizi. bade, oyunculuğuyla adeta gerçek hayatta da zengin ve güzel tiki kız olduğuna inandırıyor bizi. ayrıca golf kulübünün girişinde karşılaştıkları sahnede bade'nin, kuzey'le güney'in kardeş olduğunu öğrenince "tahmin ettim" demesiyle de gregor mendel'e selam çakmış dizidir. kardeşlerden biri norveçli balıkçı, diğer pakistanlı gazeteci gibi, ben bile hala emin değilim kardeş olduklarına, ama o şak diye anladı. özetle saygımı kazanmış dizidir diyebilirim.

  • başlık: dün sayın başbakanımız bana el salladı lan

    1. evinden meclise gidiyordu
    subayevlerinde oturuyo bende aöf kaydı için aydınlıkevlerdeydim
    arabadan el salladı bana caddede kimse yoktu
    geçen hafta da melih gökçek pursaklarda top dağıttı bi tane top kaptım
    yavaş yavaş siyasete giriyorum ipneler
    (martibiyik ?, 22.10.2013 10:23)

  • bir ülkenin göz göre göre içine sürüklendiği rezilliğin bayram olarak kutlandığı gün. şahsım olarak ben, tiyatrolar günü olarak kutluyorum.

  • hasattaki meyve büyüklüğünün kırmızı şarap kompozisyonuna olan etkisi için bir çalışma yapılmış ve şu sonuca ulaşılmıştır:

    bağcılıkta klasik bir görüş, küçük üzüm meyvelerinin en iyi kırmızı şarapları ürettiğini beyan eder. şarap üreticileri arasında bu varsayımın popülaritesi, üzümdeki kaliteli kırmızı şaraplar elde etme potansiyelini ölçmek için hasattaki meyve büyüklüğünü bir araç olarak görmelerine yol açar. bu sorunu ele almak için, aynı kültürden elde edilen ve yetiştirme sırasında aynı fizyolojik koşullara maruz kalan iki bağ, hasattaki ortalama üzüm boyutundaki farklılıkları nedeniyle seçilmiştir. her iki kökenden elde edilen üzümler aynı şekilde kırmızı şarap yapımı için karakterize edilmiş ve kullanılmıştır. alkolik fermantasyon sırasında uçucu bileşiklerin ve fenolik bileşiklerin salınımı izlenmiş ve üretilen şaraplar kimyasal olarak karakterize edilmiştir.

    "büyük üzümlerin teorik yüzey/hacim oranı daha düşüktür, ancak daha kalın kabuklara ve daha büyük oranda kabuklara sahiptir. daha büyük oranda derilere sahip üzümlerden yapılan şaraplar, daha yüksek miktarlarda fenolik bileşikler, terpenler, uçucu asitler, asetat esterleri ve polisakkaritler içerir. sonuçlara göre, üzüm derisi ekstraksiyonunun meyve boyutuna göre cilt oranıyla daha fazla ilişkili olduğu görülmektedir. bu nedenle her zaman daha küçük üzümler daha koyu kırmızı şaraplar üretmez."

    sayısal verilerle desteklenen bu araştırmanın tamamına ve makaleye ulaşmak için:

    gil, mariona & ubeda, cristina & barrio-galán, rubén & peña-neira, alvaro. (2019). ımpact of berry size at harvest on red wine composition: a winemaker's approach. journal of the science of food and agriculture.

    görsel

    görsel

    düzeltme: görseller eklendi.

  • sözlügün gercek bir kutsal bilgi kaynagi oldugu eski günlerin anisina basligi ciddiye alip, geyik muhabbeti aksine bilgi verme amacli olarak asagidaki aciklamayi giriyorum:

    1. uluslararasi sivil havacilik kurumu ucak motorlarinin kücük boy kuslari zarar görmeden "yutabilmesini", büyük boy kuslarin carpmasi durumunda ise en azindan "patlamamasi" stardardini zorunlu tutmus. yani kus carpmasi durumunda bir motora gelebilecek en büyük hasarin motorun kullanim disi kalmasi standardi getirilmis.

    2. ucak motorlarinin önüne tel kafes gerilmesi konusu gündeme gelmis ama bir dizi arastirmadan sonra bundan vazgecilmis. nedenleri ise:
    - o hizda ucmakta olan bir ucaga carpan bir kusu engelleyecek gücte bir kafesin cok agir olacagindan dolayi cok fazla yakit israfina sebep olacagi
    - motora hava girisini önemli ölcüde engelleyecegi (ben hoparlör tasarimiyla ugrastigim icin hoparlör önündeki izgaralarin hoparlörden itilen havanin ortalama %40'ini engelledigini biliyorum, dolayisiyla bu tür bir izgaranin hava emilimini hatiri sayilir oranda düsürmesi benim icin sürpriz degil)

    3. bazi havaalanlarinda kullanilan, kuslari kacirtici ses frekans vb yayin imkani olmasi

    4. gelismis radar ve audio teleskop teknolojilerinin de kus sürülerini tespit etmekte etkili olmasi

    orijinal kaynak icin buradan.

    bu linkte de 1960'li yillardan bu yana kus carpmasinin neden oldugu toplam 7 ucak kazasi rapor edilmis ki diger kaza sebeplerine göre pek kayda deger bir rakam degil.