ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
soyadı ile uyum içerisindeki ünlüler
-
(bkz: gülben ergen)
ideal kadın boyu
-
kesinlikle kayı boyudur. kınık, peçenek, kıpçak... boy boy kadınla beraber oldum hiçbiri kayı'nın yerini tutmadı.
28 ağustos 2014 hdp'nin erdoğan'ı alkışlaması
-
seçimden önce "berkin'i, lice'yi, roboski'yi, gever'i unutmadık" diye oy avcılığına çıkan hdp'nin, seçimden sonra 28 ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı yemin törenine katılarak recep tayyip erdoğanı ayakta alkışlaması olayıdır.
chp yemin törenine katılmıyor.
mhp katılıyor, alkışlamıyor.
başta selahattin demirtaşve pervin buldan olmak üzere hdp grubu çılgınlar gibi alkışlıyor, iki partinin de gerisine düşüyor.
tebrikler.
balık yedikten sonra helva yemek
-
ülkemizde yaygın olarak gerçekleştirilen eylemdir. balık lezzetini tamamlayıcı olmasının yanı sıra, balığın öldüğünü anlaması açısından önemlidir.
cern'deki 300 tb'lik veri
-
indirmeye gerek yok, kuran'da yazıyor zaten hepsi.
melih gökçek'in mansur yavaş'a rest çekmesi
-
ortalık karışacakmış... melih gokçek'in laflarına hala prim veren var mı? allah bir dediğinde sorgulanması gereken adamların laflarını taşımayın şuraya allah aşkına ya...
turkcell superonline fiber internet
-
uzun süre uğraşarak, benden habersizce, yanlış verilmiş bir karar sonrasında geçmek zorunda kaldığımız kotalı internet tarifesinden (yaklaşık 5 gün boyunca en az 6 saatlik telefon görüşmesi yapmak, onlarca yönetici ile uğraşmak zorunda kalmıştım) kurtulmanın sevinciyle yaşayan biri olarak konuşacağım bak şimdi. adı limitsiz, kendi kotalı tarifelerin internet tarifesi olarak satıldığı, "sınırsız görüşme" isimli cep telefonu abonelik paketlerinin 5000dakika konuşmayla sınırlı olduğu bir ülkeden sesleniyorum sana.
insanları yağ kuyruklarında yaşattılar yıllarca, ekmek ve benzin kuyruklarında. kendileri yerken, bizi aç bırakıp rezil ettiler dağa taşa, kurda kuşa. sonra kepçeyle getirip kaşıkla bize vermeye başladılar, karnımız doydu sanıp güvenmeyi sürdürdük hepsine. sonra internet minternet derken teknolojiyle tanıştık, başta rezil, sonra düzgün, sonra da aptal uygulamalarla karşı karşıya kala kala internet kullanıcısı olduk. sonra da adil kullanım denen bok çıktı.
uzağa gitme, sadece benden önce konuşanların yazı olarak bıraktıklarına bak biraz...
şimdi anlıyor musun neden "adil kullanım" diye bir bok çıktığını sevgili sözlükçü arkadaşım. bak o zihniyet kendini gösterdi hemen. "aylık 50gb'lık ne yapıyorsunuz?" diye soruyor. "tanesi 800mb'tan kaç film eder" hesabı yapıyor. hem de bunu; tüm dünyanın bağlantı hızı konusunda gigabitlere taşınmış olduğu bir zaman aralığında soruyor. bu mantıktaki adamlar o mevkilerde oturduğu için adil kullanım diye bir halt var işte. "800mb'lık 5 film neyinize yetmiyor?" diyecek kadar salak tiplemelere yöneticilik koltuğu devredildiği için sen ve ben bu gerizekalı uygulamalara maruz kalıyoruz işte.
ipsala'dan öteye geçirsen milletin kıçıyla güleceği bir düşünme algoritmasına sahip bu insanlar yüzünden "kota" diye bir bokla yüzyüzeyiz. adil kullanımmış, peh. en büyük adaletsizlik, senin gibi embesili oraya yetkili yapan yüzünden karşımızda bizim.
hayata bir pringles kutusunun içinden bakarsanız, sadece basit bir yuvarlağa sığar her şey. onun dışında kalanları görme şansınız yoktur. iptv, htv, hdtv, voip, ultrahd vesaire gibi şeyler hep o çemberin, yuvarlağın veya dairenin dışında kalır pringles kutusuna kafanızı gömüp onun dışına bakamaz olduğunuzda. bir blu-ray film 25 veya 50gb boyunda oluyor, eğer merak ediyorsan sevgili embesil arkadaşım. hani şu "ne yapıyosunuz o kadar interneti, kapatsanıza musluğu" derken sorduğun miktar.
hem zaten sana mı düştü benim ne indirip ne yüklediğimin çetelesini tutmak? düşün şimdi; sen bana gelip 18 koltuklu bir minibüs satıyorsun. ben günün birinde arkadaşlarımla toplanıp pikniğe gitmek için biniyorum, beni yolda durdurup "minibüse bu kadar insan binemezsiniz, siz minibüse bu kadar insanla binerseniz adil bir kullanım olmaz" diyorsun. sonra da benden sana insanmış gibi davranmamı bekliyorsun. var mı öyle tatava? senin o fındık kadar aklının üretebileceği üç beş fikir, olsa olsa bu kadar kokuşmuş olur işte. bu kadar leşsin, bu kadar embesilsin sen.
50 gbyte neyimize yetmiyormuş... sttir git mal mısın nesin...
bağdat baharat
-
bu şirkette çalışmak istiyorum ama bir şartım var. ilk ay işe gitmeyeceğim ve bana maaş ödeyecekler.
bir bakayım, verdikleri para yetecek mi? eve 5 yumurta fazlasını alabilecek miyim? beğenirsem, ikinci ay gider çalışırım.
debe edit: idealist ve iyi yürekli bir öğretmen, van'ın bahcesaray ilçesine 65 km uzaklıkta bir okula atanmış. destek bekliyorlar.
(bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
6 yaşındaki gürbüz crysis 2 oynarken yanıma geldi . bir süre izledi izledi izledi sonra omzuma yattı.
+oyyy, napıyorsun sen ?
-salağa yatıyorum (!)
+ne , nasıl , ne diyo lan bu ! (anlamam 15 dakika süre aldı )
edit : yazınca şimdi durumun ciddiyetine vardım
beyler :(