hesabın var mı? giriş yap

  • yanyana olmayan, 2 kişilik oturma yeri boş kalmış minibüs'e carsafli iki kadin binmesi; kadinlardan genc olanin bos yerlerden birisinin yanindaki adama "kardesim sen kalk bakiyim su boş yere otur, biz de buraya yan yana oturabilelim" demesi; adamin "yahu siz bir oraya bir buraya otursaniza" demesi; çarsaflı kadının "ne yani sen benle bu bacıyı elalemin herifleriyle yanyana mı oturtucan?" demesi; bunun üzerine önden bir bayanın dönüp
    "hanfendi bakın, ben 20 dakikadir bu bayın yanında oturuyorum, hala da bana tecavüz etmedi, buyrun siz de oturun" demesi..

  • zombi saldırısı veya muhtemel bir nükleer holokost durumlarını tenzih ederek; halihazırda başvurulacak ilk teknolojidir. zira yapımı, seri üretimi ve parçalarının temini çok kolaydır * * . ayrıca am frekansları daha uzak mesafelere erişebilir. ayrıca uzun dalga bandı pek bilinmese de kıtalar arası radyo yayını ve iletişim aracı olarak kullanmak mümkündür. eski radyoları incelediyseniz, ki çoğu am bandında çalışır, dünyanın farklı şehirlerinin isimlerini kadranında görürsünüz.

    he birde felaket durumlarında ilk çöken şebeke gsm şebekesidir, ülkemiz doğal afet kuşağında olduğu için bu durumu halk olarak defalarca tecrübe edindik. en ufak bir deprem sonrasında bile gsm santralleri kilitlenmektedir. diğer bir deyişle am/fm radyo teknolojisinin henüz miadı dolmamıştır. gsm şebekesi olmadıktan sonra o akıllı telefonlarınız * telefonunuzda am/fm alıcı yoksa, o telefon oyun oynamak dışında bir işe yaramaz. tabi ona harcayacak elektriğiniz varsa.

    ha bu arada derseniz ki madem o lw ile am radyo bu kadar iyi neden kullanılmıyor? bunun sebebi günümüz multimedya taleplerinin * am bandına ayrılan band genişliğiyle karşılanamamasıdır. afet durumlarında yayını stereo dinlemesenizde olur. o yayını bulduğunuza dua edersiniz zaten.

    son olarak birçok kullanıcı am ile fm in farkını bile bilmezken frekans değişiminin sebebini anlamaması doğaldır. bunun nedeni ise doppler kayması olarak bilinir. onu açıklamayı da canım almıyor. birşey sıkmadan önce biraz okuyun öğrenin lütfen.

    edit: imla

  • bazıları her ne kadar komik olsa da, fıkrayı dinledikten sonra davut güloğlu ile beraber katula katula gülsem de, günlük hayatta fıkrada anlatılanın aynısını yapıyor olmam ile beni benden alan, bana hayatı sorgulatan fıkralardır..

    mesala günlük hayatta aynısını uyguladığım mühendis fıkralarından birisini örnek verelim;

    --- spoiler ---

    bir mühendis uçakla seyahat edeceği zaman çantasında mutlaka bir tane bomba taşırmış.. bir gün bunu farketmişler ve sebebini sormuşlar mühendise..
    o da durumu şöyle açıklamış;

    - bir uçakta bir tane bomba bulunma olasılığı (bkz: olasılık) hesaplarıma göre 1/1000'dir.. ancak 2 tane bomba bulunma olasılığı da 1/1000 x 1/1000 yani 1/1000000 'dur.. ben yanımda her zaman bir bomba taşıyarak, uçakta ciddi bir terörist bomba bulunma olasılığını 1/1000'den 1/1000000 'a düşürüyorum..

    --- spoiler ---

    ehh, şimdi bu fıkrayı okuyan bir insan "hay aptal seni ahahaha" diye gülebilir.. ki ben de öyle yapmıştım ilk okuduğumda (bkz: bilim ve teknik dergisi)..
    ancak insanın bu mühendis aptallığını günlük hayatta kendisinin de yaptığını yakalaması fıkradan daha komik oluyor..

    mesala bir eşyanız çalınmıştır.. "ehh bir kere eşya çalındı, aynı kişinin iki kere eşyasının çalınma olasılığı, hiç eşyası çalınmamış birisinin hırsızlığa uğrama ihtimalinin karesi kadardır.. nasolsa bir kere hırsızlığa maruz kaldım, artık eşyalarımı daha rahatça ortada bırakabilirim".. evet cidden farkında olmadan bunu uyguluyorum günlerdir.. evet sayısal zeka karakterliyim.. evet obsesifim..

    veya bir kere trafik kazası geçirmişsinizdir.. "bir kere trafik kazası geçirmiş insanın ikinci kere trafik kazası geçirme olasılığı, hiç trafik kazası geçirmemiş insanın trafik kazası geçirme olasılığının karesidir" diyerek trafikte artık daha rahat, yaldır yaldır, daha dikkatsiz gezmeye başlıyorum.. çünkü bir kere kaza geçirdim ve ilerideki hayatımı matematiksel sigortaya aldım * * *

  • 17 yaşındayken, 11 gün boyunca uyumayarak -264 saat- adını guiness rekorlar kitabı'na yazdırmayı başarmıştır.
    anlattığına göre ilk birkaç gün çok eğlenceliyken, sonradan hayatı kabusa dönüşmeye başlamıştır. en sonunda kaldırıldığı hastanede 14 saatlik bir uykuyla "yeniden doğduğunu" söylemiştir. wiki sayfasi: http://en.wikipedia.org/…dy_gardner_(record_holder)