ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kanada'nın lgbtq bireylere iltica hakkı vermesi
-
(bkz: geyin göçü)
bit.ly'ye erişimin engellenmesi
-
(bkz: uzun seviyorlar demek)
edit: bir kaç ay önce girseydim debeye telefonla arayıp "debeye girmişim" diyebileceğim biri vardı. burada edit falan yapacaktım hatta. hep düşünmüştüm bunları. şimdi son bir haftada ikinci kez basit bir bakınızla da olsa 14. sıradan debeye girmişiz. ama artık o kadar da büyük bir anlam ifade etmiyor. yine de debeye girmek güzel tabi oylayanların ellerine sağlık.
nespresso
-
turkiye'de cok pahali, vay 55tl olur mu diye yazan yazana. buyrun nespresso hakkinda biraz bilgi ve kisisel fikir.
ilk defa 1976 yilinda bir nestle calisan tarafindan ortaya koyulmus bir konsept bu nespresso. ismi herkesin tahmin edebilecegi gibi nestle ve espresso kelimelerinin birlestirilmesinden geliyor. nestle ilk yillarda piyasada cok basarisiz olmus.
sonrasinda nestle bu konsepti 1986 yilinda (yani ilk seferinden 10 sene sonra) japonya'da piyasaya surmus, sonra da isvicre'de.
1990 yilindan sonra yavas yavas basari yakalamaya baslamis bu urun. biraz piyasanin gelismesi, biraz da nestle'nin bu urun icin krups, siemens ve benzeri sirketlerle patent anlasmasina girip onlarin "makine" uretmesine izin vermesi ile olmus.
nestle'nin nespresso konsepti ve makinalari ile ilgili 1,700 civarinda patenti var. ama 2012 yilindan itibaren yavas yavas bu patentlerin sureleri dolmaya baslamis. piyasaya son 5 senede daha cok "nespresso uyumlu kapsul" cikmaya baslamasinin sebebi de bu suresi dolan patentler (mevzubahis piyasa dunya piyasasi).
nestle bu suresi dolan patentleri uzatmaya ya da yenilemeye calisti ama olmadi. simdilerde bunun etkilerinin onune gecebilmek icin yeni bir konsept ve "teknoloji" surduler piyasaya. kuzey amerika'da su anda piyasada.
bu yeni konseptte "kapsul"ler uzerinde bir barkod var. makinalar bu barkoddan kahvenin en iyi nasil hazirlanmasi gerektigini okuyor ve one gore hazirliyor. barkod yoksa kahve hazirlamiyor ya da kotu sekilde hazirliyor kahveyi.
kahve hazirlama teknigi de farkli, klasik espresso mantigi ile degil (kahveden yuksek basincli su gecirmek) yeni kesfettikleri "centrifusion" teknigi ile. sicak su kapsullere ortadan girip 7.000 rpm ile donen kapsullerden cikiyor. daha iyi kahve yapiyormus, daha iyi aroma cikartiyormus gibi aciklamalar var.
belki bu aciklamalar dogrudur ama benim gorusum "bu is ekonomik"...
hulasa, nespresso dedigin sey kahve konusunda dunyada neredeyse "tekel" olan nestle'nin temel urununu pazarlama seklidir. konsepti 42 yasindadir. uzerindeki patentler bitmeye baslamistir. kisa sure icinde iyice "commoditised" hale gelir.
sözlük yazarlarının zenginlik kıstasları
-
berberin "yıkayım mı?" sorusuna evde yıkayacağını söylemiyorsa zengindir.
atiye (dizi)
-
başladınız yine izledim , akşam izlerim bilmem ne. bize ne ulan ne zaman izleyeceğinizden. dizinin konusu ne , oyuncular kim vs onlardan bahsetsene.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
komşumuzun kızının doğum gününde oğlumla konuşmaktayım:
ben: oğlum ayşenur ablana hediye olarak ne alalım?
oğlum heyecanla: senin gibi kocaman bir ayı alalım baba.
noktalama işaretlerini icat edenlere bir kez daha saygı duydum.
volkan bıçakla çıkmış olamaz mı
-
çok haklı ve anlayış ile karşılanması gereken bir şüphe. ben de tedavi edilmeye başlamadan önce bu tür şüpheler ile insanları gözler ve düşünürdüm. 24 yaşıma kadar fubolcuların döner bıçağı taşımak için konçlarını şortuna kadar çekip sahaya çıktığını, uzun boylu olanların ise konç yetmeyeceği için kilotlu çorap giydiğini sanırdım.
sonra ilaç kullanmaya başladım ve geçti bunlar... oluyor. şefkat ile çözülüyor.
17 aralık 2013
-
kızımın sabah saat 7:00'de gözlerini dünyaya gözlerini açtığı gündür. tarihe not düşelim.
canan karatay'ın meslekten 15 gün men edilmesi
-
15 günlük men mi olurmuş, canan hoca yıllık izne çıkmıştır. yanında da bir sepet tereyağı ve yumurta.
evde depolanan saçma şeyler
-
okul karnelerim takdir ve teşekkür belgelerim.
büyüdükçe özlenen şeyler
-
çocukluk aşkıyla balkondan balkona bakışmak..sokakta oynarken onun topunu hep senin oynadığın tarafa atması..