hesabın var mı? giriş yap

  • aldığı parayı sonuna kadar hak eden nadir menajerlerden biri, hatta önde gideni. türkiye liglerinde hala batuhan'ı kabul eden klüp bulabildiğine göre, kendisiyle kız istemeye çok rahat gidilebilir.

    not: başlık boş bkz idi, doldu. (bkz: #43923499)

  • dün akşam seasons'da emre çolak'a karşı maç yaptığım oyundur.

    emre çolak olduğundan %100 eminim adamın. zira sneijder'in yerine emre çolak'ı oynatıyordu. düşündüm, bunu dünya üzerinde sadece emre çolak'ın kendisi yapabilir.

  • üzücü haber.

    grup olarak dolaşan köpekler çok tehlikeli saldırma potansiyelleri de az değil bir araya gelince çete gibi takılıp terör estiriyor şerefsizler.

  • ay olmasaydı ne olurdu?

    -mevsimler allak bullak olurdu

    dünyaya uyguladığı çekim etkisi de yok olacağı için gezegenimizin 23 derecelik eksen eğimi daha fazla artış gösterecekti, bunun sonucunda da mevsimler daha etkili olacaktı. yaz aylarında havalar daha sıcak kış aylarında ise havalar daha soğuk olacaktı. kutuplar güneş'e maruz kalacak, buz kütlelerini eritecek ve aşırı iklimsel değişimleri tetikleyecekti.gezegenimizin ekseninin eğiminde sadece bir derecelik bir değişiklik olması bile buz çağlarına neden olmak için yeterlidir.

    -okyanuslardaki değişim

    güneş ile birlikte ay, günde birkaç kez denizlerimizin seviyesini arttırmak ve azaltmaktan sorumludur. ay dünya etrafında dönerken, yerçekimi okyanusları ona doğru çeker ve böylece yüksek gelgitler oluşur. ay olmayınca gelgitler mevcut seviyesinin üçte birine inecek ve okyanusların dengesi bozulacaktır.ayrıca deniz seviyesi de etkilenecektir. böylece kutuplardaki deniz seviyesi önemli ölçüde artacaktır.

    -daha kısa günler

    dünya ve ay 4,5 milyar yıl önce oluştuğunda, gezegen o kadar hızlı dönüyordu ki günler sadece dört saat sürüyordu.ay olmasa günler çok daha kısa sürede tamamlanır.

    -istenmeyen uzay cisimlerine karşı doğal kalkanımızı kaybederdik.

    ay çekimi sayesinde gök cisimlerine karşı dünyamızı korur.onun olmadığı bir durumda olası asteroid çarpmalarına karşı savunmasız kalırdık.

    -değerli elementler

    altın, platin, paladyum, iridyum gibi elementlerin uygarlığımız için son derece değerli olduğu kanıtlanmıştır. ay hiç olmasaydı bu değerli elementler,dünyamızda yok denecek kadar az seviyede olacaktı.

    -rüzgarlar

    kuvvetli rüzgarlar nedeniyle insanlar duyma yetisine sahip olmayacaklardı. dolayısıyla konuşmak yerine işaretlerle anlaşmaya çalışacaklardı. bu da yetenek ve zeka gibi kavramların gelişimini büyük oranda etkileyecekti.

    kaynak

  • psikolojisi bozuk bir kız. neyi savunuluyor anlamadım. burada bir, iki böcekten değil binlerce böcekten bahsediliyor. bu normal mi? mesela biri yedi bin kedi beslese bu normal mi? buradaki aşırılık kesinlikle normal değil.
    psikolojik sorunları var o belli fakat asıl sorunlu olanlar ailesi. ben devletin yerinde olsam alırım o çocuğu onların elinden. hiçbirine değil de o köpeğe acıdım. bu da nesi der gibi şaşkın şaşkın bakıyor hâlâ.

  • üçüncü bölümümüzle devam ediyoruz.

    tarihi eser korumasındaki doğan apartmanı'ndan almış olduğu üç daireden biri olan 3 numaralı dairede, benimle çalışmaya başlamadan önce, mutfak ile orta salon arasında kapı açmak maksadı ile, yıkılması kesinlikle yasak olan taşıyıcı duvarı yıktırmış olan kişi.

    aynı kişi, daha sonra, manzarasına geliyor diye, imar izni olan iki katlı bir yapıyı, uğur dündar'ı sıkıştırarak, skandal olarak televizyondan kampanya başlatmak suretiyle yıktırmaya çalışmıştır. uğur dündar bunu yemeyince, söz konusu yapının sahipleriyle, arkalarından hiçbir iş çevirmemiş gibi oturup konuşmuş, "ne güzel olmuş burası" demiştir.

    eski sevgilisi olan mankenleri, oyuncuları ve birkaç kişiyi daha model olarak kullanıp hazırladığı fotoğraf sergisinin açılışından önce bütün fotoğrafları benimle birlikte teftiş ederken şöyle demiştir:
    "işte şimdi gelecek bakacak herkes, vay be diyecek, adam bu karıların hepsini s*kmiş... işte bunu dedirtmek için yapıyorum bu sergiyi!"

    biraz da eğlenelim...

    gelin, audi marka olan arabasını alırken neden özellikle a8l modelini seçtiğini kendisinden dinleyelim:

    "abi, şimdi a6 alacak halimiz yok. koskoca okan bayülgen'iz. a8 almam lazım. e ama arada dünya kadar bilmemkaç euro fiyat farkı olmasına rağmen, dışarıdan bakınca a6 mı a8 mi olduğu anlaşılmıyor. tek fark, arkadaki yazı. bu audi, yazı karakterini öyle bir seçmiş ki, 6 ile 8 birbirine benziyor. sonra beni gören taksici bilmemneci diyecek ki bu kesin a6, zaten türkiye'de a8 bir avuç var. yok ya! ben o kadar fiyat farkı verecem, a8 alacam, ama beni a6'ya biniyor sanacaklar! eee, ben de baktım ki sadece a8'lerde olan bir l modeli var, "long" manasında, onu aldık ki yandaki "l"yi görünce anlarlar a6 olmadığını. elçilik arabası gibi araba tabi long olduğu için, köşeleri möşeleri dönemiyoruz, ama o kadar para verip a6'ya biniyor dedirtmem." (argodan arındırılmıştır)

    türkiye'nin serge gainsbourg'u desinler sana istiyordun, onun da sonu pek hoş olmamıştı, hatırlatırım.

    devam edeceğiz...

  • (bkz: gerçek dolar bu değil)

    lisedeki felsefe hocası yazılıda tek bir soru sorar:

    -doların yükselişinin gerçek olmadığını kanıtlayın.

    herkes uzun uzun cevaplar yazar. arz-talep dengesinden bahsedenler, reel faizden bahsedenler, ekonomide dışa bağımlılıktan bahsedenler vs. hepsi sıfır alır. yalnızca bir tek öğrenci 100 alır ve cevap kağıdında yalnızca şu kelimeler yazılıdır:

    "hangi dolar?"

    not: o zeki öğrencinin kim olduğu hakkında çok da değişik rivayetler yoktur.

  • öncelikle tabaktaki miktarı azaldıkça alması/hükmetmesi zorlaşan tüm yiyeceklerin bana verdiği yetkiye ve bende yarattığı sinire dayanarak "varoş sensin kaşık da sana girsin" deyip sözlerime devam etmek istiyorum.



    çoban salatası (şöyle suyunu iyice doldurarak)

    makarna (bir tarafına yoğurt iliştirerek)

    cacık (buzlu, zeytinyağlı ve naneli olarak)

    pilav (özellikle bulgur pilavı. şöyle bol domatesli, sebzeli)

    bunları çatalla yiyen adam hıncaldır, uluçtur, pespayedir, ılıktır...



    there is no spoon sadece matrix'te var olabilecek bir olgudur...

  • millet beynini yemiş arkadaş. bir tanesi de yazmış sabahattin ali'yi markete düşürmeseydiniz iyiydi diye. ulan asıl milyonlara ulaşan markete girmesi güzel değil mi? sadece sen ve senin gibiler okusun diye mi yazdı adam bunları elin oğlu gelir lan 3.95 bir şey değilmiş deyip alacak kendisi okumasa bile en azından evde gören birisi okuyacak.

    bu insanlardaki bende olan kimsede olmasınları, benim okuduğumu sadece parası olan okusun durumu olmayanla aynı şeyi okuyamam ya da ucuzlayan şeyin kalitesinin düştüğünü düşünmeleri beni öldürüyor.

    bu kampanyayı a101 değil de migros ya da amazon yapsa her yerde paylaşılıyordu.

    edit : conturupontuk'tan mesaj geldi migros'ta da 6.99’a platon, dostoyevski kitapları satılıyormuş.

  • 2002'de türkiye krizin etkisinden yeni yeni çıkmışken erken seçim lafını ortaya atıp bunalmış halkı "yeni umut" akp'nin kucağına atan,

    2007'de cumhurbaşkanlığında akp'ye destek çıkan,

    2015'te daha seçim akşamı akp'nin 13 yıldır ilk defa iktidardan düşürülebileceği gün çıkıp yine erken seçim isteyip halkın, "bunlar bi bok yapamayacak biz yine akp'ye verelim" diye düşünmesini sağlayıp kasımda akp'yi tek başına iktidara taşıyan,

    ve nihayet ortada uzun zamandır lafı bile dolanmayan başkanlığı durduk yere gündeme getiren devlet bahçeli'nin atacağı düşünülen kazık :)