ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
6 mayıs 2020 dolar kuru
-
dolar ve euro'daki son gelişmelerin ardından iç anadolu'daki kahvehane sakinleri türkiye'nin kredi notunu ''ehonomi çogeyi''den “eyi” düzeyine çekti. "zaytung"
yaran facebook durum güncellemeleri
-
devlet bize ne verir ? maaş
bizi kim yarattı ? allah
birleştir" maaşallah"
kaç kere ? 41
mhp'nin 41. yılı kutlu olsun!
sözlükçülerin instagram sayfaları
-
(bkz: sözlükteki at hırsızları)
evren nereye oluştu
-
kelime seçim ve sıralaması yanlış olsa da, bu konulara merakı olan birçok kişinin aklındaki soru.
her ne kadar evrenin büyük patlama ile oluştuğunu söylesek ve bunu birçok kanıtla desteklesek de, tam olarak bu patlama anına ve ondan öncesine ilişkin pek bilgimiz yok. sadece tahminlerimiz var. bu sorunun cevabı da bu tahminlerin gerçeklik ihtimaline bağlı.
şöyle ki;
büyük patlama'nın gerçekleştiği ana ve ondan sonra geçen 10 üzeri -13 saniyelik sürece ilişkin net bir bilgimiz yok. ancak bu andan sonra neler olduğunu bilebiliyoruz (bazı gözlem, ölçüm ve modellemeler sayesinde.)
peki neden böyle bir patlama gerçekleşti ve öncesinde ne vardı? dediğim gibi, bunun kesin bir cevabı yok, ama teorik fizikçilerin ve astrofizikçilerin birtakım tahminleri var elbette.
- bir görüşe göre, tam olarak şu anki hâli ve boyutlarıyla olmasa da, evren hep vardı. yani sonsuz "zaman"dır oradaydı ve bir şekilde bir enerji tetiklenmesi olduğu için büyük patlama yaşandı. tabii büyük patlama öncesindeki zaman kavramı tartışılabilir. zira biz, bildiğimiz anlamdaki uzay zamanın büyük patlama ile ortaya çıkıp şekillenmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruyoruz. bu durumda büyük patlama öncesi için konuşursak "sonsuz zaman" kavramı bizim bildiğimizden farklı olabilir (ya da öyle bir kavram hiç olmayabilir.)
- bir başka görüşe göre, şu anda bildiğimiz 3+1 boyut dışında da boyutlar var ve etkileşime geçemediğimiz başka evrenler, bu boyutlarda yer alıyor. bizim evrenimiz sakin sessiz bir şekilde orada salınıp dururken bir başka evrenle çarpıştı ve çarpışmada açığa çıkan enerji sonunda gerçekleşen büyük patlama ile şu anki halini aldı.
bunu gözlemlerle test etmenin bir yolu var mı? evet, bazı tahminler yapılabilir bununla ilgili. hatta geçen yıllarda uzayda keşfedilen ve adına void dediğimiz büyük boş alanlardan bir tanesi o kadar büyük ki, bunun bahsi geçen türden bir çarpışmadan geriye kalmış olabileceğine ilişkin tahminler var. bu konuyu araştırmaya devam ediyor bilim camiası.
- üçüncü görüşe göre, yine birçok evren var ve bunların hareketleri tıpkı su damlaları ya da lav lambalarında olduğu gibi akışkan şekilde gerçekleşiyor. tabii bu durumda hâlihazırda var olan evrenlerden parçalar ayrılıyor ve daha ufak boyutlu yeni evrenler ortaya çıkıyor. evrenimiz bu şekilde ortaya çıkmış olabilir. elbette böyle bir durumda bizim evrenimizden de kopmalar gerçekleşebilir.
eğer yukarıdaki senaryolardan biri gerçekse, evrenimiz bir başka evren içerisinde genişliyor olabilir tabii ki ama...
şu an için gözlemlediğimiz kadarıyla, durum pek de böyle değil gibi duruyor.
burada devreye "comoving coordinates" dediğimiz kavram giriyor ve aşağıda gördüğünüz gibi, bu tür bir koordinat sisteminde cisimlerin arasındaki mesafe artsa da birbirlerine göre koordinatları değişmiyor:
görsel
(görsel buradan alıntı)
resme dikkat edin. iki adet galaksi, mavi olarak çizilmiş. soldaki ufak şekle dikkat ederseniz, şeklin sol tarafındaki galaksiden sağ tarafındakine gitmek için 3 kare sağa, 2 kare aşağıya gitmeniz gerekiyor.
şimdi sağdaki şekle bakın. şekil daha geniş olduğu hâlde, soldaki galaksiden sağdakine gitmek için yine 3 kare sağa, 2 kare aşağıya gitmek durumundasınız. burada şekil sündü, genişledi ama iki galaksinin koordinatları birbirine göre hâlâ aynı.
***
başlığı açıp soruyu soran arkadaşa verip veriştirmişsiniz, ama aslında bu konuyla ilgilenmeye yeni yeni başlayan hemen hemen herkesin aklına gelen bir şeyi söylemiş. eğer evren genişliyorsa, neyin içinde genişliyor sorusunu ben gök bilimci olarak çok duydum. mutlaka siz de sormuş ya da duymuşsunuzdur.
biz insanlar, duyu organlarımız ve tecrübelerimiz nedeniyle genişleme kelimesini içinde bulunulması gereken bir ortam ile bağdaştırıyoruz doğal olarak ve bir ortamdan bağımsız bir genişleme fikrini algılayamayabiliyoruz. kaldı ki zaten "evren genişliyor" ifadesi aslında çok doğru bir ifade değil. evrenin gerçekleştirdiği şey, fırın içinde kabaran bir kekin, yani bir ortam içerisinde şişmekte olan herhangi bir şeyin hareketinden ziyade bir nevi sünme, esneme hareketidir.
nasıl?
gözünüzde şöyle canlandırın; sonsuz uzunluktaki bir ipe ikişer metre ara ile mandallar astınız. sonra bu dizaynı beğenmediniz ve sonsuz uzunluktaki bu esnek ipinizi birbirine uzak noktalardan çekerek iyice esnettiniz. ip hâlâ sonsuz, ama mandalların arasındaki mesafe, ipi gerdiğiniz için iyice açıldı. işte tıpkı bunun gibi, evren sonsuz ise galaksilerin aralarındaki açılma, evrenin bizim anladığımız anlamda genişlediğinin değil esnediğinin bir göstergesidir.
bu konular hakkında, özellikle ingilizce bilen arkadaşlar için bol miktarda kaynak var, internet üzerinden erişebilecekleri. bu konuda isim yapmış yabancı üniversitelerin resmi siteleri gibi... o tür yerlerden araştırdığınızda, olayın aslında yukarıda anlattığım şekilde anlatıldığını "bir şeyin içerisinde genişleyen evren" fikrinin ise bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu göreceksiniz.
haklıyken haksız konuma düştük benden bu kadar
-
maaşlı şakirt troll'lerin son zamanlarda sarıldıkları yeni tür cümlelerin ortak paydası.
bir de uzun ve süslü entry'lerle pekiştiriyorlar güya düşüncelerini.
sanırsın ki her gün gaz yemiş, her gün ıslanmış, özgürlük ve demokrasi için parkta sürünmüş, evine gidip yatmamış bile..
"ben oraya ağaçlar için çıktım ama apo posteri açılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
"ben oraya ağaçlar için çıktım ama polise taş atılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
"ben oraya ağaçlar için çıktım amaesnaf siftah yapamayınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
"ben oraya ağaçlar için çıktım ama borsa çakılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
"ben oraya ağaçlar için çıktım ama mitinglere 1,5 milyon kişi katılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
"ben oraya ağaçlar için çıktım ama iş dükkan boykotuna gelince nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
"ben oraya ağaçlar için çıktım ama ab desteğini görünce nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
"ben oraya ağaçlar için çıktım ama cnn 8,5 saat yayın yapınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
"ben oraya ağaçlar için çıktım ama kabul edelim beyler, yenildik ve ben nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
he gülüm he..
ben o başlığa düşüncelerimi yazmak için geldim ama senin troll entry'ni görünce nasıl bir oyunun parçası olduğunu anladım..
erkek istemek
-
halil diye bir arkadas var, kulaklari cinlasin, doksanli yillarin sonunda universite ogrencisi. kiz arkadasi da punk bir kiz arkadas, ki hayattaki alternatif durusunun duru duragi yok, oylesi ki alternatifi kavram olarak yikip yikip tekrar yogurup hamurundan fak yu heykeli yapar. neyse, erkek istemek kismina gelirsek, kiz bir aksam artik ne derecede bir icmekse, aliyor efendi gibi iki yuz elli gram baklavasini kolunun altina, halil'in ailesiyle kaldigi katin kapisi calip "hayirli bir is icin geldim" diyor. buyur ediyorlar, iceride halil'i istiyor "oglunuza talibim" diye. yuzunu yikayip kahve icirip yatirmislar o gece. hala hatirlayinca guleriz, de halil benim oglum olsa, canim gelinim diye bagrima basardim yeminler ediyorum.
23 şubat 2016 arsenal barcelona maçı
-
arda oynamiyormus bayraklar dolaba
edit: lan macin hakemi cuneyt cakirmis bayraklar tekrar disari.
51 yıldır van'da yaşayan trabzonlular
-
haberin girişine bak :
"trabzon'un çaykara ilçesinden 51 yıl önce heyelan nedeniyle van'ın özalp ilçesindeki iki köye göçen karadenizliler, yöre halkıyla yıllardır huzur içerisinde yaşıyor."
sanki çeçenistan'a göçmüşler adamlar. göçtükleri yer yine bizim toprak. anadolu ajansı nereye varmaya çalışıyorsun?
cv'ye bakıp bakıp aramayan firma
-
cv'ye bakıp bakıp 3 kere reddedildiniz mesajı gönderen firma kadar üzmez.
gerçektir. başıma geldi ve artık üçüncüsünde firmanın insan kaynakları sorumlusunu bulup mail attım.
"kariyer.net'teki ilanınız üzerinden üçüncü kez olumsuz cevap dönüyorsunuz. ben başvurumu geri çektim. beni o kadar da reddetmenize gerek yok. ilki yeterliydi."
f1 pilotlarında karizmatik isim zorunluluğu
-
tümevarım hesabıyla doğruluğu rahatlıkla kanıtlanabilecek kural. şöyle ki:
michael schumacher, mika hakkinen, felipe massa, giancarlo fisichella, kimi räikkonen, rubens barrichello, juan pablo montoya, pedro de la rosa, jarno trulli, david coulthard, jacques villeneuve, christian klien, vitantonio liuzzi, takuma sato, franck montagny ve dahi can artam...
bunlar ikibinli yıllar pilotları. bir de daha eskiler var. ilk akla gelenler alain prost ve ayrton senna. en babası ise şu: heinz harald frentzen. hey masallah. bu adam hiç birşey yapmasın, sadece ismini söylesin, önünde ceketimi iliklerim ben.
şimdi şu isimlere bakin ve yok böyle bir zorunluluk deyin. diyemezsiniz.
hala ikna olmayanlar için sunu soylemek yeterli olacaktir saniyorum. 1 milyon dolarlik arabayi teslim edeceksiniz ve adamin ismi huseyin cimsir olacak...
evet sayin seyirciler, start düzlüğünde hüseyin çimşir manevra yapayim derken heinz harald frentzen'in üstüne çıktı...
çimşir'in yapacağı budur. fazlasını beklemeyin.
akıl almaz trafik kazası
-
"şehir içi. kamyonlar cok hızlı olamaz. "
hala saf ve masum insanların varlığını ispatlamış kazadır. duygulandım.