ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
facebook'ta doğum günü kutlama samimiyetsizliği
-
aşağılık kompleksinden kırılan zavallılara pek dokunuyor bu.
sanki millet senin doğumgününü ezbere bilmek zorunda.
adam görmüş orada kutlamış, ne var bunda samimiyetsiz denecek.
sokakta arkadaşına rastlasan, laf arasında o gün doğumgünün olduğunu öğrense,
aaa, doğumgünün müüü, kutlu olsuuun,
dese kafasına çantanı mı geçirecen samimi değilsin diye..
her işiniz böyle sizin.
muhakeme sıfır.
git bi su iç, serinle, kafanın içi çeperine çekilmiş sıcaktan ama ben yine de umutlu değilim, söylüyüm..
ygs 2015
-
matematiginden hamileyim.
il nome della rosa
-
jean jacques annaud un 1986 yılında çektiği olağanüstü görsele sahip film. görüntü yönetmeni tonino delli colli(1922-2005). filmi izlerken kamerayı size unutturan ve o çağa sokan bir durum var görselde öyle böyle değil. itici christian slater ı bile görmezden gelebiliyorsunuz izlerken. tabi filmin havasını bu denli etkileyen önemli bir faktör de sean connery nin william of baskerville olması.
45 metrekare mutfakta elde bulaşık yıkayan kadın
-
pril, fairy gibi elde bulaşık yıkama deterjanlarının reklamlarında sıkça gördüğümüz kadın tipidir. 45 metrekare mutfağı olan evin var ama hala elde yıkamada yapışmış yağ lekeleri çıkmıyor diye ağlıyorsun. gerizekalı önce git bi bulaşık makinesi al, yıl olmuş 2013, saray gibi evde oturuyorsun ama bulaşık makinesi almaya kafan basmıyor. dağ gibi bulaşığı soğuk suda yıkayıp bi de yağ lekelerinin çıkmasını, tabağın ışıldamasını bekliyorsun.
arkadaşım benim mutfak zorlasan zorlasan 8-9 metrekare ama 10 yıldır makine kullanıyorum, senin mutfağın benim evin yarısı kadar ama hala pril, fairy derdindesin. kendine sövdürmeye bu kadar çok merakın varsa eyvallah, yoksa git bi makine al. epi topu 300-500 lira bir şey anasını satayım.
ayrıca pril bir lafım da sana, belli ki hedef kitlen makinesi olmayan yoksul kesim, o halde ona uygun reklamlar yap. 1 göz odada kalan insanlara 250 metrekare evde yaşayan insanlar üzerinden pazarlama yapma. kadının oturduğu evin aidatı 4 makine parası ediyor ama elde bulaşık yıkıyor, biraz daha dikkat lütfen.
kuğu gölü
-
çaykosvkiy'nin konusunu bir alman halk masalından alarak yazdığı, ilk kez 4 mayıs 1877'de moskova bolşoy tiyatrosunda sahnelenen eseri.
odette genç ve güzel bir kızdır, muhtemelen prensestir, her prensesin başına geldiği gibi onun da kötü ve büyücü olmak özelliklerini bir arada bulunduran bir düşmanı vardır bu gargamel yaradılışlı adamın adı ise rothbart'tır. rothbart odette'e (nedense) bir büyü yaparak onu kuğuya çevirir, odette sadece geceleri kısa bir süre için insan olabilmekte onun dışında güzel görünüşlü, çirkin ayaklı kuğu hayvanına dönüşmektedir. bu esnada her masalda yer alması gereken esas oğlan belirir, prens sigfried yaylılarla girer, odette'e aşık olmuştur, onu kurtarmaya söz verir, zaten bir prens olarak işi damsel in distress kurtarmaktan ibarettir. kötü ve koyu renk saçlı odile'i bu sırada tanırız, kendisi siyahtan başka renk giymeyen başkötü rothbart'ın kızıdır, sigfried hikayenin tek prensi olduğundan (bkz: top man on scene) onun da kendisinde gözü vardır, babasından öğrendiği binbir numara ile odette'in yerine geçmeye çalışır, gerek siyah ve daha güzel bir kuğu, gerekse siyah kıyafetli daha güzel bir kız olarak rolünü yerine getirir, salak sigfried her erkeğin yapacak olduğu gibi "ne yapıcam kuğuyu burda hazır yapılmışı var" diyerek odile'e meyleder, arka planda rothbart sevinçten coşmaktadır. odette olanları görüp yıkılır, acıklı sahneler yaşanır. siegfried akıllanacak mıdır?
hikayenin versiyonlarına göre bazen mutlu sonla (esas kız ve esas oğlan kavuşur, kötüler yenilir, yanak yanağa mutlu gülümserler), bazen acıklı sonla (odette ve sigfried boğulur), bazen fantastik sonla (herkes kuğu olur) biter.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
+ hayattaki en buyuk hedefiniz?
- "kıza bak manken gibi, bi de yanındaki ayıya bak" cümlesindeki ayı olmak
yılbaşında evde ailesiyle tavuklu pilav yiyen tip
-
hay amk eve kamera mı yerleştirdiniz lan???
tarihin ilk müşteri şikayeti
taytla işe gitmek
-
bugün yapmayı düşündüğüm eylem.
hep resmi hep resmi nereye kadar amk biraz rahat olsak ne çıkar lan?!
tabi yapamadım, hem işten atılmaktan hem de karımın beni boşamasından korktum.
kalitesiz yazan yazarların uçurulması
-
-kalitesiz yazanlari ucurucaz.
-ya kaliteliler.?!!!
-onlar zaten kendileri gidiyor..
pokemon go
-
kodumunun oyununda nasıl yürünür çözemedim bir türlü. yollara tıklıyom tıklıyom daire çıkıyor ama yürüyemiyorum. bir el atın lütfen.
edit: gerçekten yürümek gerekiyormuş sağolun.