hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • başlığın tam hali. `elini uzatan öğretmene haddini bil diyerek sınıftan kovan kaymakam` olacaktı ama malum karakter sınırı.

    --- spoiler ---

    artvin’in kemalpaşa ilçesinde okul ziyaretlerinde bulunan kaymakam m. faruk saygın, kemalpaşa çok programlı anadolu lisesi’nde (çpal) girdiği sınıfta kendisine "hoş geldiniz" diyen ve elini uzatan öğretmeni "haddini bil, sınıftan çık dışarıya bekle" diyerek sınıftan kovdu.

    --- spoiler ---
    kaynak

    bu nasıl bir terbiyesizliktir? bu kaymakam hakkında acilen soruşturma açılmalı ve görevinden azledilmelidir. makam mevki sahibi olan kendini allah sanıyor memlekette.

    (bkz: mehmet faruk saygın)

    edit: buraya da, kendisine yer vermek isteyen öğretmene "öğretmenlik en üst makamdır." diyip dersi ayakta dinleyen mustafa kemal atatürk fotoğrafı gelsin. hepinizi üst üste toplasak atamın tırnağı etmezsiniz.

  • ortakoye tavla oynamaya goturup 5:0 kazanip tavlayi koltugunun altina vermek.

    (gerci simdi mutlu bir evliligim ve iki yasinda bir kizim var ama olsun yapmayin yine de)

  • tgrt ekranlarında menekşe plajı ve orda denize giren insanlarla röportaj yapılmaktadır.

    sunucu - efendim burdan denize giriyorsunuz temiz mi buralar
    kadın - yok yok değil pis gibi duruyo sular
    sunucu - e teyzecim madem pis diyosun niye giriyosun o zaman suya
    kadın - e yavrum biz bilinçsiziz ya o bakımdan giriyoruz suya.
    sunucu - ?

  • bilim öncesi insanlar, deprem gibi doğal felaketleri tanrının gazabı, cezalandırması, uyarısı olarak görürlerdi. şimdi bilim ilerledi, depremin nasıl ve niçin olduğunu biliyoruz: fay hattına ev kurarsan, evini sağlam yapmazsan önünde sonunda yıkılacağından haberdarız. artık birkaç cahil dışında kimse depremi tanrının kullarını cezalandırması olarak değerlendirmiyor.

    ancak, onca bilimsel ilerlememize karşın, depremin yerini ve zamanını tahmin edemiyoruz. bilemediğimiz için korkuyoruz, depremin tedirginliği ile yaşıyoruz.

    ve bilemediğimiz, bizi korkutan, çaresiz kaldığımız tüm doğal afetlerin izahını, binlerce yıldır yaptığımız gibi "bilinmeyen bir güç"te arıyoruz. ilkel insanın; "açıklayamadığı" depremi "tanrıların kızgınlığı"na bağladığı gibi, modern insan da açıklayamadığı depremi "abd'nin kızgınlığı"na bağlıyor.

    bir bilinmezi, yine başka bir bilinmezle, haarp ile, illuminati ile, gizli servisler ile, ufo'lar ile açıklamaya çalışıyoruz. cahil aklımız, gücümüzün yetmediği yerde, başımıza gelenleri "bizden çok daha güçlü" başka bir şeye bağlamaya o kadar bayılıyor ki...

    ne zaman nerede olacağını bilemediğimiz depremin artık tanrı tarafından gönderilen ceza olmadığına eminiz ama, depremin "görünmeyen güçlerin" verdiği bir ceza olduğu o kadar işlemiş ki genlerimize; "tanrı yapmadıysa, abd yapmıştır, illuminati yapmıştır" diyor ve buna inanıyoruz...

  • kanun dışı davranışlarına rağmen, tuco bizim asıl kahramanımızdır. elbette gerçek bir kahraman değildir. kendini feda edeceği bir durum varsa feda etmeyecektir mesela. ve tabiki paylaşılacak bir altın varsa ilk fırsatta hepsini kendisine almak için aradan sıyrılmaya çalışan biri kahraman olamaz.

    filmdeki diğer iki kişiyi birbirinden (blondie'yi angel eyes'tan) nihai olarak ayıran şey, iki kovboyun tuco ile etkileşimleri arasındaki farktır. angel eyes sadece para için değil, zevk için de öldüren biridir ve tuco'yu meta (satılacak mal) olarak görür. tuco'nun ölümüne dövülmesini izlemenin tadını çıkardıktan sonra tuco'yu bir ödül karşılığında satar. adamıyla beraber tuco'yu parayı tahsile gönderir.

    benzer şekilde blondie, kanun kaçağı tuco'yu "yakaladığı" ve onu ödül için teslim ettiği bir ödül avı dolandırıcılığında tuco ile takım olmuştur. tuco burada yine metadır ama blondie işin sonunda ödülü tuco ile paylaşır. işler bozulduğu zaman blondie tuco'yu çölde serbest bıraktığında, kasabaya dönüş yolculuğu için "senin gücünde bir adam idare edebilir" diye akıl bile verir. blondie'nin acımasızlığı bu kadardır. kim iktidara gelirse gelsin tuco sadece gücü korumak ve hedefe ulaşmak için kullanılan biridir.

    blondie ve angel eyes'ı kategorize ederken durumu tuco'nun bakış açısından görürüz. hangisi onu satarken daha insaflıysa o "iyi"dir. ama sonuçta tuco insanları kafasında yargılarken başarısız olan biridir. kendisini satan blondie'nin peşine düşmüştür ama yine kendisini satan angel eyes'in peşine düşmemiştir.

    film, tuco'nun camları kırarak üç ödül avcısından bir şekilde kaçmasıyla başlar ve onun bir ipte asılı kalmasıyla biter. ama sonunda bu dünyanın acımasızlığı tuco'nun elini kolunu bağlasa da altınların yarısı tuco'nundur.

    meta olarak kullanılan, bir av köpeği gibi yüzlerce mezar arasında altınların olduğu mezarı arayan (aramaya gönderilen), bulunca yine bir köpek gibi mezarı elleriyle eşeleyen, iktidar kimin elinde olursa olsun her türlü ezilen, işçi emekçi ve şark kurnazı tuco için bu hayat ne kadar acımasız görünse de ölmesi için henüz çok erkendir. daha kazılacak bir çok mezar ve yapılacak bir çok seçim vardır. filmin sonunda görülmez ama eminim tuco altınları yükledikten sonra havaya birkaç el ateş bile etmiştir.

    "bu dünyada iki tür insan vardır tuco. mezarı kazanlar ve silahı dolu olanlar"

  • ikinci tura bırakmak istemesinin sebebi belli oldu. ülke yangın yerine dönmüşken kendi çıkarlarını ülkesinin çıkarlarından üstün gören “ milliyetçi “ cb adayının açıklamaları.