hesabın var mı? giriş yap

  • kara kafalı, cücük boylu, kalçasız, omuzsuz, göbekli, piknik tip türk erkeğinin bir türlü beğenmediği vicuttur.

  • bu gece evden alkol almak için dışarı çıkar çıkmaz polis çevirmesinde geçen diyolog:

    polis: ehliyet ruhsat.
    cmbkts: tabi buyurun.
    polis: alkol aldık mı?
    cmbkts: yok daha almadım. almak için çıktım.
    polis: (elinde alet olmasına rağmen üfletmeden) al, iç bir tur at gel bekliyorum burada.
    cmbkts: evde içecem ben ya.
    polis: canın sıkılır çıkarsın filan 3' e kadar buradayız biz.
    cmbkts: eyvallah.

  • sabah uyandım evdeki saati bir saat geri aldım, kardeşim kimse almamıştır diye geri almış, zaten saat otomatik geri almış. şuan temmuz ayındayız. telde 8 duvarda 9 arabada 10 evde 15

  • rock'n coke'a 2015 tane impala gelecek şeklinde okuduğum haber. çok kısa bir süre de olsa sebebi neydi diye düşündüm.

  • kime derdimi anlatsam daha kötü durumda olanları örnek veriyor. napalım amk elimizden bu kadarı geliyor, daha beter olamadık.

  • (karismatik)
    - kiminle görüşüyorum?
    - yanlış insanla.

    (sıkıcı)
    - kiminle görüşüyorum?
    - hangi numarayı aradıysanız, o numaranın sahibiyle.

    (çok kişilikli)
    - kiminle görüşüyorum.
    - kimi arzu ederdiniz?

    (paranoyak/asabi)
    - kiminle görüşüyorum?
    - sen kimsin?

    (ev hanımı)
    - kiminle görüşüyorum?
    - hatice sen misin?

    (ev babası)
    - kiminle görüşüyorum?
    - aloo

    (espriktüel)
    - kiminle görüşüyorum?
    - özcanoğulları'nın malikânesi, buyrun. eküki

    (sözlükçü)
    - kiminle muhatap oluyorum?
    - (bkz: kiminle görüşüyorum) (bkz: aramaya inanmak)

  • mantar soslu makarna

    malzemeler: makarna , 1 paket mantar çorbasi (hazirlarindan) , süt , tereyaği, isteğe göre kaşar.

    makarna bi güzel haşlanir efendim. süzgeçte bekleyedursun , tereyaği eritilir , mantar çorbasi (toz olan be of) ve yarim litre sütümüz bi güzel tencerede kariştirilir , böyle muhallebi gibi koyu bir kivama gelene dek.. isteğe bağli olarak birak kaşar rendelenebilir içine , sonra tenceredeki bu sosumusun içine gerekirse (köri , kimyon , karabiber) çeşitli baharatlar atilabilir. neyse bu sosun üzerine , süzgeçteki makarna boca edilir , biraz kariştirilir , sonra 1 bardak su ilave edilir , yine kariştirilir. bi güzel de yenir.

    afiyet olsun

  • son zamanlarda özellikle facebook'ta türemiş varlıklardır.

    profilini incelediğinizde bayrak, kuran, tayyip falan vardır ama arkadaş listesi slav hatunlarla doludur. bir boktan çakmaz, okumayı bile bilmez. düşmanı israil'dir.

    edit: başlık ilkokul mezunu değil, solculara vatan haini diyen ilkokul mezunu. yani burada ilkokul mezunu olmasına değil yaptığı harekete benim tepkim. yoksa herkes okuyacak diye birşey yok, ama bilip bilmediği şeyler üzerine başkalarına vatan haini etiketini yapıştıramaz.

  • birbirimizle şiddetli iletişim kurmamızın temelinde olayları abartmamız, genellememiz, etiketlendirmemiz bulunmaktadır.

    örneğin:

    abartma

    "bu yaptığın hayatımda gördüğüm en iğrenç şey" aslında hayatımızda gördüğümüz çok fazla iğrenç şey var ve biz abartma eğiliminde bulunuyoruz. bunun yerine "bu yaptığın hoşuma gitmedi" desek iletişim şiddetli bir hal almaz

    genelleme

    "beni hiç ama hiç önemsemiyorsun." iki sevgili birbirlerine karşı belli bir dönem ilgisiz davransa hemen bunu genelleme çabasına girer. bunun yerine "şu aralar birbirimizle pek konuşamıyoruz gibi hissediyorum." desek daha iyi olmaz mı?

    etiketleme

    "sen tam bir şerefsizsin" bir insana şerefsiz derken gerçekten onun vatanını satabileceğini, işinde sürekli dolandırıcılık yaptığını ve arkadaşlarına sürekli kötü davrandığını düşünebilir miyiz? ya da "bu yaptığın adice" desek kendimizi daha iyi ifade etmiş olmaz mıyız?

    kelimeler insanları etkilemek konusunda öyle büyük bir role sahip ki size bunu aynı cümleyi iki farklı şekilde kullanarak göstereceğim.

    birincisi: çok güzelsin ama ses eğitimi alsan fena olmaz.
    ikincisi : çok güzelsin bununla birlikte ses eğitimi alsan fena olmaz.

    ama kelimesinin yarattığı olumsuz anlamı bununla birlikte kelimesinin nasıl düzelttiğini ve olumlu bir şeye çevirdiğini hissedebiliyorsunuz değil mi?

    dilimizden çıkanları gerçekten ölçelim, biçelim ve öyle konuşalım. ağzımızdan çıkan şeyler biz söyleyene kadar bizim esirimizken, biz söyledikten sonra gerçekten onların esiri oluyoruz. ve orhan baba'nın da söylediği gibi dil yarası en kötü yaraymış