hesabın var mı? giriş yap

  • az önce ankara çayyolu beğendik mağazası açık büfe kahvaltı bölümünde başıma gelen olaydır. kasiyerin verdiği bilgiye göre, mağaza müdürünün talimatı ile, simitlerde kahvaltının kg fiyatı ile tartılarak satılmaya başlamış. bu sayede az önce 1(bir) adet simite 5.25 tl ödemiş oldum. şimdi bodrum'da 50 tl'ye lahmacun yiyenleri daha iyi anladım. gerçekten insan kendini çok farklı hissediyormuş. :)

  • 15-20 dkdir hareket edemeyen tren. secimlere yetistirecegim diye insanlari tehlikeye atan zihniyete yakisir bi skandal. bakkal olamayacak adamlar ulkeyi yonetiyor anasini satiyim.

  • link

    --- spoiler ---

    6 ay önce birini başkan yapıp, 6 ay sonra göndermeye demokrasi değil, kaos denir. fenerbahçeliler görev almayı da görev bırakmayı da bilirler ve fenerbahçe başkanları kravatlı değil atkılıdır. sapla samanı karıştırmayın.

    --- spoiler ---

    aziz yıldırım'ın 20 sene başkan olduğu kulüp için 'görev bırakmayı bilirler' ifadesinin yer aldığı, türkiye'nin en zengin ailesinin üyesine kravatlı değil atkılı denilen bir tweet.

  • şile'deyiz 5 arkadaş... öğrencilik yılları. kış vakti, açık mekan yok... olanlar da bizi sarmıyor. eski alışkanlık, arabada içelim diyoruz. kimse bilmiyor şile'yi. özellikle kızlar, bulduğumuz yerleri "buranın manzarası yok ki" diyerek beğenmiyor. ortalıkta, "abi bu civarda nerede içilir arabada" diye sorabileceğimiz kimse de yok. polis karakolunun önünden geçerken sağa çekiyorum arabayı... sıkılmışım ring atmaktan. nöbetçi polis ve yanında bir başka polis sohbet etmekteler. camı açıp selam veriyorum polislere.

    - memur bey iyi akşamlar.
    - iyi akşamlar.
    - ya biz yabancıyız da, bu civarda arabayı çekip içebileceğimiz bi yer var mı?
    - tabii tabii, hemen şu yokuşu çıkın. solda bir alan var. deniz manzaralı içersiniz.
    - çok teşekkürler.

    söz konusu yokuşu çıkarken arabadakiler...

    - olm manyak mısın, polise içilecek yer mi sorulur?
    - bir saattir araba kullanıyorum. ne var işte, mis gibi yardım etti adamlar.

    neyse, mekana çekilir araba... müziktir, yıldızlardır falan. geyik yapılır, biralar içilir... biraz zaman sonra ekip arabası gelir. yanımıza gelen, nöbetçi polisin yanındaki diğer polis ve arkadaşlarıdır.

    - iyi akşamlar gençler.
    - iyi akşamlar memur bey.
    - burada içmek yasak.
    - abi sen yolladın ya bizi buraya...
    - olsun, yasak.

    türk polisi eliyle koymuş gibi yakalar diye bir laf var ya... doğrudur o laf.

  • bugün yapılsa muhtemelen yapan sanatçının "mukaddesata hakaret ve kitleleri tahrik" etmekten dolayı kuvvetle muhtemel tutuklanması ile sonuçlanabilecek, dönemin koşullarına göre olağanüstü anlamlar taşıyan muazzam tasvirdir. osman hamdi gerçekten büyük adam, avrupa görmesi ve çok iyi gözlem yapıp türk toplumunun yozlaştığını idrak edip bunu her çalışmasında yansıtabilmesi inanılmaz gerçekten. resmen "2. mehmet akif" kendisi, onun gibi reformist kişiliğe sahip.

    bu eser bakıp da görebilene çok şey anlatıyor kanımca. kadının, doğu inançlarının ve ritüellerinin üzerinde azimli bir oturuşla sergilenerek yüzünü batı'ya döndüğü takdirde kurtuluşa erebileceği görüşü betimlenmiş. gerekli birçok yorum yapılmış zaten ama, esas dikkat edilmesi gereken ve pek de dillendirilmeyen bir husus da kadının ayakları altında bulunan sayfalar, kitaplar ile birlikte yanında sönen koskocaman mumun (ki bu mum yüksek ihtimal büyük osmanlı'nın artık ışık saçamayan ve etrafını aydınlatamayan köhne bir imparatorluk olduğunu simgeliyor) son derece karanlıkta kalmasının yanında kadın aydınlık ve umutla geleceğe bakıyor gibi resmedilmiş. üstelik kadının üzerindeki sapsarı ve görkemli elbise ile de "karanlığın üstüne güneş gibi doğmak" mesajı verilmiş gibi. muazzam gerçekten.

    oldukça radikal bir çizim olduğu muhakkak. yazının en başında dedim ya, böyle bir şeyi bugün yapamazsınız. toplumun geldiği hale bakarsak 20. yüzyılın türkiyesi'ne kıyasla ne kadar nefret sahibi ve tahammülsüz insanlar olduğumuz ortaya daha net çıkıyor.

    osman hamdi bugünleri görse acaba nasıl bir tablo ortaya koyardı?

  • 11 yaşındaki ege ile the truman show izledikten sonra uyku öncesi muhabbet...

    romica: iyi geceler egeman, ayyyy, ağzımdan kaçtı, neyse itiraf edeyim o zaman...
    ege: tabi tabi itiraf et
    romica: ege, canım benim, yıllarca seni kandırdık, ben senin gerçek anan değilim, bak şu lamba da kamera el salla bakayım, bu aslında the egeman show!
    ege: ancak senden beklenir!
    romica: ne beklenir benden?
    ege: zevzek zevzek espriler!

  • tutturmuşlar bir " bu çocuklara sahip çıkalım, bu çocukları üzmeyelim, bu çocukların alın teri vs..."

    ulan yılda 4-5 milyon yuro kazanan çocuk mu olur?

  • kimi zaman, yatağa bağımlı hastalarınızı sırtında dördüncü kattan ambulansa taşıyan insanlar hakkında,sadece halılarıniza ayakkabı ile bastılar diye yaygara yapmanız düpedüz terbiyesizliktir.

    kaldı ki farz edelim galoş taktı, yere sağlam basamadığı için hastanızla birlikte düşme ihtimalini düşündünüz mü hiç?

    yahu bir kere de bilgi sahibi olun, sonra fikir sahibi olun.

    edit:düzeltme.