hesabın var mı? giriş yap

  • baska okullari bilemiyorum, amma bizim okulda ortaokul ve dahi lise boyunca ceketleri cikarmak icin hocalardan izin almak gerekiyordu. ondandir ki yaz gelip de sinif isinmaya basladiginda "ceketlerimizi cikarabilir miyiz" sorusu ve onu sormaktan sorumlu birileri olurdu. bu soruya cogunluk olumlu yanit verilse de, olumsuz yanit verildigi de oluyordu. bu tip yanitlari veren hocalarin ogle teneffusunde ogretmenler odasina kendisini kabul ettirememis, okul bahcesinde tek basina gezen tuhaf tiplerden ya da (ifrada kacmak gibi olmasin ama) okul mudurlerinden olusmasi tesaduf olmamali.

    neyse, ceketi cikarabilince bir rahatlama, kisa sureli de olsa otoriteden yirtma hissi geldigini cok net hatirliyorum. ve fakat o seneler icinde "neden ceketimi cikarmak icin bu dudukten izin almam gerekiyor?" sorusunu irdeledigimi, dert edindigimi hic hatirlamiyorum. bunlar bana o zaman dert olaydi, ergenligi bu denli gec yasta yasayip, sinir ve asabiyete rotarla ulasmis olmazdim sanirim. zamaninda yasardim fak di sistim'i, zamaninda alirdim hirsimi. kismet buguneymis.

  • mümkün olduğunca daracık kaldırımlarda şemsiye açmasınlar ne altlarından geçiliyor ne üstlerinden atlanıyor.

  • çok enterasan bi video ya.

    soyguncu kaçıyor ahali kovalamaya başlıyor. bizim videoyu çeken arkadaş geride kalınca sesleniyor.

    -bekleyin.

    ya asfsdg

  • "gözlerimiz farklı bir karışım olan gözyaşıyla, göz kapaklarıyla, korunmasındaki estetiğiyle, görme esnasında gerçekleşen olaylarla eşsiz, mükemmel bir tasarıma sahiptir. tüm bu olayların kusursuz bir şekilde işlemesi elbette ki doğanın marifeti değildir. gözdeki tasarım herşeyin rabbi olan allah'a aittir...şükürler olsun rabbim, şükürler olsun"

    rabbim, gozyasi bezlerimdeki bir sorun nedeniyle gozum fazlasiyla kuru, tabakalardan birinin fazla ince olmasi yuzunden isiga karsi asiri hassas, kapaginin ici iltihaplaninca korunmasinda estetik mestetik kalmiyor. genetik olarak goz tansiyonuna yatkinim, mercegimi basbayagi kotu yapmandan dolayi 3.5 derece miyop, gozumun yumurta gibi olmasindan dolayi 1 derece astigmatim, ilerde nasip eylersen katarakt da eklenecek.

    koca elektromanyetik spektrumun got kadar bir kismini bile dogru duzgun goremeyen bu aletin optik zoom'u yok, gece gorusu rezalet (kim bilir kac tane atam bu yuzden luzumsuz yere acilar icinde oldu, ama tabi sen onlari da cok seversin), gorus alani dar ve frames per second'i dusuk.

    bunlari gectim, uc boyutlu dunyadan gelen fotonlari, malzemeden calmak icin olsa gerek, iki boyutlu bir retinaya dusurup, sonra beyinde signal processing yaparak uc boyutlu goruntuyu tekrar olusturmaya calisan, yani dunya kadar bilgi kaybina ugratan oldukca verimsiz bir sistemi dizayn ettigin, bize bagisladigin icin sukurler olsun. hakkaten de hersey pek mukemmel, pek kusursuz.

    edit: soyle bir yorum geldi: "gördüğün için şükretmeyi denedin mi hiç?"

    yani "o kadar mukemmel ki" den, "sen gorebildigine sukret"e mi donduk? kor olmadigima cok memnunum ama konu gozumuzu sevip saymak, onu sadece dunya optometristler gununde (ramazan 14) hatirlamanin ne kadar buyuk bir vefasizlik oldugunu anlamak degil, "o kadar kusursuz ki ancak evreni yaratan sonsuz gucteki bir tanri'nin eseri olabilir" gorusunu elestirmek. sadece gozun degil butun organlarimizin, hatta tum ekolojik sistemlerin ve hatta galaksilerin bu kadar kusurunu her gun tecrube ediyorken ve tum bu yapilarin evrim cizelgelerini az cok anlamisken, bu argumanin komik oldugunu anlatmak.

    bu ates dedigin kati degil, sivi degil, gaz degil. oyle mucizevi birsey ki olsa olsa olimpostaki tanrilarin isidir, prometheus da onlarin kulu ve elcisidir. efendim, sacma mi? ates bir madde hali degil basit bir exotermik kimyasal reaksiyon mu? canim, sen kisin usumedigine, pismis yemek yiyebildigine sukretmeyi denedin mi hic?

  • başlık: camel fıkrası yazdım beyler toplanın

    camel 6 buçuk lira olduktan sonra iki arkadaş hep camel almaya başlamışlar bir yerde buluşup otururken paketleri karışır olmuş ondan sonra adam arkadaşına senin paketin de camel benimkide bundan sonra seninkinin adı mustafa camel olsun demiş.

  • evet evet evet, genelde insanların yüzde 70'inin muzdarip olduğu dert. çözümünü ise kendimce bulduğum sorun. saçlarımı uzun süredir (yaklaşık 1 buçuk sene açık renge) boyatmamdan mütevellit, saçımın kendi florası bozuldu, önlerde erkek tipi dökülmeler oluştu, beyazlarım arttı, saç derim çok kurudu ve yıkamadan sonra derimin gerilmiş olduğunu hissedebiliyordum.saç uçlarım cansızdı, saçlarımın sürekli uzamasını istiyordum fakat saçlarım tam istediğim uzunluğa geldi dediğim sırada, saçlarımın uçlarının kırıklamış olduğunu fark edip kestiriyordum. adım adım yaptığım bakımları ve kullandığım ürünleri size anlatmak istiyorum:

    1- saçımı kendi rengine yakın bir renge, artık boyatmayacağım bir şekilde boyattım.( yaklaşık 5 aydır saçlarımı boyatmıyorum)

    2-saçımdaki dökülmeleri azaltacak dışarıdan yardımcı olacak bir gıda takviyesi arayışındaydım. kendi akademik bilgim ve birkaç araştırmalarım doğrultusunda solgar'ın biotin 1000 mcg'lik olan kapsül ürününden aldım ve bir ay her gün yatmadan önce bir kapsül şeklinde kullandım.

    3- saçım için bir maske arayışındaydım yok olan parlaklığa ve yumuşaklığa tekrar kavuşabilmek için. fakat sentetik bir ürün kullanmak istemiyordum. çünkü saç diplerime ve saçıma zarar vereceğinin bilincindeyim artık. doğal yağlara yönelmeye karar verdim ve hindistan cevizi yağı aldım. biraz pahalı olduğu için aradolu.com arada yüzde 50 indirim yapıyor. 25 tlye aldım ben indirimde ve çok uyguna gelmiş oldu. haftada 2 kere hindistan cevizi yağını tüm saçıma yayarak eğer tüm gün işim yoksa ve evden çıkmayacaksam sabahtan sürdüm ve akşama kadar bekleterek saçımı akşam yıkadım. çıkarması zor gibi görünebilir fakat saçı ıslatmadan önce şampuanlayarak bu zorluğu aşabilirsiniz. hindistan cevizi yağı saçıma inanılmaz bir parlaklık yumuşaklık ve canlılık kattı. saç bakımım için vazgeçilmez bir ürün oldu.

    4- şampuanımı değiştirerek paraben ve sülfat içermeyen bir şampuan arayışına geçtim. çünkü şampuan içeriklerinde bulunan sülfat (sodyum lauril sülfat, sülfat vb) oranı ne kadar artarsa saç dökülmesi o kadar artmaktadır. araştırmalarım sonucu organix markasının şampuanlarında sülfat ve paraben içermediğini öğrendim. markanın biotin içerikli şampuan ve saç kremini aldım ve kullanmaya başladım. şampuandan çok memnunum hatta argan içerikli şampuanına geçiş yaptım şuan. denemek maksadıyla. şampuan ilk birkaç kullanımda saçınızda sertlik yapabilir fakat ardından çok güzel bir yumuşaklık bırakıyor.

    5- advance techniques moroccan argan oil fas argan yağı'nı duştan sonra nemli saçlarımın uçlarına kullanmaya başladım. zaten önceden de elimde olan bir üründü fakat düzenli kullanmıyordum. artık her duştan sonra her seferinde kullanıyorum. ve saçları asla ağırlaştırmıyor. vıcık vıcık yağlı bırakmıyor. ve bir süre sonra kuruyor.ardından güzel bir parlaklık, koku ve yumuşaklık kalıyor.saç uçlarımdaki kuruluk ve kırıklar artık yok saçımı istediğim gibi güzelce ve sağlıklı bir şekilde uzatıyorum.

    6- her gün bir avuç ceviz ve badem yiyin mutlaka. vücudunuzun bakımı için yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri de böyle yararları çok çok çok fazla olan besinleri tüketmektir.

    7- bol su için.

    bu rutini yaklaşık 6 aydır yapıyorum. ve saçlarım olmadığı kadar doğal, güzel, parlak,canlı,yumuşak,sağlıklı duruyor. kafamın ön tarafındaki erkek tipi dökülmelerimde sol taraf kapandı, saçımı sağ taraftan ayırdığım için o tarafı toparlamam biraz daha zaman alacak gibi duruyor. duşta ve normal zamanda saçlarımı taradığımda saç dökülmelerim sıfıra yaklaştı çok çok azlaştı. bebek saçlarım ve dökülen saçlarım tekrar çıktığı için saçımda perçem bile oluştu.bu uygulamalar benden size tavsiye olsun.

    edit: 5. maddedeki ürünü kısa saçlı erkekler için tavsiye etmiyorum. çünkü ben bir bayan olduğum için ve saç diplerim ve uçlarım da birbirinden uzak olduğu için; yağı saçıma sürdüğümde diplerle temas etmiyor. saç derimin herhangi bir sıcaklık artışından sürdüğüm yağ çok kolay etkilenmiyor ve ekstra yağlanma oluşturmuyor. eğer kuru yağlar saç derinize temas edecek bir uzunluktaysa saçınız uygulamanızı önermem çünkü siz fark etmeseniz de saç kökünüzde güçsüzleşmeye ve dökülmelere sebep olabilir.

    edit2: bazı kişiler erkek tipi dökülmeleri değildir, erkek tipi olsa bunlarla geçmez vs yazmış. yazımı size erkek tipi dökülmenin çaresi olarak yazmadım başlığın ismi saç dökülmesini engellemenin yolları. etrafımdaki kişilerin saçlarımdaki açılmaları ve seyrekliği fark etmeleri sonrasında başladım bu uygulamalara size de bir örnek olması için yazdım. umarım yeterince açıklayıcı ve aydınlatıcı bir yazı olmuştur olmuştur.

    edit3 : yazmayı unuttuğum bir diğer husus ise demir ve b vitamini seviyelerinizi ölçtürmenizdir. çünkü demir ve b vitamini eksiklikleri saçta dökülmeler, halsizlik, ,kansızlık, tırnak kırılmalarına sebep olur. bu konuda doktorunuza danışmanız sizin için yararlı olur.

  • rahip kilisede bulunur papaz 52lik destede. neyseki kulturlu adamim. birilerine faydam olmasi guzel bisey asdfakdf.