hesabın var mı? giriş yap

  • hayatım çok iyi durumda değil, çoğu günüm "eh işte" olarak ifade edilebilir. sabah akşam hüzünlü ama motive edici parçalar dinleyip herşeyin daha iyi olacağına dair umudumu korumaya çalışıyorum ve bu şekilde bütün bir haftayı geçiriyorum. evet belki daha iyi olması için çalışabilirim, bazen çalışıyorum da ama yine de tadım yok...

    çarşamba günleri 1.5 lira vererek uykusuz dergisi alıyorum. genellikle tüm yazar çizer kadrosunu beğenerek okuyorum ama tüm dergi bittiğinde üçüncü sayfaya dönüp hala okumadığım işimdeyim gücümdeyim köşesini açıyorum. burada çok yardırıyor, koparıyor olarak ifade edilen türden bir etkisi olmuyor üzerimde.

    dergiyi katlayıp derin bir "offf" çekiyorum çünkü:

    -üniversite yıllarında kareli gömlek içine t-shirt giymiş mühendis benim.

    -odtü de okumuş top sakallı ve çerçevesiz gözlük takan bir yığın arkadaşım vardı.

    -otobüste en arkaya oturup sonra binen güzel kızları beyhude yere kesmeye çalıştım.

    -maaşa mayış denilen yerlerde çalıştım.

    -bulgar ya da arnavut göçmeni değil eğirdir li olduğum için asla ilgi görmedim.

    -kitapçılarda saatlerce "belki" diyerek hakkında bir şeyler bildiğim kitaplar okuyan kızları kolladım(bir kaç kere de hamle yaptım ama bugün üstünden 10 yıl geçmiş olsa bile utanarak hatırladığım sonuçları oldu)

    bunlar harici bir çok şeyi yaptım çünkü umut sarıkaya ile yaşıt bir adamım. aynı yıllarda büyüdük, benzer okullarda okuduk, ortamlarımız benzerdi dolayısı ile de benzer şeyler yaşadık. ben bunlardan kurtulmak için zihnimin en derinliklerinde bir çelik kasa oluşturdum ve sanki 1987 yılında doğmuş gibi, hiç oduncu gömleği giymemişcesine bir hayat kurdum kendime. o ise sürekli bu kasanın bulunduğu yere dadanıyor her hafta.

    hayatım çok da iyi değil demiştim hatırlarsanız. haftada bir gün, toplamda akşamları bir saatliğine beş altı adet karikatüre bakarak "aslında herşeye rağmen çok güzel şey yaşamak" diyorum. ki kıymetini bilen için fazla bile.

  • ülke çapında çok satılmaya başlayan ve "telefon rehberi" biçiminde basılan ilk mangalar shounen kitlesine yönelikti. bugün shounen manga hala en büyük pazar payına sahiptir. çoğu shounen dergisi haftalık "telefon rehberleri" biçiminde satılır. bazı yetişkinler ve genç kızlar da sadık shounen manga okuyucularıdırlar.

    özellikleriyle birlikte bazı önemli shounen mangalar shounen jump (herkes okuyabilir), shounen sunday (kent içinde yaşayanlara göre), shounen magazine (spor ağırlıklı, ayrıca japonya'da en uzun süredir basımı yapılan manga dergisi), shounen champion (maçolara göre) ve shounen captain'dır (otakular için). bunlardan en çok satanı shounen jump'tır. her hafta yaklaşık yedi milyon insan tarafından okunan 450 sayfa haftalık dergi japonya'nın en çok okunan mangası olmuştur. günümüzde shounen jump'ın en yeni japonca sayıları dünyanın dört bir yanındaki çin mahallelerinde bile bulunabilir. shounen jump'ın başarısı aksiyon, dram ve heyecanı bağımlılık yapan uzun dizilerde birleştirebilmesinin sonucudur. bütün mangaları üç önemli bileşeni içerir "doryoku, yuujou, shouri" (“çaba”, “dostluk”, “galibiyet”). bu yöntem bazı diğer dergilerce de denenmiş, ama başarısız olmuştur. bu yöntemi aşırıya kaçıranlar da olmuştur. shounen jump’ın mangaları çok uzatmak ve en çetin manga-ka’ların bile yaratıcılık ve özgürlüklerini tüketmekte kötü bir ünü vardır. shounen jump öncü konumunu yıllardır korumuş olsa da pazardaki payı son zamanlarda düşmeye başlamıştır.

  • muhtemelen sizi yara bandı olarak kullanan kız.

    ben diyeyim de. sonra kafanı nereye vurursan vur.

    ama çok güzel laf a.q, bir daha söylense bir daha yerim.

  • dogu illerimizde halen daha sikca uygulanmakta olan degi$-toku$ usulu evlendirme yontemi. ilk ciki$ sebebi buyuk ihtimal ba$lik parasi kaynaklidir. ba$lik parasina durumu el vermeyen aileler berdel yoluna giderek hem ekstra mali yukten muaf olmakta hem de 2 dugunu birarada gormektedirler. tabi akrabalik baglarinin ekstra guclendirilmesi de cabasi.

    berdelin bahsedilebilecek pek iyi bir yani yok. binlerce insanin berdel yuzunden kotu zamanlar ya$adigi bilinmekte. aile baskisi yuzunden berdele mecbur birakilmi$ligin acisini tarif etmeye de gucumuz yetmiyor. 4 ki$inin birbirine baglanmi$ oldugu bu hadise zannedildiginin aksine 2 ayri aileyi de mutlu kilmiyor. herhangi bir ailede sorun ya$anmasi demek diger ailede de sorun ya$anacagina i$aret etmekte. zira bir damat gelinin ihtiyacini ona almami$sa diger damatta kendi gelininin ihtiyacini kar$ilamayabiliyor. neredeyse tamamen "iyilik yap-iyilik bul" veya "kotuluk yap-kotuluk bul" tabanli bir felsefe gecerli berdellerin cogunda. herhangi bir berdel vakasinin mensuplarinda gorulen catirdama veya sorun hemencecik diger berdel mensuplarina da i$lemekte. mukkemmel bir cift olsalar bile aralarina kara kedi girebilmekte.

    gelelim sonu husranla biten berdellerin neticelerine. sonu husranla biten bir berdel vakasinda ciftlerden biri ayri du$erse diger ciftin durumu da kritik bir hal almaktadir. zira bozulan evlilik 2 aileyi de yakindan ilgilendirdigi icin kiz tarafinin ba$lik parasi gibi bir talebi olabilir. mevcut tek bir evlilik oldugu icin ve herhangi bir kar$ilikli ali$veri$ durumu ortadan kalktigi icin kiz vermi$ olan taraf "madem berdel yok o zaman ba$lik parasi rica edeyim" moduna girebilmektedir. bu da cozumu olarak du$unulen ba$lik parasina bir geri donu$ten ba$ka bir $ey degildir...

    berdelde sadece aile buyuklerinin lafinin gecerli olmasi da i$in bir diger aci tarafidir. aileyi olu$turacak olan gelin ve damat adaylarinin du$unceleri genelde hic sorulmaz. ailenin ekonomik yapisi ve gelecegine dair en saglam kararlari alabilecek merci olarak gorulen babalar genelde berdele kendi aralarinda oturur karar verirler. hatta uygulattirirlar. aile buyugu olduklari icin ona itiraz edebilecek bir merci de bulunmamaktadir. hal boyle olunca olan cocuklara olmaktadir ama bu tabi ki berdeli halen daha uygulanabilen bir yontem olmaktan alikoymamaktadir.

  • babamın memleketten eski tamek kavanozunda gönderdiği balın üzerine ispirtolu kalemle 'bal' yazması.. sonra gaza gelip yanına parantez içinde 'hakiki' ibaresini de eklemesi.. yanıldınız, esnaf değil, emekli.

  • milli takım değil akp-spor düşmanlığıdır. yoksa bu vatanın her bir karış toprağında kars'tan edirne'ye, diyarbakır'dan konya'ya nice zaferler sokaklarda kutlandı 2002 öncesi.

    tff akpli, teknik direktörü akpli, futbolcuları iktidar yalakası olan takımın tribünleri de arapça tezahüratlar yapıyorsa o takım beni temsil etmiyordur!

    debe için not: konyalıyım.

    edit: ilk defa böyle bir şey yapıyorum üzgünüm. herkesten özür diliyorum ama şu başlığı okumanızı istiyorum.
    (bkz: 15 ekim 2015 aras kargo rezaleti)

  • bugüne kadar gördüğüm en tatmin edici rezalet. yazar arkadaşa teşekkürü borç bilirim. epeydir böyle kaliteli rezaletler göremiyorduk.

    puanım: yıldızlı 10