hesabın var mı? giriş yap

  • ''oklondon bolo goçormo okrom'' sen kimsin lan gevşek mhp elemanı? triplere bak, 2 ergen övgü yazdı diye kendini polat alemdar sanmış mq japonyalısı.

  • aklıma karnıyarık ve cacık ikilisini getiren başlık. allah belanızı vermesin! el diyarda nereden bulacağım şimdi bunu?

    edit: bu entriyi neden 16 defa favladınız şimdi? tekrardan allah belanızı vermesin!

    edit2: favori 64 olmuş amk. beni düşürdüğünüz şu hale bakın. en işe yaramaz entrim en üst sıralarda duruyor. yine allah belanızı vermesin!

    edit3: size ateşler salmayı düşünüyorum.

    edit4: ohaaa ama artık ya!

    edit5: ben caydım sizden. ne haliniz varsa görün!

    yıllar sonra edit: internetten tarif videolarını izleyerek yaptım. defalarca yaptım. hatta usta oldum diyebilirim artık. ha yoğurt, cacık olayına gelince. iki sokak aşığıda oturan bir türk abladan yoğurt mayası aldım. yoğurdu da kendim yapıyorum cacığı da. oh miss...

    2024: yetmedi mi hâlâ?

  • aslan ormandaki senelik iznini kullanacakmış. toplantı düzenlemiş, ormanın %90'ı da katılmış. hemen konuya girmiş aslan:

    "evet arkadaşlar biliyorsunuz yine benim yıllık iznim geldi, 15 gün kadar olmayacağım buralarda, bu süreçte benim yerime bakacak olan arkadaşınızı bu sene tavşan olarak belirledim, 15 günlüğüne ormanın kralı odur"

    bütün hayvanlar biraz şaşırmış ama kralın kararına itiraz etmeye cürret edememişler. neyse, aslan çıkmış tatiline, ormanda tavşan hegemonyası sürmeye başlamış. gidip maymuna pandik atmış, "hoop napıyorsun" demiş maymun, "ben kralım ne var?" diye hemen üste çıkmış tavşan. onun dışında kurtun sırtına çıkıp deh deh diye sürüyormuş, geyiğe pandik atıyormuş vs. bütün hayvanlar şikayetçiymiş ama kral olduğundan sesleri de çıkmıyormuş.

    tavşan bir gün dolaşırken bakmış ayı nehirde balık avlamaya çalışıyor. gitmiş hemen pandik atmış ayıya. ayı dönmüş bildiğimiz minnacık beyaz bir tavşan mal mal suratına sırıtıyor. bir koymuş tavşana elinin tersiyle, tavşan duvara yapışmış. ardından üstünden tozları falan silkelerken tavşan:

    "mına kodumun ayısı bir toplantıya da katıl be !!"

  • 1 saat yürüsem 5 km. bu sırada 2 sigara içsem 75 kuruş. 75 bölü 5 desek kilometrede 15 kuruş yakıyorum, toyota gibi adamım

  • sanrısal: gerçeğe uymayan düşünceden kaynaklı.
    algı: bilginin alınması, yorumlanması, düzenlenmesi.
    kaygı: bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi hali.
    düzlem: bir doğrunun yön değiştirmeden ve kendi doğrultusunda olmayan hareketiyle meydana getireceği kabul edilen yüzeylere denir.
    izdüşüm: ışınlar aracılığıyla bir cismin şeklinin bir düzleme belirli kurallarla aktarılması (projeksiyon).

    tanım: gerçek dışı yorumlanan bilgilerin, insanı korkutan ve ürperten bir perdedeki yansımaları.

    örnek: gece karanlığında çişe kalkmış bir adamın, üstüne fular takılmış kapı arkasına asılı bir montu, kendini asmış bir insan olarak görmesi ve bu görüntünün yarattığı yusuf yusuf.

    bu benimkiyle beraber 14. fular oldu daha da fular diyeni sözlük s.ksin, yetti bee!

  • toplanin anlatiyorum. bir urunu satarken, aslinda satilan sey urun degildir. alicinin gozundeki degeridir. bu konuda daha detayli bilgi edinmek isteyenler icin (bkz: perceived value)

    bunun disinda bir urunun iki tip ozelligi vardir. biri, rakiplerinde de olan, kendisinden standart olarak beklenen seylerdir. (bkz: points of parity) sadece bunlari ihtiva eden urunleri temel urun kabul edebiliriz (bkz: basic product). gerci temel urun direkt anlam olarak dumduz ihtiyaci karsilayan urun demektir. atiyorum bir otel odasinda yatak bulunmasi gibi. neyse, ancak bazi urunlerin kendilerini rakiplerinden ayiran bazi ozellikleri vardir (bkz: points of difference) bu farklilik yaratan noktalardan elde edilen degeri aramiyorsaniz, sizin icin bu farkliliklari sunan urunu almak anlamsiz olacaktir. cunku bu ek ozellikler sizin gozunuzde urunun degerini yukseltmez ve bu urunler yuksek ihtimalle daha pahalidir. dolayisi ile "niye daha fazla odeyeyim yeaaa?" dersiniz.

    ornegin ben de cop torbasinin en ucuzunu almiyorum. cunku kovadan cikarirken yirtiliyor, vs. orta karar bir urun kullaniyorum. bu bana kolaylik sagliyor. benim icin bu bir deger ve urunu ucuz olanlardan farkli kilan bir ozellik. gerci bu kalite catisi altinda da degerlendirilebilir de. neyse, ben o ekstra parayi buna oduyorum. cop torbasinin birincil fonksiyonuna, yani coplerin icine koyuldugu bir torba olmasina degil.

    dolayisi ile buraya yazilan hersey kisisel gorus olacaktir. sizin kisisel tercihleriniz, bir urunden ne beklediginiz ve o urunun daha iyisine/niteliklisine (bu illa elle tutulur bir ozellik olmak zorunda degildir bu arada. prestij, kendisini ait hissettigi gruba dahil olma vb. ihtiyaclari da bir insanin satin alma kararlarina etki edebilir, bazi urunler bunlari sunabilir) ne kadar fazla odemeye hazir oldugunuzla birebir iliskili yorumlar yapacaksiniz. sadece bazi urunlerde daha yogun bir fikir birligi olacaktir. cogunda her kafadan bir ses cikmasi muhtemel.

  • o zaman ama yerine de am yazalım, hem daha güzel. bir harften ne olacak ki?

    ben bağlaç olan de ile ek olan -de' yi ayıramayacak kadar embesilim diyorsanız kimseye laf düşmez ama. ayrıca tek taktığımız da o değildir. tabii ki yerine tabiki ya da tabi ki yazıyorsunuz ya da -ki' nin yazımını da beceremiyorsunuz ama henüz -de'yi halledemeyen biri için bunlar çok sonraki meseleler.

    debe editi: bu basit entry bari bir işe yarasın. öncelikle; (bkz: 28 şubat nadir hastalıklar günü) #58609968 sözlüğümüzde de alm est nickli arkadaşımız pek bilmediğimiz bir kanser türü ile mücadele etmekte, koyup geçecek inşallah.

    bir de bu entrynin anlam kazanması için şöyle bir şey paylaşmak istiyorum; #58803589