hesabın var mı? giriş yap

  • eski sevgiliniz tarafından hırpalanırken yardım isteğinize mal mal bakan esnafa karşın ana avrat "rahat bıraksana lan kızı" lafını söyleyecek cesarette olanlarına rastlanmıştır dün gece.
    kendilerine bok atıp da adam olduğunu sananların yol ortasında hırpalandığınızda yardım etmeyecek çoğunluktaki erkeklerden olma olasılığı yüksektir.

  • bizim oranın düğünlerinde adettir harmandalı oynarken dolar atılır. dolar 1 küsur lirayken babam 10 tl verir git şunu dolar yaptır gel derdi. 6-7 dolar yaparlardı. şimdi düğünlerde sahte dolar atılıyor.

  • "varoş mekanlarda eller havaya yapmak" kitabımızın 76. sayfasında bulunan rehberdir.

    öncelikle herkes kitabın ön sayfasını açıp baksın, çünkü en geç 2010 tarihli olmalı basım yılı kitabın.

    evet,

    ders1: ikilemeler, tekerlemeler, kulak aşinalığı olan yerel söylemler

    örn: baş ucumda portakal olsan ilaç olurdun bana(portakalı soydum baş ucuma koydum)

    ders2: esnaf ağzı hölölöyler, lololar, savuşturma tarzları

    örn: tartacak bir şeyim yok, sinek avlar bu halim(boş bakkal taşak tartar, sinekli bakkal ve müthiş uyum)

    ders3: baskılı söylemler, bağlaçlı-edatlı tekrarlar

    örn: döneceksen dön, boş kaldı bak defterim, seveceksen sev artık veresiye sevgilim(yine bakkal ağzı var burada)

    ders4: kalple ilgili şeyler söyle prim yapar hep

    örn: kalbim tezgah altı, bir tek seni istiyor, zamlar devam ederse o mahşeri bekliyor.

    şimdi bakalım neler çıktı;

    baş ucumda portakal olsan ilaç olurdun bana
    severdim yarım yarım, sıkardım ara sıra.
    kalbim çarpar oldu, hep turuncu turuncu,
    kimseler dokunamaz, pütürlüdür vücudu.
    tartacak bir şeyim yok, sinek avlar bu halim,
    yarım kilocuk da olsa, yine benimsin sevgilim.

  • ülke olarak bu savaştaki taraflara olan mesafemizi aynen korumamız gerek , zaten ne ukrayna'ya yardım edecek ne de rusya'ya yaptırım uygulayacak gücümüz ve ekonomimiz var maalesef.

  • cm 4'de takımdaki 3 adet emre takımı sırtlayıp şampiyon yapması, bende emreler futboldan çakıyor hissiyatı yaratmıştı. ertesi sezon kadroda revizyon yaptım herkesi sattım ne kadar emre varsa doldurdum takıma. bu muhteşem proje emrelerin aslında o kadar da emre olmamasıyla hüsrana uğradı. ligi dokuzuncu bitirdim. iki isimli emrelerin performansı tek isimli emrelerden kötü olması gibi değerli bi veriyi kafaya attım. içim rahat.
    edit: aynı sistemi ibrahimlerle uygulamaya çalışan bir yazarla yaptığımız mutabakat sonucu, emrelerin iyi futbolcular olduğu fakat aralarından kaleci çıkmadığı konusunda hemfikir olduk.

  • adamı sevmem falan ama son derece üzücü bir durum. zaten birine üzülüp, şifa dilemek için sevmeye gerek yok. twitter'da alay eden, komiklik yapmaya çalışan insanları görünce hayattan soğudum yeminle.

    adamı sevmem dedim de, şarkılarını sevmem yoksa kendisini tanımıyorum. belki tanısam çok severim, bilinmez.

    hastalık hepimiz için, bugün şahaneyken yarın allah korusun bambaşka bir mücadelenin içinde bulabiliriz kendimizi.

    kendisine şifa ve sabır diliyorum. dalga geçen, komik olduğunu sananlara da bir parça merhamet.

  • evrende bulunan, bildiğimiz anlamdaki normal maddeleri oluşturan yapı taşı.

    atomlar nasıl oluştu? ilk kez ortaya çıkışlarının ardında nasıl bir süreç var? bu sorulara değinmek istedim biraz.

    genel olarak normal bir atom, merkezde bir çekirdek içerisinde proton ve nötronlar ile çekirdek dışında belirli bir hacim içerisinde bulunan elektronlardan oluşan bir yapıdır. bu durumda şunu diyebilirsiniz: "ben 2 proton, 2 de nötron alıp, bunlara biraz da elektron eklersem bir atom yapabilirim."

    işlerin öyle yürümediğini söylememe gerek yok. bu süreç bu kadar basit şekilde, laboratuvar ortamında hâlledilebilecek bir süreç değil. o zaman bu işin ilk kez nasıl gerçekleştiğini anlamak için, bandı geriye sarıp evrenin oluşum aşamasına kadar gitmemiz gerekecek.

    nötronlar (kelimenin nötr kısmından da anlayacağınız üzere) elektrik bakımından yüksüz parçacıklarken protonlar pozitif, elektronlar da negatif yüklüdür. aynı elektrik yüküyle yüklenmiş parçacıklar, birbirlerini iter. mıknatısları aynı kutuplarından birbirine yaklaştırmayı denediyseniz o etkiyi görmüşsünüzdür. zıt yükler ve kutuplar ise birbirini çeker. yine iki mıknatısla herhangi bir zamanda biraz oynadıysanız bunu kendiniz de bilirsiniz. hatta buzdolabı magnetleri de bu prensiple yapışır dolaba.

    atomun çekirdeğinde protonlar var dedim. bu protonların hepsi pozitif yüklü olduğundan birbirlerini iterler. yani bunları bir arada tutabilmek oldukça zor bir iştir. bunun gerçekleşebilmesi için gereken enerjinin büyüklüğü, yaklaşık 100.000.000 kelvin (100 milyon santigrat dereceye oldukça yakın) sıcaklığa karşılık gelir. bunu, dünyadaki herhangi bir laboratuvar ortamında sağlayamıyoruz. evren için ise bu tür yüksek sıcaklıklar üretmek, leblebi yemek gibi sıradan bir iş. örneğin büyük patlama anında ortaya bundan daha yüksek sıcaklıkların bile çıkabildiğini biliyoruz.

    simülasyonlar bize, büyük patlama sonrasına ilişkin bazı bilgileri verebiliyor. biliyoruz ki büyük patlamanın hemen ardından ortam atomlarla dolup taşmadı. henüz sadece, adına plazma dediğimiz ve bağımsız atom altı parçacıklardan oluşan bir madde vardı her yerde. büyük patlama gerçekleştikten hemen sonra kozmik enflasyon adı verilen ani bir genişleme dönemi devreye girdi. (bkz: kozmik enflasyon teorisi)

    kozmik enflasyon, evrenin ani olarak bir miktar soğumasına neden olurken parçacıklar artık biraz daha farklı davranış sergileme imkânı buldu. pozitif yüklü protonlar ile yüksüz nötronlar bir araya gelmeye başladı. bu dönemdeki sıcaklık ve enerji, protonların bir arada bulunabilmesine de olanak tanıyordu. zıt yüklerin birbirini çektiğini yukarıda söyledim. pozitif yüklerin bir arada bulunduğu ortamlar, negatif yüklü elektronları da kendisine çekebiliyordu. böylece ilk atomların temelini evren bizzat kendisi attı. büyük patlama nükleosentezi adı verilen bu aşamada önce, bilinen en basit atomlar oluştu. döteryum ile başlayan hidrojen oluşumu, ardından helyum, lityum ve berilyum gibi hafif atomların oluşumu, evrenin bu aşamalarına denk gelir.

    peki, daha ağır olan atomlar nereden geldi?

    yaklaşık 100 milyon yıl kadar sonra ilk yıldızlar ortaya çıkmaya başladı. yıldızların temeli ağırlıklı olarak hidrojen ve ona kıyasla, yüzdece oldukça az olan helyumdur. bir yıldızın oluşum aşamasında, ortada son derece büyük kütleye sahip bir gaz bulutu vardır. bu buluttaki atomlar, kütle çekim kuvvetinin etkisiyle bir araya gelmeye ve gittikçe sıkışmaya başlarlar. sıkışma arttıkça, merkez bölgedeki yoğunluk ve sıcaklık da artar. bir süre sonra bu koşullar öyle bir noktaya gelir ki merkezde nükleer füzyon tepkimeleri ortaya çıkar ve bildiğimiz ışık saçan, sıcak cisimler olan yıldızlar bu şekilde doğarlar. işte füzyon dediğimiz olay, hafif ve basit atomları alarak daha ağır ve karmaşık atomların oluşmasına yön verir.

    periyodik tablo, atomları bazı özelliklerine göre sıralar. buna şöyle bir baktığınızda, ağırlığı demir elementine kadar olan atomların yıldızlarda oluştuğunu söyleyebiliyoruz. demir atomlarını füzyonla birbirine kaynaştırarak daha ağır bir atom ortaya çıkaracak koşullar, yıldızlarda bile bulunmaz. bu çok daha büyük enerji gerektiren bir işlemdir. o hâlde demir atomundan daha ağır atomlar nereden geldi?

    periyodik tablonun demirden ağır atomları, nötron yakalama süreciyle oluşur. nötronların yüksüz olduğundan bahsetmiştim. bu nedenle atom içerisindeki pozitif ve negatif yüklerin birbirini itme ve çekmelerinden nötronlar etkilenmez. atom çekirdeğine protondan görece daha kolay eklenebilirler. bir özellikleri daha bulunur: bozunmaya uğrarlar. bozundukları zaman ortaya 3 farklı parçacık çıkarabilirler: elektron, elektron anti nötrinosu ve proton. eğer ortamdaki 1 nötron bozunarak ortama proton ve elektron olarak katkı sağlarsa bunun anlamı, atom çekirdeğinde daha fazla proton olması ve atoma fazlada bir elektronun da eklenmesidir. bu durumda da ortaya, bir öncekinden çok daha ağır bir atom çıkar. işte demir atomlarının nötron yakalaması, demirden daha ağır atomların oluşmasına; o ağır atomların da yine benzer süreçlerle daha da ağır atomlar oluşturmasına giden yol bu şekilde açılmış olur.

    iki nötron yıldızının çarpışması, nötron yakalama süreci için son derece verimli bir ortam oluşturur. dolayısıyla evrendeki ağır elementlerin en önemli kaynağı bu olaydır. süpernovaların oluştuğu ortamlar da ağır element oluşumuna katkı sağlayan ikinci büyük adaydır. en azından şu an için bildiğimiz kadarıyla durum bu.

  • "marketler satıyor, bakkal, manav, kasap herkes kırtasiye satıyor; fakat kırtasiyeciler kırtasiye satamıyor"

    her şeyi anlatıyor bu söyledikleri! niye satamıyorsun çünkü kazıklamaya çalışıyorsun milleti!