hesabın var mı? giriş yap

  • bırak türkiye'yi dünyada bir çok bilim adamı konu hakkında araştırma yapıyor, makale yayınlıyor. konu ile ilgili bir tane makalesi olmadan büyük resim görme kursunu başarıyla bitirip ahkam kesen komplocu birinin attığı tweet'tir.

    söylediklerine o kadar güveniyorsan makale haline getirir, büyük bilim dergilerinde (lancet vs.) yayınlarsın.

  • voyager 1'in 6.4 milyar km uzaktan cektigi dünya fotografina ithafen:

    "uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. eğer bu resme dikkatlice bakarsanız, orada bir nokta göreceksiniz. o noktaya tekrar bakın. işte o nokta burasıdır. evimizdir. o nokta biziz. sevdiğiniz herkes, tüm tanıdıklarınız, adını duyduklarınız, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını o noktanın üzerinde geçirdiler. türümüzün tarihindeki tüm sevinçlerimiz ve acılarımız, kendinden emin bin çeşit inancımız, ideolojimiz ve ekonomik öğretimiz; her avcı ve her yağmacı, her kahraman ve her korkak, uygarlığımızın mimarları ve tahripçileri, her kral ve her köylü, birbirine aşık olan her genç çift, her anne ve her baba, umutları olan her çocuk, her mucit ve her kâşif, ahlak değerlerini öğreten her öğretmen, yozlaşmış her politikacı, her bir "yıldız", her bir "yüce önder", her aziz ve her günâhkar işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinde.

    dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük bir sahnedir. bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün... şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan ve kendilerinden zar zor ayırt edilebilen diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün... anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar yoğun!

    bu soluk ışık noktası, bütün o kasılmalarımıza, kendi kendimize atfettiğimiz öneme ve evrende öncelikli bir konuma sahip olduğumuz yolundaki yanlış inancımıza meydan okuyor. gezegenimiz, çevremizi saran o büyük evrensel karanlığın içerisinde yalnız başına duran bir toz zerreciğidir. içinde yaşadığımız bilinmezlik ve bütün bu enginliğin içerisinde, başka bir yerden bir yardımın gelip bizi bizden kurtaracağına dair hiçbir ipucu yoktur.

    dünya... şu ana kadar, yaşam barındırdığı bilinen tek gezegen. en azından yakın gelecekte, türümüzün göçebileceği başka hiçbir yer yok. evet, ziyaret ediyoruz. ama henüz yerleşemiyoruz. beğenseniz de beğenmeseniz de şu an için dünya yaşadığımız yer.

    gökbiliminin alçakgönüllü ve kişiliği geliştiren bir uğraşı olduğu söyleniyor. bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor."

    carl sagan, 1994

    voyager'in fotografi, çeviri ve kaynak için:
    http://www.bulutsu.org/smn.php

  • ülkesini işgalcilerden savunması, işgal altında olan bir ülkede ve hatta şehirde halkıyla mücadele etmesi bile “batıya sempatik gözükmeye çalışmak” olarak lanse edilmeye çalışılan zelenski'nin fotoğrafı.

    adam ukrayna'dan gitse, “kaçtı bakın işte!”

    ukrayna'da kalsa, “batıya şirinlik yapıyor.”

    rusya'ya teslim olsa, “bak nasıl sattı hemen kahraman diyordunuz.”

    savunmaya devam etse, “halkını tehlikeye atıyor niye ülkenin anahtarını ruslara vermiyor ki?”

    ne yapsın, ne istersiniz sevgili işgalci sevdalıları?

  • bir zoofil, bir sadist, bir katil, bir nekrofil ve bir mazoşist akıl hastanesinde aynı odaya kapatılırlar. birkaç zaman sonra sıkıntıdan patlayan zoofil:
    - keşke bir kedi olsaydı ne güzel becerirdik diye hayal kurmaya başlar.
    bunu duyan sadist:
    - evet önce becerir sonra da ona işkence ederdik diye sürdürür.
    katil heyecanla:
    - o lanet olası kediyi önce becerir, sonra işkence eder, sonra da öldürürdük der.
    nekrofil şuh bir edayla:
    - ahh harikasınız! o kedi şimdi burada olsaydı önce becerir, sonra işkence eder, sonra öldürür ve tekrar becerirdik diye devam eder.ardından bir anda derin bir sessizlik olur. herkes mazoşiste döner. mazoşist gözlerini sırayla diğerlerinin yüzünde gezdirdirir ve dudaklarının arasından sadece şu çıkar:
    -miyav!

  • tamamen önceden kurulu bir düzenek içerisinde bitirilmeye çalışılan, 80 sonrası nesilin izlediği en yetenekli türk futbolcusudur.

    hakkında yazılan bunca olumsuz haber ve karalamaya rağmen, bu girdabın içinde boğulmaması, hatta üzerine bir de 22 yaşında kaptanlık bandını koluna takması en büyük başarısıdır.

  • umarım aradıkları yardımcı doçenti seçmekte fazla zorlanmazlar. çünkü adayda aradıkları "halk otobüsü şoförlerinin sigara içmeleri durumları ve bağımlılığı konusunda çalışma yapmış olanlar" şartını yerine getirmiş yüzlerce insan var memlekette. ben olsam eşgal de belirtirdim.

  • 1)baba
    2)abi
    3)erkek kardeş
    4)dayı
    5)amca
    6)annenin babası
    7)babanın babası
    8)kocanın babası
    9)kız kardeşin oğlu
    10)erkek kardeşin oğlu
    nikah düşmüyor. asla evlenilmez.

  • oyuncak bakacağım zaman oyuncakçılara hep "benim bir yeğen var yaramaz, ona bakıyorum" diyorum ama kendime alıyorum hep. yeğenim de yok zaten.

    ara sıra muhabbet de kuruyorlar "kız kardeşinin mi erkek kardeşinin mi oğlu?" filan diye. genellikle "ablamın oğlu" diyorum.

    bazen de kızı oluyor tabi. ama o zaman bir de üstüne üstelik ne çeşit bir kızın oyuncak elektrikli testere filan sevdiğini açıklamak zorunda kalıyorum.

    dayı olmak zor iş.

  • vallahi bizim birlikte de vardı bu tipten. ilk gecenin sabahında "koğuşu kim temizleyecek burası çok havasız" diye çıkıştı onbaşıya. çorumlu onbaşı, "oda servisi gelecek" dediğinde de "iyi bari" demişti.

  • birgün dolmuşta;
    yolcu kadın: şöför bey mükemmel bir yerde inebilir miyim?
    (şöför sağa çeker ve arkasına dönüp)
    şöför: buyurun size layık değil ama...

  • 2000'li yılların başında deli dana hastalığı (bse-bovine spongioform ensefalopati) denen hastalık hortlayınca millet danasını itlaf etti ve korkudan et yiyemez oldu. bunun üzerine tavuktan döner yapılmaya başlandı ve zaman içinde de tuttu çünkü görünüşte dönerdi, etten yapılıyordu ve fiyatı da uygundu. ondan önce türkiye'de tavuk döner pek bilinen bir yiyecek değildi.

    bugünse heryerde tavuk dönerci var. tavuk olayına biraz temkinli yaklaşmak gerek çünkü tavuk eti çok hızlı bakteri üretebilen bir ettir. bu bakterilerin en tehlikelilerinden biri salmonella olup kümes hayvanları ve yumurtadan bulaşabilir. çiğ ette de bu bulaşma riski yüksektir. maruziyet sonrası 12 ila 48 (bazen de 72) saate kadar bir sürede mide krampı, baş ağrısı, bulantı, kusma, gibi şikayetler başlar. ağır seyredebilir. bir diğeri de campylobacterdir. bu da benzer şikayetler oluşturabilir.

    bu nedenle tavuk etinden üretilen döneri güvendiğiniz yerden yemeniz önemlidir, yeterli hijyenin olmadığı bir yerden yediğiniz tavuk döner başınıza olmadık işler açabilir. bunları et de yapabilir ama tavukta bakterinin daha hızlı üremesinin sebebi şudur:

    bakterilerin yaşamak için suya ihtiyaçları vardır ve en az 0.85'lik bir nem ortamı olması gerekir. birçok taze et gibi tavuk etinin 0.99'luk bir su aktivitesi vardır. salmonella, campylobacter ve e.coli gibi bakteriler tavukla birlikte yaşar ve hayvan öldükten sonra da etinde bir süre yaşamaya devam ederler. tavuk eti dana etine oranla daha delikli (poröz) bir yapıya sahip olduğu için bakteriler de daha derine yerleşebilir ve nemi daha uzun süre muhafaza edebilirler. uygun soğuklukta muhafaza edilmemiş, yeterli ısıda yeterli miktarda pişmemiş bir tavuk etinde bakteriler daha çabuk üreyeceği için daha tehlikelidir (tekrar belirteyim ki benzer tehlike tüm çiğ etlerde mevcut ancak tavuk etinin yapısı bakteri üremesine daha uygundur). özellikle bol sosa bulanmış (etteki bozulmaları göstermez, kokuyu engeller) etlere dikkatli yaklaşmakta fayda vardır. he ama iyisi varsa da lezzetli, ona da birşey demem, afiyet olsun:)

    dip not: tavuk yumurtasına dokunduktan sonra bile ellerinizi yıkamanız, tavuk eti kesmek için kullandığınız bıçak ve aparatı çok iyi yıkamanız yukarıdaki sebeplerden ötürü şiddetle tavsiye edilir.