• almanca: yarın görüşürüz
  • başlığı henüz açılmamış bir yazarmızdı.
  • fbjk'li değil, adam gibi beşiktaşlı!
  • fikri hür,vicdanı hür gerçek bir beşiktaşlı entellektüel yazar arkadaşımız.

    sözlükte böyle düzgün beşiktaşlı yazarlar görmek çok güzel.

    yolun açık olsun dostum.
  • kardeşim.

    mecazen değil, gerçekten kardeşim. doğum günlerimiz aynı ayın aynı günüydü, sadece arada iki yıl fark vardı.

    dürüst, terbiyeli, saygılı, sakin, olgun, içten, akıllı, sevecen, seven, sevilen, neredeyse kusursuz bir insandı. bu özelliklerini ise son üç gündür onu tanıyan herkes buğulu gözlerle okuduğumuz mesajlarında defalarca dile getirdi.

    2015'in mayısında dilinde peydah olan tümör bizim için sonun başlangıcı oldu. çok erken teşhis ile hemen ameliyat oldu, kurtuldu diye sevindik ama bu sevincimiz eylül ayına kadar sürdü: tümör nüksetti.
    haftalarca süren kemoterapi seanslarının ardından tetkikler yapıldı ve kara haber alındı; tümör küçülmemiş hatta akciğerde metastas yapmıştı. o, bu kara haberi bile sükunetle karşıladı, tek mottosu vardı: pes etmek yok mücadeleye devam.

    ancak doktoru biliyordu ki tümör ilaçlara cevap vermiyordu, çok agresifti, hızla büyüyordu.

    sonraki kemoterapi de işe yaramadı ve tümör soluk ve yemek borularına baskı yapmaya başladı. o, yine de yılmadı, asla bitti demedi. çok güçlüydü ve yenmeye kararlıydı.

    ancak 3 gün önce, hala kanser denen illetle savaşırken, tümör büyüdü, büyüdü ve nefesini kesti.

    ben son ana kadar başındaydım, elinden tuttum, alnından öptüm, kokusunu içime çektim. allah'a benim canımın yarısını ona ver, birlikte yaşayalım, onu bizden ayırma diye çok yakardım.

    ama olmadı.

    kendisi de bunu hiç istemiyordu ama bizi bıraktı gitti. giderken de arkasında devasa bir aile bıraktı, şimdi onun arkadaşları benim kardeşim ağabeyim oldu.

    benim kardeşim çok güçlüydü, güçlüler her zaman kazanan tarafta olanlar değillerdir, kaybederken bile pes etmeyenlerdir. benim kardeşim hiç pes etmedi. gururlu ve mağrur bir şekilde gitti.

    artık doğum günlerimi yalnız ve buruk kutlayacağım. anısını yaşatmak için elimden geleni yapacağım.
  • onsuz geçen bir yıl.

    zamansız gitti, yeri bomboş kaldı. hayatımızda kocaman bir delik, bir boşluk var. ne zaman bir şeyi paylaşmak istesem elimi telefona atıyorum, ama sonradan aklıma geliyor, artık o diğer ucunda yok. söylemek istediklerim içimde patlıyor. bazen hayat o kadar normale dönüyor ki, sanki o da aramızdaymış gibi oluyor. sonra, onun olmadığını hatırlayınca, hayatın da artık normal olmadığını hatırlıyorum. artık hiç mutlu olamayacağım gibi geliyor. problem mi bu? sanki problem de değil. kimsenin istemeyeceği bir şekilde can verdi, ben artık mutlu olsam ne olur...

    ondan geriye kalan en güzel şeyler arkadaşları, bize bıraktığı arkadaşlıklar. iyi ki varlar, iyi ki yanımızdalar, umarım hep orada olurlar.
  • kısacık ömrüne çok şey sığdırdı. keşke daha çok yaşasaydı, daha çok şeyler yapsaydı. keşke hayallerinin gerçekleştirecek kadar yaşayabilseydi. keşke giderken bize biraz espri duygusundan, biraz hakkaniyetinden, biraz da bilgeliğinden bırakabilseydi. gideli beri 2 sene oldu. çok özletti kendini, bizi çok üzdü, kaldı ki, adım gibi eminim, bunu kendisi de hiç istemezdi.

    rahat uyu, sen hep içimizdesin.
  • gidişinin 3. yılında, aslında hayatımızda ne kadar önemli bir yer kapladığını daha derinden hissediyorum. neden senin başına geldi, nasıl oldu da gittin, giderken neler hissettin, aslında her şeyin farkında mıydın, bazen bu soruların cevabını düşünürken kahroluyorum. öte taraftan bana güvenmiştin, ben geldiğimde işlerin yoluna gireceğini düşünmüştün, sanki artık kendini bırakmıştın, yiyememe, içememenin verdiği huzursuzluk, ağrılarının verdiği huzursuzluk dışında sanki olayları kontrol edememenin verdiği huzursuzluk artık yoktu. sanki bir parça daha rahattın.

    keşke daha çok vakit geçirebilseydik, keşke sana son 3 yılda olanları anlatabilseydim, keşke buraya gelip romantizm kasmasaydım. ne kadar şanssızmışsın, ne kadar şanssızmışız.

    neyse sen rahat uyu, ben buraları toparlamaya çalışıyorum. eski patronların çok yardımcı oluyor, arkadaşların gerçekten çok vefalı.
  • 4 seneyi devirdik. bir parçamız eksik ama küçük bir parça değil, epey büyük bir parça. zaman geçtikçe de büyüyen bir parça. hala mezarının başına gitmeye alışamadım, hala zoruma gidiyor. inşallah bir gün senin adına yapmak istediğim şeyleri hayata geçirebilirim.
  • şimdi yaşıyor olsaydın 36 yaşında olacaktın. aradan 5 yıl geçmiş. hiç aklımızdan çıkmıyorsun, hala burnumun direği sızlıyor. ne zor şeymiş bu. bir yandan da bunun bencillik olduğunu düşünüyorum. dün vardın, bugün yoksun, senden sonra olanlardan hiç haberin olmadı. hissetmiyorsun, üzülmüyorsun, sevinmiyorsun, sana olan oldu, artık başka bir şey olamaz. ama biz alışmışız sana, kendi kendimize üzülüyoruz.
hesabın var mı? giriş yap