• birinci inönü muharebesinin gerçekten olup olmadığına ilişkin tartışmaları, askeri tarih perspektifinden ele alan toplumsal tarih dergisinin nisan 2021 sayısındaki mesut uyar imzalı "1. inönü muharebesi ve bitmeyen tartışmaları" başlıklı yazı konuyu çok dengeli ve güzel bir şekilde ele almış. özetleyeyim:

    - öncelikle terminolojik bir netlik: savaş değil, muharebe bkz. #122337722

    - ikinci olarak, böyle bir muharebenin aslında hiç olmadığı (bkz: inönü savaşı olmamıştır) ve olduysa bile zaferle sonuçlanmadığı şeklindeki iddiaların tarihi hayli yeni: 1984 ve 1991. bu tarihler öncesinde kimse çıkıp da muharebe olmamış dememiş; bilakis muharebenin olduğu kabul edilip sadece büyüklüğü ve kimin kazandığı gibi hususlar tartışılmış.

    - 1984'te ortaya çıkan iddiaların esas sahibi ise islamcılar değil, yalçın küçük. türkiye üzerine tezler'in 2. cildinde islamcıların kucağına plaseyi çakıyor solcu profesörümüz: "tarihsel olarak inönü zaferi yok. inönü bucağında bir meydan muharebesi ve inönü zaferi yok". küçük'e göre olmayan muharebeden zafer uyduran kişi mustafa kemal, çünkü buna ihtiyacı var. bu meseleye entryinin en sonunda geleceğiz.

    - 1991'de nokta dergisi'ne verdiği söyleşide "marksist" yalçın küçük, tesadüfe inanmayan bir fizikçi gibi düşündüğünü ve tam da çerkez ethem'in tasfiyesi sırasında mustafa kemal'in bir zafere ihtiyacı olduğunu ve birdenbire birinci inönü zaferi diye bir şeyin uydurulduğunu iddia ediyor.

    - marksist fizikçimizden aldıkları pasla, yavuz bahadıroğlu'ndan abdurrahman dilipak'a kadir mısırlıoğlu'ndan mehmet akarca'ya inönü'ye çakmak için bahane arayan pek çok islamcı, inönü muharebesinin ve hatta kurtuluş savaşının uyduruk olduğuna ilişkin taarruza başlamış.

    - türkiye kaynaklarının resmi ideoloji tarafından tahrip edildiği kabul edilse dahi yunanistan kaynakları mevcut. küçük asya seferi adlı askeri tarih kitaplarında akpinar-kovaliçe adını verdikleri birinci inönü muharebesi bütün ayrıntılarıyla anlatılmış.

    - hadi diyelim ki yunanistan kaynakları da uyduruk; ee ingiliz askeri gözlemcilerinin muharebenin vuku bulduğuna ilişkin tanıklıkları da var: turkey, greece and the allies.

    - tamam lan tamam, ingilizler de yalan söylüyor. peki fransızlar? les campagnes de l'armee hellenique, 1918-1922.

    öyleyse tam da bu noktada bir ara toplam alalım: birinci inönü muharebesi gerçekten olmuştur. yani ne mustafa kemal'in ne de ankara hükümetinin bir uydurması falan değildir! ha ama bir vakanın gerçekliği, onun farklı ideolojik saikler için kullanılmadığını göstermez dedikten sonra muharebenin büyüklüğü ve ortada bir zafer olup olmadığı, ismet paşa'nın askeri hataları ve sevapları hususlarıyla devam edelim:

    - birinci inönü muharebesini aşırı basitleştirirsek yaşanan hadise şu: yunanların hedefi, inönü'deki türk yığınağını dağıtıp lojistik ve ulaştırma tesislerini imha etmek iken türkler ise kuvvet kaptırmadan düşman ilerleyişini durdurmaya çalışıyor. işin garibi her iki taraf da hem başarılı hem de başarısız oldu. şöyle ki;

    - yunanlıların hem asker hem de silah sayısı açısından bire karşı üç üstünlüğü var. yunan askerlerinin sayısı 16.000 iken ismet paşa'nın emrindekilerin sayısı sadece 9000. tam sayıyı verirsek güç dengesizliği daha iyi anlaşılır.
    türk tarafında 417 subay varken yunan tarafında 427 subay var.
    türk tarafında 8500 er varken yunan tarafında 15816 er var.
    türk tarafında 18 hafif makineli tüfek varken yunan tarafında 270 hafif makineli tüfek var.
    türk tarafında 48 ağır makineli tüfek varken yunan tarafında 120 ağır makineli tüfek var.
    türk tarafında 28 top varken yunan tarafında 728 top var.

    - nitekim bu ezici üstünlükleriyle yunan birlikleri önemli bir zayiat vemeden 3 gün içinde inönü hattına ulaşabildi. fakat bu kolay yarma harekatı, sadece yunan askerî üstünlüğüne bağlanamaz. çünkü batı cephesi komutanı albay ismet*, çerkez ethem isyanının daha önemli olduğunu düşünüp yunanları pek sallamayarak emrindeki birlikleri inönü'ye kaydırmak yerine 3 gün boyunca kütahya'da bekledi ve böylece vahim bir hesap hatası yaptı. hatasını anladığında iş işten çoktan geçmiş ve 24. tümen dağıtılmış, savunma hattında büyük boşluklar oluşmuştu.

    - bu hatasına rağmen albay ismet, soğukkanlılığını korudu ve fevzi çakmak paşa'nın büyük bir panikle verdiği "sakın kuvvet kaptırmayın ve eskişehir dahil bütün bölgeyi tahliye edin" emrini dinlemeyip birliklerini 2nci savunma kattına çekti.

    - bütün bu geri çekilmeler olurken onca askeri üstünlüğüne rağmen yunan tarafı da vahim bir hata yaparak çerkes ethem'e itimat edip afyon istikametinde taarruz etmek yerine isteksiz ve zayıf taarruzlarla oyalanmayı tercih etti. hatalarını katmerlendiren ise şu: türklerin geri çekilmesini görüp saldırıyı şiddetlendirmek yerine naptılar dersiniz? artık tamamdır, zafer bizim deyip geri çekildiler!

    - yani her iki taraf da geri çekildi ve işin asıl komik tarafı, 10 ocak'ta gece boyunca yunan taarruzu bekleyen ismet bey, yine bir hata yapıp çekilme sonrası yunanlılarla teması kopardığı için yunanlıların çekildiğinden haberi olmadı! taa ki köylüler 11 ocak öğle saatlerinde gelip de yunanlıların çekildiğini söyleyene kadar! ağlar mısın güler misin...

    hadi bakalım şimdi ikinci ara toplamı alalım: söyleyin bakiim çocuklar, birinci inönü muharebesini kim kazandı?

    - bu soruya verilmiş en şahane yanıt, sonradan bayındırlık bakanlığı da yapan binbaşı cevdet kerim incedayı'ya ait: yunanlılar yarı kazanılmış muvaffakiyeti mağlubiyete çevirdi.

    - miralay behiç erkin'in görüşüne göre ise; "her iki taraf, mağlup olduk zannı ile çekildiler, muharebe de bitti."

    - batı cephesi 23. tümen kurmay başkanı fahri belen'in cevabı: yunanlılar kolay bir başarı kazandı!

    - yüzbaşı sabahattin selek ise daha dengeli: birinci inönü muharebesinin yeneni ve yenileni yoktur.

    - son olarak ismet inönü'nün görüşü: "aslında birinci inönü muharebesi askeri bakımdan mütevazı ölçüde bir muharebedir. yunanlar taarruz etmişler, bizim mevkileri söktürmüşler, bundan sonra hazırlıksız geldiklerini, ilerisinin çok daha tehlikeli olduğunu anlayarak kendileri çekip gitmişlerdi."

    bütün bu anlatımlardan sonra yekûnu alma zamanı:

    - gerçekten de ismet inönü'nün dediği gibi bu mütevazı bir muharebeydi. saçma bir karşılaştırma olduğunu biliyorum ama yine de yapmadan duramayacağım: türkiye'de günlük korona'dan ölen sayısı dün itibariyle 354. birinci inönü muharebesi'nde yunan ve türk tarafının toplam ölü sayı ise 146!

    - yunan tarafı zafer kazandı şeklindeki resmi askeri tebliğine rağmen yunan kamuoyu inönü muharebesini zafer değil, yenilgi olarak algıladı ve nitekim kolordu ve tümen komutanlarının tamamı görevden alındı.

    - yunan tarafına güvenleri sarsılan ingiliz, fransız ve italyanlara karşı türklerin eli güçlenip londra konferansı devreye sokulurken sovyetlerin inönü'yü türklerin bir zaferi olarak görmesiyle moskova anlaşması'nın önü açıldı.

    - albay ismet, çerkez ethem meselesi nedeniyle yunan saldırısını hafife almakla hata yapmış, ancak sonra paniklemeden geri çekilmeyi bilmiş fakat geri çekilirken yunan tarafıyla teması yitirmiş ve bu yüzden yunanların geri çekildiğini anlayıp hızlı bir takibe geçmemiştir. yine de muharebe sonucunda miralay rütbesinden mirlivalığa yani paşalığa terfi etmiştir.

    sonuç olarak birinci inönü muharebesi tarihi bir gerçek olup muharebe sahasında kesin sonuç sağlanamasa da türk tarafı için bir zaferdir. mustafa kemal ve ankara hükümeti, ülke büyük bir siyasi ve askeri kriz yaşamakta iken hem çerkez ethem'in tasfiyesini hem de inönü muharebesiyle yunan ilerleyişini durdurmayı bir taraftan milleti ve orduyu cesarete getirmek için kullanma becerisini gösterirken bir taraftan da londra ve moskova'ya karşı el yükseltme unsuru haline getirebilmiştir. bu çerçeveden bakıldığında asker olmasının yanısıra pragmatik bir politikacı da olan mustafa kemal'in şu lafı boşa etmediği gayet net anlaşılıyor: "zafer, zafer benim diyebilenindir; muvaffakiyet, muvaffak olacağım diye başlayanın ve muvaffak oldum diyebilenindir."
  • birinci inönü muharebesi'ni ismet inönü şu şekilde anlatmaktadır;

    (bitkin haldeki ordunun ikiye bölünerek aynı anda hem çerkez ethem ile hem de yunanlarla savaştığını anlatır ve ekler..)

    "birinci inönü muharebesi, daha ziyade kuvayi seyyarenin (ethem'in kuvvetleri) yunanlarla beraber gelişen taarruzunun muvaffak olamaması şeklinde bir adım telakki edilmek lazımdır. atatürk, birinci inönü muharebesi'nin neticesine çok önem vermiş görünmektedir. aslında birinci inönü muharebesi askeri bakımdan mütavazı ölçüde bir muharebedir. (...) buna rağmen birinci inönü muharebesi anadolu hükumetinin kurulması için kâfi gelmiştir."

    şimdi bu sözler ismet inönü'nün kendi ağzından çıkan sözler. adam zaten inönü muharebesi'ni askeri bakımdan tutup da çanakkale savaşlarıyla falan bir tutmuyor. öyle bir iddiası yok. varmış gibi gösterip, sonra da bununla dalga geçmek bence hastalıklı bir ruh halinin tezahürüdür.

    bu savaş, ankara hükumetinin ulusal ve uluslararası çapta kendini göstermesi ve o günlerde asla benimsenmeyen düzenli ordunun -küçük de olsa- bir başarı kazanıp özgüven sağlaması açısından önemlidir.

    kaynak: ismet inönü hatıralar (bilgi yayınevi )

    ekleme: şu kısım atatürk sevenlerin yüzünde gülümseme oluşturacaktır;

    "muharebeden az bir müddet sonra birkaç gün için mustafa kemal paşa'ya vaziyet hakkında bilgi vermek için ankara'ya geldim. mustafa kemal paşa çok memnun olmuştu. beni istasyonda karşıladı. kendisine "büyük mesele halledildi" dedim. "hangi mesele? çok, çok büyük mesele hallolundu!" diye cevap verdi. o kadar memnun görünüyordu ki... hükumet henüz kuruluyordu. dağınık hükumetten kurtulmak, ordu teşekkül edecek mi, etmeyecek mi endişelerinden sıyrılmak ve ilerisi ne olacak gibi şüphe ve tereddütler içinde bulunan bir atmasferden birden bire sıyrılarak normal bir harbin tertiplerine, şevkine ve manevi kuvvetlerine girmiş olduğumuz bir devredeydik. ankara'da, 23 nisan 1920'de meclisin açılmasından birinci inönü muharebesi'nin sonuna kadarki zaman, büyük buhranlarla geçmişti. herkes milli mücadelenin iç isyanlarla çöküp batacağını ve davanın esasından temelli kaybolacağını beklerken, şimdi muharebe ile bir netice almak zihniyeti, şevki hasıl olmuştu.

    daha fazla söze gerek yok sanırım. inönü'nün kendi sözleri bu konudaki tartışmalara da bir nokta koyar diye düşünüyorum. atatürk'ün o gün, istasyonda heyecanla gülümserkenki halini düşünüp, memleketimizden umudu hiç kesmeyelim.
  • bu savaşla beraber 2. inönü, büyük taarruz, yahudi soykırımı ve normandiya çıkartmasının olmadığı yönünde ciddi suretle iddialar vardır. ismet inönü adlı kişi yaşamamıştır.
  • ismet inönü'nün komuta ettiği batı cephesi savaşlarının ilki. batı cephesinde yunanlar'a karşı alınan bu zafer ile itilaf devletleri, fikir ayrılıklarına düşmeye başlamıştır. bu savaşın en önemli sonuçları şöyledir;

    1. moskova anlaşması
    2. istiklal marşı'nın kabulü.
    3. londra konferansı
    4. türk afgan dostluk antlaşması
    5. teşkilat-ı esasiye

    bu savaşın ardından yapılan, ikinci inönü savaşı'nın da kazanılması neticesinde mustafa kemal, ismet paşa'ya bir telgraf çekerek; "siz orada sadece düşmanı değil, türk milletinin makus kaderini de yendiniz." demiştir.
  • bu kucuk savasin (ocak 1921) buyuk onemi olmustur.. ilk olarak, zaten daha oncesinde bolsevik ihtilali ile savastan ayrilan ruysa, anadoludaki direnisi ciddi bulup bizimkilerle moskova anlasmasini yapti.. (16 mart 1921)

    oncesinde itilaf devletleri londra konferansini duzenleme karari alip, hem osmanli hukmetini hem o siralar ismi buyuk millet meclisi olan meclisin heyetini, bu konferansa davet etti.. bu konferans anadoludaki heyetin uluslararasi alanda (ozellikle itilaf devletleri) taninmasini sagladi.. iste bunlarin hepsine 1. inonu sebep oldu.
  • "türk ve yunan orduları eskişehir'e yakın inönü mevkiinde karşılaştılar. karşılaşma çerkeş ethem'e karşı yürütülmüş harekâtın hemen ardından geldi ve yunan kuvvetleri sayı ve donanım bakımından üstün durumda olmalarına rağmen, basan elde edemediler, çekilmek zorunda kaldılar. kimileri bu zaferi küçümsemek istemişler ve yunanlıların bir keşif harekâtı yaptıklanm, çarpışan kuvvetlerin az sayıda bulunduğunu öne sürmüşlerdir. oysa tarihte savaşan tarafların sayısı değildir bir savaşı önemli kılan. doğurduğu sonuçlardır. islamiyetin doğusundaki kimi muharebeler, katılanların sayısı bakımından büyükçe bir mahalle kavgası boyutundayken çok büyük sonuçlar doğurmuşlardır, dolayısıyla da önemlidirler."
    ___
    (bkz: sina akşin) - (bkz: türkiye'nin yakın tarihi)
  • savaşın 100. yıldönümü kutlanmıyor veya çok sessiz sedasız, cıpcılız kutlanıyor. on yıllardır her maçta beş yiyen ordunun bu sefer kaleyi kapattığı ve hatta şutlarının direkten döndüğü ve böylece sonraki maçları kazanabileceğine inandığı savaştır.
  • bugün 10 ocak 2020 yani birinci inönü zaferinin 100. yıl dönümü.

    bu savaşta yer alan komutanları ve eratıyla garp cephesinin şehit ve gazilerine rahmet ve minnetle.

    birinci inönü zaferi, işgalci yunan ordusuna karşı düzenli ordu ile karşı konulabileceğinin kanıtlanması açısından tarihi bir dönüm noktasıdır.
  • (bkz: yalçın küçük) ama mide bulandırır. soyadı küçük fakat attığı zırvalar yenileri yutulur değildir. küçüğün tezlerine karşı küçük at da civcivler yesin demek gelir insanın içinden. onun kuruluş savaşı hakkındaki tezleri (bkz: turgut özakman) tarafından çok güzel çürütülmüştür.
  • türk milletine bağımsızlık yolunu açan istiklal harbi'nin en önemli köşe taşlarından biri olan 1.inönü zaferinin 97.yılı kutlu olsun.
hesabın var mı? giriş yap