• arabasını, modelini, fiyatını bilmem.

    (bkz: #29227619)
    "randevu alıp 2 adet 3.16 ve 1 adet 1.16 almak için gidersin..."

    entrydeki şikayet doğruysa, ki doğru olduğuna inanıyorum, gözümde randevusuna sadık kalmayan şirkettir.
    istersem paspas alacak olayım istersem silecek lastiği... ya da bırak bir çöp almayı, sadece hal hatır sormaya gidecek olayım, randevu alıp gittiğimde muhatapım beni beklemiyorsa tepkimi koyarım arkadaş.

    gittiği bankada 10 dakika sıra beklediği için sözlükte çemkiren, hastane randevusunda doktor saati 5 dakika sarkıttı diye doktorlara etmedik küfür bırakmayan sözlük ahalisi de arabanın bedeline göre yorum yapar olmuş ya...
    ne diyeyim, saygısızlığın adı kapitalizm olmuş.
  • geçen gün kendimi şımartmak için 7.60 almaya gittiğimde satış müdürünün sevinip sizi seviyorum dediği yer. nerden bileyim takla at göreyim dedim. atmadı. bende gidip iveco aldım.
  • 'paran varsa range rover, yoksa game over' nidalarıyla girdiğimiz, akabinde yaka paça dışarı atıldığımız şirket.
  • geçen 3.16 almaya gittiğimde satış müdürünün bana earl grey ikram ettiği yer. arkadaşım 1.16 almaya gittiğinde tavuk döner ikram etmişlerdi.
  • mercedes-benz türk'ün herhangi bir bayisine gitsen ve ben "a160 alıcaktım da hihi" desen ve sana biri afra tafra yapsa, 24 saat içinde o afra tafra yapanın üstünü çizerler, bayinin müdürünü de uyarırlar.

    borusan'da da farklı bir uygulama olacağını sanmıyorum.
  • amcama lada samara bana da şahin almak için gittiğimiz, "sen çok yanlış gelmişsin kardeş" cevabı aldığımız yer. anlamadık. ilgi alaka güzeldi ama.
  • benzer bir ornek de ben vermek istiyorum.

    arabalara merakli bir armator bir tanidik var, cok da zengin. jaguar almaya karar veriyor. (karar vermek filline dikkatinizi cekerim, almayi dusunuyor falan degil, adam karar vermis, parasini verecek alacak, belki biraz pazarlik yapar, o kadar) sonra jaguar bayisine gidiyor ama evlerine cok yakin oldugu icin pijamadan hallica kiyafetlerle gidiyor. tabii kimse bunu iplemiyor. bu da bakiyor, teshirdeki arabalardan bir tanesinin kendi istedigi araba oldugunu goruyor. bakiniyor etrafa, bir tane temizlikci goruyor, cagiriyor, bir kisim kapora veriyor temizlikcinin eline, bir de kartvizitini veriyor, yarin gelip arabayi alacagini soyleyip cikiyor.

    obur gun yine pijamalarla gidiyor ama tabii herkes etrafina kopek oluyor. mudur falan geliyor, bizim tanidigin tek soyledigi "ben bu arabayi alirim ama primini bu temizlikciye vereceksiniz"

    bu hikayeyi duydugumdan beridir motorlu tasit satan yerlere takim elbise giyerek giderim.
  • müşterisini alacağı arabaya göre değerlendirmesi olağanmış. bu kafaların neden kuş kadar maaşa talim ettiği ortada gördüğünüz gibi. hayatında kaç kere şirket yönetti, şirket yönetimi hakkında gerçekçi bilgiye kaç kere ulaştı bu düdükler acaba? bugün 1.16 alıyorum diye yarın m6 alamayacağımı kim öğretti sana la bebe?
  • servis kalitesi ile ters orantılı işçilik ve yedek parça maliyetleri üzerine bmw yetkili servislerinin 'ending is better then mending' yaklaşımı da eklenince ortada sadece çok zengin insanların memnun kalabileceği bir model kalıyor. netekim bu yaklaşım borusan oto'da bmw 1 serisinden 7 serisine, mini'den range rover'a kadar değişik sınıflarda araç bulunduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

    örnek:
    - ee şey, araç telefonunun ekranı bozuk
    - efendim ekranı tek başına tamir edemiyoruz. araç telefonunu değiştirmemiz lazım. 3000 ytl
    - neey? neyse kalsın. bi de arka tamponda bi çatlak vardı?
    - arka tampon değişimi işçilik dahil 10.000 ytl efendim.
    - ....peki o da kalsın. ee sağ cam bazen takılıyor?
    - kapıyı değiş....
    - yağına suyuna bi baksak
    - yağa suya da dokunamıyoruz efendim. ellerimiz kirleniyor. arabayı komple değiştirmemiz lazım. ahahahaha!
    - bodaffffffss (bkz: sıçan adam)
    - ahahaa adam sıçtı.. gülüyorum ben buna ahahaha. borusan! borusan! borusana! ahaha
  • servisten muzdarip yüzlerce müşteriden birinin şu şekilde intikam aldığı firmadır: sürekli tamire girip girip çıkan bmw'sinin camlarına büyük harf ve bold olarak "bmw aldığıma çok pişmanım!!!!" cümlesinin altına telefonunu yazdığı a4 kağıtları asmış. doğal olarak bu aracı görenler ve ne olduğunu merak edenler bu kişiyi arıyor ve o da bıkmadan hatta büyük bir keyifle yaşadıklarını anlatıyormuş. arabayı da gıcıklığına satmayıp olabildiğince çok insana ulaşmayı planlamaymış. fotoğraflarını çekip bmw almanya'ya da yollamış. bildiğim kadarıyla hala borusan'dan tık yok. meğer yılların geyik esprisi "sana kayanın selamı var, borusana girmiş" çok da espri değilmiş.
hesabın var mı? giriş yap