• 50. kere de olsa ara sıra tekrar izleyip ,kendimce şu soruların derinliklerinde kayboldugum filmler serisidir :
    1- collin firth gibi adamlar niye bu topraklarda yok ya da az ya da höde.
    2- biz türk kadınları 15 kg aldıgımızda bridget jones gibi olmayıp , illa noktasal bir yerlerden bu kilolar pırtlar, ya göbek ya popo biri aşırı büyür. bridget ise, oldukça tombul haliyle bile tavşan kostumünün içinde igrenç durmaz.
  • based on a true story :
    mekan bostancı - kadıkoy dolmusudur. ara duraklardan birinde dolmusumuza iki hatun kisi binerler. 18-20 yas civarı, bol bol boyalı, sıkır sıkır giyimli. dıs goruntuleriyle pek bi bagdasan bir harekette bulunarak volume leri biraz yuksek bir sekilde muhabbete baslarlar. hatunlardan biri digerine su soruyu sorar: "ya nereden ogreniyorsun bu kadar cok seyi? cok sey biliyorsun bu konuda. benim hic bi bilgim yok bu konularda.ufff!" cok sey bilinen konunun ne oldugunu cok merak ederiz dolmusca. aradıgımız cevap hemen gelir: " kitaplardan seker!mesela biraz once solediim sabah kalkınca eger gozlerinin altı morsa patates koyma taktigini bridget jones un gunlugu'nden ogrendim. daha bolee cook seler var. biraz kitap okumalısın!"...
  • kitapta bay darcy'nin pride and prejudice'teki bay darcy'e birçok yönden benzediğine değinilir. filmde bay darcy'yi oynayan colin firth aynı zamanda pride and prejudice'ın yıllar önce bbc için çekilen dizi versiyonunda da bay darcy'yi oynamıştır.
  • sadece filmini izlediğim ancak sözlükteki yorumları okuduktan sonra kitabını da merak ettiğim yapımdır. izlerken insan gülmekten yarılır, kadınsa bridget'in birçok yanını kendine benzetir, eğer sevgilisizse ve filmi evde tam da bridget modunda (pijama, elde tatlı bir şeyler ve yatak içinde) izlemişse film bittikten sonra derin bir of çekmek suretiyle "bunun 2.si de vardı di mi ya izlemek lazım." dedirtir. colin firth'ün oynadığı mark darcy karakterine bayılınır. hugh grant'ın karakteri için düşünülenleri yazmaya gerek bile yoktur... sondaki sahnede mark'ın kendisinin peşinden iç çamaşırlarıyla koşan bridget'i kabanıyla sarışı "ahh be!" dedirtir. her iki filmde de hugh grant'la colin firth'ün kavga sahneleri izlenesidir, izlenmelidir.
  • eveet bu filmi 18 sene sonra nihayet izledim. netflix sağolsun. torrent'ten zamanında dünyaları indirip bunu neden indirmemisim bilmem. bu film bana hep cok basit, fazla romantik komedi, hatunların efendi erkek yerine piç tercihinden başka hiçbir temel barındırmayan ve izlerken sıkılacağımı düşündüğüm bir film gibi geldi, nitekim film üç günde ancak bitti. şarap içen yalnız kadın, etraftan sürekli baş göz edilme çabası, günlük yazmak, yani ben olmuşum bridget jones, pek orjinal bir sey göremedim. elbette film 2001 de cekilmis, bu şarap içen yalnız kadın ekolü satc'in açtığı yolda gelişiyordu o zaman. dönemine göre iyi film.

    fakat gelgelelim bu filmi izleyen her kadın gibi marc darcy'ye hayran kalarak filmi bitirdim. şimdi ergen kız gibi eyyorlayacağım, marc darcy dostum çok iyisin. o utangaç göz devirmeler, efendi duruş, kontrollü hareketler, bütün bu good boy stuff a rağmen sonunda good kisser olduğunun iması elbette bizleri bitirdi. filmin sonunda hatun izleyiciler icin finish her yapacak her şey koyulmuş. öpüşürken bridget'i paltosuyla sarması dahil.
    izleyene kadar "ne olabilir ki aman" diyordum da evet ne yazık ki marc darcy lovers bir nefer daha kazandı, hulâsa kadınlar piç erkek değil marc darcy sever.
  • izlemesi son derece keyif vermi$, "tuh burada da gulmedim" diye hayiflanma ihtiyaci duymadigim, hayatimda seyrettigim en etkileyici kar yagi$i cekimlerine sahip guzel film...
  • evde kalmamak uğruna dışarıda kar yağarken leopar desenli donla topuklarını kıçına vura vura koşan bi kadının maceraları.
  • film aşık rolünde colin firth içermektedir. gerisi teferruattır. gece vakti başlığı hortlatana teessüflerimi bildiriyorum..şimdi sabahı et de netten colin firth bul.
  • az önce uyku tutmadığı için izlediğim romantik komedi filmi. filmde en sevdiğim sahne ise --- spoiler ---

    bridget'in dayak yemiş yerde yatan piç erkeklerin temsilcisi daniel'i reddetmesiydi. daniel, beni kurtarırsan sen kurtarırsın, sen olmazsan ben yine serseriliğe devam ederim altmetniyle "biz birbirimize aitiz. eğer seninle ilişkimi sürdüremezsem kimseyle sürdüremem" dediğinde, "kusura bakma ama bu benim için yeterince iyi bir teklif değil. tamamen emin olmayan bir adam için hayatımla kumar oynayamam. tıpkı senin söylediğin gibi. ben hala bundan daha olağanüstü bir şey arıyorum." deyip uzaklaşması çok iyiydi. keşke gerçek hayatta da kızlar ne istediği belirsiz, bu tür laflar eden erkeklere aynen bu şekilde tekmeyi bassa da bunlar azalarak yok olsa.
    --- spoiler ---
  • hayatımda gecesi olan filmlerden, kadınlardan biridir bridget. ne zaman ayrılık baş gösterse ucuz romantik, aşk yahot moda filmlerine sararım. unutmak için, aptallaşmak için, kendime ruhani zarar vermemek için. bu gece de bunlardan biri, önce ilkini, sonra da ikinisini izleyeceğim. gece uzun, sabah iş var. ağlamak için zaman yok.
hesabın var mı? giriş yap