• peg bundy : ne düsünüyorsun hayatim?
    al bundy : ne düsündügümü bilmeni isteseydim, düsünüyor degil, söylüyor olurdum.
  • (bkz: yeditepe istanbul)

    olcay, yusuf'a:

    ''sana bakarken, hayatım kolaylaşıyor. bu sevgi mi yoksa bencillik mi onu ayırabilecek durumda değilim.''
  • al bundy: sana evlenmemen gerektiğini söylemiş miydim?
    bud: evet baba
    al bundy: sana kadın ayakkabı satıcısı olmaman gerektiğini söylemiş miydim?
    bud: evet baba
    al bundy: hayat hakkında tüm bildiklerimi senle paylaşmışım
  • elaine: hadi ama, george. lütfen, bir otoparka koy. boş bir yer bulmak için bir saat gezmek istemiyorum.
    costanza: otoparka koyamam.
    elaine: neden?
    costanza: bilmiyorum. sadece koyamam.ailemde hiç kimse park parası vermez. bu bir rahatsızlık. babam hiçbir zaman vermedi. annem, ağabeyim. hiç kimse.
    elaine: ben vereyim.
    costanza: anlamıyorsun. otoparkmış. oraya gidemiyorum bile. fahişeye gitmek gibi. uğraşırsam, bir ihtimal bedavaya almak varken, neden para ödeyeyim?
    (bkz: seinfeld)
  • eleman:taksiii!
    taksici(kafayı camdan çıkartarak):yolcuuu.

    kaygısızlar.
  • al: peg kahvaltıda ne yaptın?
    peg: hiçbirşey
    al: dün de onu yapmıştın, ama olsun en iyi onu yapıyorsun
  • costanza: lezbiyenlerin bana bakarak şöyle düşündüğünü sanıyorum:
    "işte bu yüzden heteroseksüel değilim"
    (bkz: seinfeld)
  • (bkz: bir demet tiyatro)

    feriştah tabiki de mükremin'i anlatırken:

    " ve mükremin, tüm heybetiyle kapıda belirdi... aman allahım, bir insan ancak bu kadar kapıda belirebilirdi!"

    " kapıdan önce edeleleri girdi, yarım saat sonra da kendi girebildi."
  • efsanedir.

    "savcı esra: ben sana diyorum ki adamlar gelip seni alacak, gideceksin. bu işin sonu yok! belki senelerce tutuklu kalacaksın, ne zaman döneceğin belli değil, senin umurunda değil. ağladım… çünkü seninle konuşamadım. ağladım, çünkü sen beni görmüyorsun. ve ben seni seviyorum.

    behzat: ama ben bunu bilmiyordum.

    savcı esra: bilmiyorsun… tabi nereden bileceksin. sen ancak birisi öldüğünde duygusal yaklaşıyorsun. senin duygu radarına girmek için illa ölmek mi lazım behzat?

    behzat: yok, hayır. yapamam ben.

    savcı esra: haklısın. cesaretin olmadan ne yapacaksın ki? hayatımda tanıdığım en korkak adamsın. herkese meydan okuyorsun ama kendi duygularından korkuyorsun. geçmişe saplanıp kalmışsın. en büyük felaketler senin başına gelmiş dimi? en büyük acıları sen çekmişsin, ben hiç bir b.k bilmiyorum ki. acı nedir? bilmem. yalnızlık nedir? bilmem. dünyanın ekseni kaydı behzat, 12 cm yerinden oynadı sen bana 1 cm bile yaklaşmadın! saplantılısın.

    behzat: hee, ne güzel söyledin. saplantılıyım ben. benden bir b.k olmaz, biz seninle hep kavga ederiz, mutsuz oluruz biz seninle.

    savcı esra: mutsuz olalım, ne var! biz de mutsuz oluruz. ben seninle mutsuzluğa da varım."

    (bkz: behzat c)
hesabın var mı? giriş yap