• agir tüccar.
    yillardir giderek ruhsuzlasan bir bicimde kendini tekrarlamasi, derinliksizligini sanat diye pazarlamasi yetmezmis gibi, sinegin yagini cikarmak icin hic bir firsati kacirmamasi gozumde kendisini daha da itici kiliyor. en son berlin duvarinin yikilisinin 25. yili nedeniyle, o günün bild gazetesini - nam-i diger blöd, hani bizim ertugrul özkök yazardi, hala yazar mi bilmiyorum, seviyeyi anlayin diye yazdim- almis, arasina kirilmasin diye bir karton koymus, üstüne plastik bir poset gecirmis, dümdüz gecirmemis yalniz, büzgülemis, paket sicimiyle baglamis. bu nadide sanat eserini imzalamis. sadece 25 adet ve 12 000 avro'ya elinizi öpmeye hazir

    yok "picasso'nun cizdiklerinde ne var, onu ben de cizerim" kafasinda degilim, o lafi eden carpilir da zaten. sorun christo'nun bu "wrapped bıld berlin, november 10, 1989" eserine dair söylediklerinde:

    "das ist mehr als eine verpackte zeitung.es ist ein dreidimensionales objekt, eine optische erfahrung. hier geht es um volumen, lichtreflexion und schattenfall. das, was man sieht, und das, was im verborgenen bleibt.“

    " bu paketlenmis bir gazeteden fazlasi. bu bir üc boyutlu obje, bir optik deneyim. burada sözkonusu olan hacim, isik yansimasi ve gölgenin düsüsü. görünenler ve sakli kalanlar"

    simdi bu söylemi alin, christo'nun herhangi bir baska eserine dair söyledigini düsünün, ya da gec christo'yu, herhangi bir üc boyutlu sanat eserine söylenebilecek en artik yalama olmus, ici bos laflar. duvarin yikilisi? paketleme teknigi? amacin ne arkadas, ne alaka? alisveris kanallarindaki diksiyonu bozuk abiler, ablalar bu adamdan daha yaratici, daha kisisel, daha ikna bir seyler söyleyebilirlerdi, bu ise dair. onca, gercek, özverili sanatci tüccarligi reddetdikleri icin onca zorluklarla sinanirken, bu adama sanatci diyen iki kere düsünsün.
  • "eyvallah degisik isler tasarlamislar esiyle birlikte fakat bu islerin gerceklesmesi icin gereken izin ve fonlari saglayabilmek amaciyla verdikleri ugras, bu isler icin deger miydi?" sorusuyla yillardir kafami kurcalayan, buyuk mu yoksa aslinda bombos bir adam mi sorusunu kendime sorduran ve en son yapmak icin yine cilginlarca ugrastigi, tam olarak ne icin yapmak istedigini bir turlu anlayamadigim "the mastaba" projesiyle iyice kafa sulandiran, super sacmalayan sanatci(!).
  • karısı jeanne claude ile beraber yirmi dört sene uğraşıp 1995 yazında reichstag'ı da paketleyerek görüneni görünmez kılmış bu sayede görünmeyenleri göstermeyi en azından tasavvur edilmelerini sağlamışlardır. bu proje binanın eteğinin altındaki taşların dökülüp ikinci dünya savaşı sonrası alman tarihine eşlik eden ve üzeri örtülmüş anıların lanetlerin hayaletlerin ve travmaların açığa çıkıp insanlara kendi görmek istedikleri reichstag'ı hayal etmelerini sağlamıştır bir süreliğine. belki de, christo ve jeanne claude alman toplumundaki bitmek tükenmek bilmeyen restorasyon çalışmalarının fiziksel bir uzantısı olan bu binanın restorasyonundan önce onu metaforik ve gerçek anlamda paketleyerek bir nevi yeniden doğuşu ve arınmayı müjdeler bizlere, yerse.
  • paris'te pont-neuf köprüsünü paketlemis, sonrasinda bu eserin fotograflarini ceken sirketlere fikri mülkiyet haklari zedelendigi icin dava acmis, bu davayi kazanarak fransiz hukukunda eserlerin korunmasinda orijinalite kavramina bakisin degismesine neden olmus sanatci.
  • karısı jeanne-claude ile birlikte tek yaptıkları binaları kaplamak olmayan sanatçı. örneğin 1991'de california ve japonya'da gerçekleştirilen "umbrellas" çalışması da oldukça etkileyicidir. japonya'da mavi şemsiyeler, california'da ise sarı şemsiyeler kullanılmıştır. california'da 29 km uzunluğunda bir vadiye yerleştirilen tam 1760 şemsiye varken japonya'da 19 km'lik bir alanda 1340 şemsiye vardır. şemsiyelerin her birinin yüksekliği 6 m'den ve çapları da 8 m'den fazla. böyle anlatınca kulağa israf gibi gelse de şemsiyelerin huzur yayan bir tarafı var. bütün harcamaları christo ve jeanne-claude'un kendi cebinden çıktığı ve tamamen çevre dostu olduğu da düşünülürse aslında baya güzel bir olay olduğu anlaşılıyor. bazı görüntüleri linkte mevcut:

    http://www.youtube.com/…07y40y1td0q&feature=related

    peki niye hala orada değiller? christo bu, eserleri zaten kalıcılık-geçicilik sorusuna cevap arayan nitelikte hep ve büyük ihtimalle zaten kalkacaklardı fakat bu sefer sebep başka. maalesef california'daki şemsiyelerden biri bir fırtınada kopup bir kadının ölümüne sebep olmuş ve bunun üzerine christo bütün şemsiyelerin kaldırılmasını istemiş. bu kadar güzel ve huzurlu bir şeyin ölüm gibi bir sonucu olması tabi üzücü.

    christo ve jeanne-claude'un web sitesinde çalışmaya dair başka fotoğraflar ve bilgiler bulunabilir:

    http://christojeanneclaude.net/um.shtml
  • central park i boydan boya turuncu yagmurluk kumasiyla kaplayan, 23 milyon dolara ortaya cikan ve izin almasi 20 kusur sene suren bu anlamsizlik abidesinin adina da gates diyen , velhasil kafalarinda 'kardesim nayllondan gate olur mu, zaten bu gate bi yere acilmio' sorulari uyanmayan sanat abazasi amerikalilarin kalbini kazanan, gel gor ki hicbi gidenin neye yaradiinii anlamadigi, en ufak duygu kipirtisi uyandirmayan, 'yuh be kardesim, ben de okuz diilim ki ama bu da sanat mi' dedirten cagdas palavraci.(bkz: jeanne claude)
  • jeanne claude'le birlikte "the gates" isimli calismalari hava kosullari musade ederse 12 subat 2005'te new york central park'ta acilacak olan sanatci. proje, sanatcilarin 1979'dan beri planladiklari, nihayet gerekli izni 2003'de koparabildikleri devasa bir acik hava yerlestirmesi. yuruyus guzergahini takip eden 7500 kapiya asilmis safran renkli kumas/plastik karisimi perdelerden olusuyor. sanatcilar butun acik hava islerinden sonra proje mekanini temizliyor ve malzemeleri geri donusume tabi tutuyorlar. butun islerini kendileri finanse ediyorlar. central park'i 16 gun boyunca bir renk nehrine cevirecek olan "the gates"in proje cizimlerini gormek isteyenler internet sitesine bakabilirler.
  • ilginc bir sanatcı. 1935' de bulgaristanda dogmus, resim, heykel ve sahne tasarımı dersleri almıstır. calısmaları ilginctir, genelde objeleri paketleyerek onlara farklı bir acıdan bakmayı, farklı formları yakalamaya calısır. en manyak işi, kuskusuz naylonla paketlediği adalar takımıdır.

    http://christojeanneclaude.net/
  • kalicilik ve geçicilik durumlari üzerine düsündürten, soru sordurtmayi görev bilmis karsi anitçi tasarimci. bir land art insani.
    sarar sarmalar örter kaplar bir kisilik.
hesabın var mı? giriş yap