• tehlikelidir. kişiyi içerden ele geçirip tüm gelecek planlarını, umutları, hayalleri yok eder. her yok olan umudun ardından sinsice izler ve yok etmek istediği sonraki gelecek planına karşı hazırlanır. bahaneleri çoktur yorgunluk, tembellik gibi basit günlük sebeplerden, aile kurmuş olmak, çoluk çocuğa karışmak gibi hayatın temeline kök salmış olgulara kadar geniş bir 'bahane' yelpazesi ile beslenir ve güçlenir. düzenin en sadık askeridir. kişiyi hep sistemin içinde günlük rutininde tutmaya çalışır.

    'comfort zone' yani 'rahatlık alanı' kötüdür. kelime anlamının bile rahatlatıcı bir etkisi var değil mi? inanmayın.

    comfort zone'dan kaçın. yer değiştirin. bulunduğunuz yerde 5-7 seneden fazla çalışmayın. hayata yalnız bir defa geleceksiniz. harekete geçin. şikayet etmeyin. bahane üretmeyin. unutmayın 'ataletli (eylemsiz, durağan) olduğunuz için harekete geçmiyor değilsiniz, harekete geçmediğiniz için ataletlisiniz.'

    ve yaşamı boyunca karşılaştığı tüm zorluklara rağmen rahatlık alanını değil, ilerlemeyi seçen, bütün engellere, zorluklara rağmen vazgeçmeyen atatürk'ün şu sözünü asla unutmayın:

    "yorgunluk her insan, her yaratılmış için doğal bir durumdur. fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevî bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.

    sizler, yani yeni türkiye’nin genç evlâtları, yorulsanız bile beni takip edeceksiniz.

    dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar."
  • konfor alanı genel ya da tek bir alan değil aslında.

    “niye çıkayım? hem sen biliyor musun o konfor alanını inşa etmek benim kaç yılımı aldı?” diye soran ve bu eksende yazanlar olmuş.

    “konfor alanından çık” derken inşa ettiğin her şeyi yık, başka bir hayata geç denmiyor.

    eckhart tolle’nin güzel bir örneği var; vücudunu güçlendirmek istiyorsan ne yapman gerekir? egzersiz. peki egzersiz nedir? egzersiz bir süreliğine vücuda hayatını zorlaştıran şeydir. o esnada konfor alanında olmazsın ve hayat vücudun için zorlaşır.

    “konfor alanından çıkmak” hayatta bir takım beklentileri, istekleri, hayalleri, hedefleri olan kişiler için önerilir. yoksa sen zaten olduğun hayattan, konumdan, kendinden ve her şeyden memnunsan hiçbir gelişime ihtiyaç duymuyorsan kimse konfor alanını terk etmeni istemiyor.

    ama diyelim ki yalnızsın ve bu durumdan memnun değilsin. çöktüğün koltuktan totonu kaldırman gerekir. bunun başka bir alternatifi pek yoktur. koltuktan kendini kaldırdığında ilk başta kötü hissedebilirsin, zorlanabilirsin, hayat tıpkı egzersizin vücut için hissettirdiği şeyleri hissettirebilir; ama düzenli pratik yaptıkça alışır, dönüşür ve yeni bir konfor alanı elde edersin. ya da mevcut alanını genişletirsin.

    bir bebek olarak geldiğimiz dünya’da bedenimiz sürekli bir dönüşüm ve değişim yaşar. ruhumuz kazançlar ve kayıplarla yoğrulur. dolayısıyla “ben sabit kalayım” deyip bir yere saplanmak isteyebilirsin; ama hayat akıştadır. dünya döner. her şey bir devinim halindedir. rutinlerin olsa da değişeceksin. istemesen de konfor alanın seni terk edebilir. belki iflas edeceksin, belki her işini yapan anneni kaybedeceksin, belki sırtını yasladığın eşinden ayrılacaksın.

    dolayısıyla konfor alanından çıkmak tu kaka bir kavramdan ziyade değişiklik istediğin noktada o güne kadar sahip olduklarından farklı bir davranış ve düşünce modeli benimsemenle ilgili bir konu.
  • bunu bir nebze kırmak için birkaç öneri bulmuştum paylaşayım:

    - yabancı birisine selam ver ve göz kontağını kesme.
    - yeni bir yiyecek ya da mekan dene.
    - kariyerini kendi kontrolüne al. yaptığın işi gerçekten seviyor musun yoksa sadece para kazanmak için mi yapıyorsun?
    - yeni bir dil ya da enstrüman dene, öğren, motosilet sür, kayak yap.
    - alışkanlık haline getirdiğin bir şeyi bırak. buna en güzel örnek, sigara, fast food, mutsuz olma gayreti, alkol.
    - alkol almadan eğlenmeyi öğren.
    - arkadaşlarını ara, aileni ara hal hatır sor.
    - kendini zorla. tüm enerjin bitene kadar spor yap.
    - sporu düzenli hale getir. biliyorum çok zor ama söz ver ve dene.
    - korkularınla yüzleş. fobin varsa onun üzerine git.
    - belirsizlikleri kabullen. kontrol manyaklığını azalt.
    - talebini ilet, reddedilme ihtimaline rağmen ilet. unutma, uygun bir dille bir talebi iletmek çok önemlidir. emin ol üzerinden yük kalkacak.
    - ekstra teşekkür et. çok memnun olmasan da teşekkür et.
    - kangren olmuş ilişkileri noktala. onsuz olamayacağını düşündüğün hayata adım at.
  • cümlede kullanmak gerekirse: "life begins at the end of your comfort zone".
  • 24ekim2019 itibari ile parcalarcasina, yirtarcasina ciktigim alandir. bakalim neler olacak. surlarda bir gedik actik mukaddes mi mukaddes, ey kahpe ruzgar, artik nereden esersen es! diyorum.

    %8 daha az kazanma %25 daha fazla calisacak olmama ragmen, sirf sevdigim isi, executive olarak yapacagim.
  • rte acun ılıcalı maçında yıldırım demirören'i izlerken kafama dank eden bir konu bu. bakın adam, babasını ağlatan adama nasıl pas veriyor, nasıl iman ediyor? bunların arkasında hep "aman para gelmeye devam etsin, bir eksilme olmasın, yerimden olmayayım" zihniyeti var. oysa bu adamın torunlarına yetecek kadar yurtdışında yaşayabilecek parası var birikimi var. sat kapa dükkanı git yurtdışında başka maçlara bak değil mi? o kadar kolay olmuyor işte.

    zorba patron ile çalışıp bir türlü işten ayrılamayan, iş aramaya üşenen tipler var. "ya nasıl bulcam şimdi yeni iş" diyorlar. patron her gün ağzında değişik şekillerde sıçsa bile o döngüden çıkamıyorlar. (sorsan akif manaf mağdurları ile de dalga geçerler).

    başbakandan dayak yiyen bakanların hiçbiri işinden ayrılmıyor.

    zorba kocasından ayrılamayan kadınlar da çok saçma nedenler ortaya sürüyor "ya şimdi nası yeni ev bulcam, nası öderim kirasını, düzenimi bozmak çok zor geliyor".

    aman düzenim bozulmasın, aman comfort zone'dan çıkmayayım ama kafama devamlı vuran bir zorba olsun önemli değil zihniyeti, kendini bu şekilde bir zorbaya uzun süre maruz bıraktırmak ileride ruhsal bozukluklara ve özsaygınızı yitirmenize yol açabilir. özsaygısını yitiren biri, bitkisel hayattan bile kötü bir reek konumundadır.
  • comfort zoneundan çık temalı konuşmalar yapanın ağzına kişisel gelişim kitabıyla vurasım geliyor. niye çıkayım? hem sen biliyor musun o konfor alanını inşa etmek benim kaç yılımı aldı? zaten çıkıcam da ne olacak? herkesin tutunacak dal, sığınacak liman, kabul görülecek sosyal çevre aradığı şu hayatta benim kendime yarattığım 2 gram huzur mu battı sana? kimse kişisel gelişmek istemiyor arkadaşım. kimse hayatının altı üstünden daha iyi olsun istemiyor. herkes içindeki boşluğu doldurmanın derdinde. oradan buradan apardığın mottolarınla git başkasını koştur "daha iyinin" peşinde. daha iyi de neyse.

    delişmen ruhları, yerinde duramayanları, sürekli harekete meyyal olanları tenzih ederim. zira onların konfor alanı konforsuzluk.
  • yaşamayı kabullendiğimiz alan. bildiğimiz insanlar, bildiğimiz ilişki, bildiğimiz iş, bildiğimiz hayat içinden çıkmaya korktuğumuz...

    oysa güzel olan herşey onun dışında başlıyor. hayal ettiğiniz herşey onun dışında!

    hadi biraz cesaret, çıkın artık kabuğunuzdan! korkmayın, geçin köyün en son çitini! dünya orada bitmiyor, orada başlıyor. *
  • psikolojide kişinin sıfır gerginlikle davranış gösterdiği rahatlık bölgesi.
  • temel olarak aile, arkadaş çevresi ve maddi gelirle şekillenip sosyal aksesuarlar ve alışkanlıklarla rengini bulan, insan hayatının tıkırını sağlayan her şeyi içine alan bir bölge. bir nevi güvenlik ağı. sıkılığı veya esnekliğiyle adamı farkında olmadan rezil veya vezir edebilme yetisine sahip bir ağ üstelik. dış* ya da iç* darbelerle yara aldığında o ağ, işte o zaman minicik mitik bir enerji oluşur, herhangi bir hikayenin kahramanı olarak “çalışır” hale gelir insan.

    (bkz: konformizm)
hesabın var mı? giriş yap