• nurettin topçu mükemmel tanımlamış yıllar önce:

    " bunlar cam arkasından sakal öperek hırka takdis etmede dindarlık var sandılar. insanın nefesinden şifa umdular. medeni nikahı eksik bulup imam nikahında keramet aradılar.
    tespih sayısında hikmet buldular. günahları rakamla ölçtüler.

    duaları sesli yaptılar. merasimle ruhlarını tatmin ettiler. böylelikle eşyanın hayatına sayıları tatbik etmekle muazzam bir bir dini matematik sistemi meydana çıktı. bu matematiğe sadakat imanın şartı oldu. dinden bütün ruh sıyrılarak kendisiyle hiç alakası olmayan bir iskelete iman adı verildi."

    ----
    soner yalçın, bu dinciler o müslümanlara benzemiyor.
  • insanlığın bir kısmını kafir/inkarcı bulduğu için uzlaşmazdır. tüm dünya kendi dinine geçmedikçe huzur bulmayacaktır. böyle bir şey olmayacağı için de son tahlilde dünyaya asla huzur vermeyecektir.
  • operasyona tabi tutulan geleneksel toplumlarda halkın iktidarlara tepki göstermemesi için uygulanan emperyalizmin bir kontrol etme aracı. daha çok yeraltı kaynaklarının olduğu müslüman nüfusu yoğun ortadoğu ülkelerinde uygulanıyor. son yıllarda türkiye'ye dayatılan modeli de böyle okuyabiliriz. öyle ya türkiye'nin reel ekonomisini ayakta tutan bütün kurum ve kaynakları yabancılara satılırken, kuzey ırak'tan sonra kuzey suriye'de ve türkiye'nin güneydoğusunda yeni kürt devletçikleri kurulurken türk halkını afyonlamanın ve sakin tutmanın en iyi aracı dinciliktir. bu millet dine o kadar saygılıdır ki; ülkesini bölersin, askerinin kafasına çuval geçirirsin ses etmez, ama dinle ilgili ufak ve zararsız bir şaka yaparsan bile seni hedef gösterir, öldürmeye çalışır. böyle ilkel toplumların da yabancılar tarafından yönetilmesine şaşmamalı.
  • " dincilik, tevhit dinini şirk dinine dönüştüren bir aldatma ve saltanat ideolojisidir. " yaşar nuri öztürk
  • ikiyüzlülüktür. bunlar lüks arabalara biner deve'ye binmenin sünnet olduğundan bahseder. çocuklarını kolejlerde okutur, fakire çocuğunu imam hatip'e gönder der. lüks hastanelerde tedavi olur, millete hacamatı önerir. torpille, adam kayırmayla mevki makam sahibi olur, millete ömer'in adaletinden bahseder...
  • inisiyatif sahibi memur: "özür dilemek, izin almaktan çok daha kolay."
    "benim memurum işini bilir." turgut özal, uzun yıllarını yurt dışında geçirmişti. o bakımdan belki dincilik-tutuculuğu çakmaydı bile. hal böyleyken nasıl biliyordu memurunun, insanının ruhunu?

    (bkz: dinci), kökten dinci
  • dinin topluma hakim kılınmasını ve dini pratiklerin toplumun her noktasında etkili olmasını isteyen kör ideolojidir. dinciler, dogmatik şeyleri sürekli topluma dayatarak ki bunu yaparkende korkutarak ve sindirerek güç elde etmek ister. dinin temelinde toplumu reforme etme ve kontrol etme isteği dursada artık dinler eskide kalmış şeylerdir ve modern dünyanın kompleksliğine ayak uyduramamıştırlar. o yüzden dincilik kültürel ve teknolojik ilerlemeye karşı olduğu için gericidir.
  • .
  • kendini uhreviyata dayanarak meşrulaştıran ideolojiler, diğerlerinden farklıdır. neden? çünkü size ölümden sonrasını da vaat eder. çoğu siyasi düşünce yalnız bu dünya'ya ait vaatler sunarken, dini temele dayanan fikirler vaatlerine öbür dünyayı da ekler. bu yüzden insanların dinsel temele dayanan ideolojiler için kendini feda etmesi daha kolaydır, çünkü insan için en kötüsü varlığının sonlanacağı düşüncesidir. ama ölümden sonra da yaşamak, üstelik cennet gibi bir mükafat bu ideolojiye mensup herkese motivasyon sağlar.

    ismet inönü bu durum tespitini şöyle yapmaktadır:

    ben irticanın kokusuna o kadar hassasımdır ki, cumhuriyet kurulduğu günden beri bilirim o kokuyu… katil, hırsız, komünist, faşist hepsi canından korkar. ama mürteci öleceği zaman kendisinin hazreti peygamber’in yanına gömüleceğini sanır… bunların ölüm korkusu yoktur. her şeyi yaparlar.”

    bkz: sabri babacan, inönü’den anılar, bilgi-başarı yay. istanbul. 2005, s.82
  • 1950 türkiye' si ile beraber, bu ülkede tavan yapmış kavramdır...

    elbet bunun daha öncesi de bulunmaktadır. misal tanzimat ile başlayan "batılaşma" hareketlerinin, temelinde islamın bulunduğu kurumları, gelenekleri ve yaşam biçimini değiştirmesi, halkın gözünde dinden uzaklaşmak anlamındadır. bu uzaklaşmanın getirdiği düzen halkın mutluluğunu sağlasa idi, olay çıkmayabilirdi. ancak, şeriat' tan uzaklaştıkça, yoksulluk değişmemiş hatta artmıştır.

    "tarihsel koşullar osmanlı halkını, sonra türk halkını, şöyle bir düşünce sistemine götürmüştür: şeriattan uzaklaşıp batılaşıldığı oranda yoksulluk artmakta ya da sürmektedir. dolayısıyla batılaşma (halk dilinde gavurlaşma) kötüdür, sakınılmalıdır.

    batılaşmanın ekonomik özü fark edilmeyip görüntüsüne düşman olunduğundan, ekonomik farklılaşma ve sınıfsal çelişkiler gözden kaybolmakta; suni, verimsiz bir ikilik doğmaktadır. ..."

    ismail cem
hesabın var mı? giriş yap