• üst edit: yazdıklarım uydurma denmiş... kaynak why women have better sex under socialism kitabı + ddr müzesi verileri.
    ilaveten almanya'da yaşıyorum. bu yazdıklarım da şimdiki zamanın doğu almanya verileri değil bu arada. duvar yıkılmadan önceki yaşama dair...

    doğu almanya -ddr döneminden bahsediyorum- genel itibariyle boklana gelir. ben bugün boklanamayacak bir kısmını yazacağım, ddr'da seks.
    ddr'daki kadınların seksten aldıkları zevk, orgazma ulaşabilmeleri, seks sonrası kendilerini nasıl hissettikleri ve gündelik yaşamda ne sıklıkla seks yaptıkları batı almanya'yla karşılaştırılıyor.

    bu konuda ddr açık ara önde. hem daha çok seks yapılıyor, kadınlar daha kolay orgazma ulaşıyor ve seks sonrası kadınlar daha mutlu ve iyi hissediyorlar -misal bu son yazdığım cümle orgazmdan da önemli bence. seksten sonra da kendini iyi hissedebilmek-. ddr'daki kadınlarla yaptıkları görüşmeler bu yönde.

    akabinde bunu araştırmaya başlıyorlar, sebebi ne olabilirdi. birkaç şeye rastlanıyor;
    kapitalist ülkelerde genel olarak seksüel ilişkiler işletme misali metalaştırılıyor. iş ilişkileri gibi total kar'a odaklanıp -ki buradaki total kar alacağın zevk ve orgazm oluyor-, ilişkiye yatırım yapmak, zaman geçirmek ve doruğa ulaşıp tekrar "piyasalara geri dönmek" gibi bir metalaştırmayla hareket ediliyor.

    işte ddr'da tam olarak böyle olmadığı saptanmış. zevki maksimumlaştırmaktan, alacağın zevki maksimize etmekten ve olayı metalaştırmaktan ziyade, o kişiyle beraber olmanın benzersizliğine, birlikte yaşayacağın deneyime ve duygulara yoğunlaşıldığı fark edilmiş.
    böylelikle kadınların da daha fazla orgazm olduğu, zevk aldığı ve seks sonrası kendilerini iyi hissetikleri saptanmış. -zaten şu son dönem hook-up kültürünün çoğunlukla erkeklere yaradığı, kadınların seks sonrası duygularının biçildiğini ve kendilerini çoğunlukla boşlukta hissettiklerini düşünüyorum da, neyse onu başka zaman şeederiz-

    yani şimdiki liberal anlayışın aksine, seksin "kim ne kadar orgazm oluyor" dan ziyade duyguların göz ardı edilmeden ve yaşanılan deneyimi tüketip geçme aracı görmedikleri bir çizgiye çektikleri saptanmış. beni ddr'a ışınlayın karşimm, yemişim stasi korkutmacalarını.

    bir şey daha var; kadınların ddr'da üreme haklarından rahatça yararlanabilmelerinin de etkisi büyük. işte nedir doğum kontrole kolayca ve ücretsiz ulaşım falan filan. aynı zamanda dini baskı da olmadığı için muhtemeldir ki insanlar kendilerini rahatça ifade edebiliyorlardı.
    gerçi aynı şekilde ddr'da boşanma oranları da batı'ya göre yüksek. ama bu da muhtemelen kadınların iş hayatında aktif yer alması, kendi ayakları üzerinde durabilmesinden kaynaklıydı.
  • #151556527

    uzun süredir bu kadar deli saçması, kulaktan duyma, okuduğuna körü körüne inanma vakası görmemiştim. 6 senedir doğu almanyanın merkezi olan rostock'ta yaşayan birisi olarak yazıyorum, baştan aşağı yukardaki girdide yazılan şeyler yalan.

    burdaki insanların ruhsal varlıklarının ne kadar derin bi karanlık içinde olduğunu görmeden, gelip aralarında o sosyal enerjiye tepki olarak doğmuş kültürleri içinde yaşamadan, hayata ne kadar karamsar baktıkları ve gelecek için hiçbir elle tutulur sağlıklı vizyonları olmadan haybeye yaşadıklarını görmeden kağıt üstünde deli saçma insanların salladıkları verilere bakıp inanmak da ancak bizim çomar milletin yapacağı bi iştir zaten.

    olm o kadar fakirsiniz ki biraz olsun bi umut ışığı bulayım, ümidim canlı kalsın diye şeytanla masaya oturursunuz. bi insan doğu alman kültürü de övmez anasını satayım. hele de 2li ilişkiler konusunda övüyorsa hiiiiiiiiç bi gözlemi olmadan salladığı bellidir.

    arkadaşlar almanyada kadınların en erken yaşlarda çocuk sahibi olduğu bi eyalet hakkında konuşuyorsunuz. birleşme dönemlerinde eyalet teşviği sebebiyle bu yaş feci düştü ve yakın tarihleri gencecik insanların bi anda anne baba olduğu bi kültüre evrildi. 20 küsur senede hele hele sosyo kültürel ve ekonomik açıdan hala dünyanın ~10 yıl gerisinden gelen bi bölgede bu erken yaşta ebeveynlik kültürünün değiştiğini sanıyorsanız size iyi uykular diyorum devam edin rüya görmeye.

    bu genç yaşta çocuk sahibi olma meselesi zaten görünürde sorun bi durumken bi de arka planda ne olduğunu anlatayım size. burda tanışacağınız çiftlerin kemiksiz 3te 2si ya orijinal partneriyle beraber değildir ya da ayrıdır/anne tek başına çocuk yetiştiriyordur. sokaklar hala günümüzde bile bebek arabalı genç kızlardan geçilmez.

    enstitüye gidiş gelişlerim yarım saat sürdüğü için radyo dinlemeye başladım burda. ben hayatımda bu kadar çok yalnız anneler için psikolojik terapi reklamı duyduğumu hatırlamıyorum başka bi yerde. 2 dakkada bir klinik reklamları, özel destek hatları vs duyurusu gelir radyoya.

    çevre kurarsınız, arkadaş sayınız artar durum çoook daha bariz gün yüzüne çıkar. birbirine zerre değer vermeyi bilmeyen içi karamsar doğu almanların en ufak sürtüşmede oturup iletişim kurmak yerine ayrılığı seçip şehirdeki 3-5 popülasyonun habire dating sitelerinde dolaştığını görürsünüz. bu 6 senem içerisinde uzun süreli kalan bildiğim ilişkilerin hepsi, bakın 0 abartı hepsi en az birisi yabancı olan çiftler. 2 tarafın da doğu alman olduğu ilişkilerden devam ettiğini bildiğim 1 tane yok. ve emin olun bu şehirde girilebilecek nerdeyse her türlü sosyal ortama girmişimdir (ufacık memleket zaten 6 senede şehri bitirip üstüne bi daha baştan yaşıyosunuz sadsds). buraya sonradan gelen yabancı çiftlerin de büyük kısmının geldikten sonra ayrılması gibi bi durum bile gözlemledim. ne kadar çok yabancı arkadaşımın rostock insanından şikayet ettiğini de bi ben bilirim bi de onlar.

    ben dahil olmak üzere burdaki bir sürü yabancı arkadaşımın buranın yerel kızları ile ilişkilerinde vardıkları noktayı ise anlatmaya kelimeler yetmez. gerçekten pireyi deve yapmanın, bir türlü sakince mutluluğa tutunamamanın, olabilecek en saçma sebeplerle ilişkiyi baltalamanın bin türlüsünü burda yaşadık. hakikaten kezban/kamillikte sınır tanımayan bir özgüvensizlik ve ilişkiyi sabote durumu mevcut burda. ne mutlu seksi arkadaş 2 tane çıplak fkk kültürü duydunuz diye bunlar dünyevi meseleleri aştı mı sanıyosunuz siz?

    rostock ve mecklenburg-vorpommern ekonomik geri kalmışlığı çözmediğiniz sürece cennet olsa çekilmezin karşılığıdır benim için. burası tam olarak insanların emekliliğinde vakit geçirmeyi isteyeceği el değmemişlikte bi doğaya, sakinliğe ve nüfus azlığına sahip bi yer. ve ben bu insanların hayallerinde kuracağı hayatı daha gencecik 30lu yaşlarımda tattım. çok net bi şekilde söyleyebilirim ki aklı olan buraya gelmesin. kariyerim için çok iyi bi fırsat olmasaydı henüz doktoramı bitirdiğim enstitüm, bi saniye bile suratına bakmazdım buranın. denizi menizi var da biraz kaçma imkanı sağlıyor. ama insanın yaşadığı şehirden ve kültüründen kaçmak için plan yapması ne demek zerre bilmeyen siz çomarlar burda tepeden tırnağa zır deli bu eyalette insanların "istatistiklerde sekste en mutluyuz heey" yalanlarına inanıyorsanız size akp gibileri daha çooook müstahak. hayat tecrübesi çomarları sizi.
  • resmi adı işçiler ve köyüler devleti değildir.

    resmi adı deutsche demokratische republik yani demokratik almanya cumhuriyettir.

    sosyalist bir ülke olduğundan, işçiler ve köylülere kendileri anayasanın 1. maddesinde atıf yapmıştır. orası doğru.

    gerçi doğu almanya ne demokratiktir, ne de işçilere ve köylülere bir yararı olmuştur o ayrı konu.

    tanım: batı almanya'nın tırnağı bile olamayacak, alman tarihinin gördüğü en uyduruk devlet.
  • batı almanya daha kullan atçıyken, buradakiler daha tasarrufçu ve elindekileri etkin kullanmaya meyilliymiş eski rejimin etkisiyle
  • 3,454,000'i berlin duvarının inşasından önce olmak üzere 4,000,000 kişi doğu almanya'da batı almanya'ya kaçmış ve göç etmiştir.

    doğu almanya'dan batı almanyaya kaçmak bir suçtu :
    republikflucht

    75,000 kişi kaçmaya çalıştığı için hapse atılmıştır.

    onlara yardım eden 50,000 kişi daha hapse atılmıştır.

    yün binlerce kişi yer altı tünelleriyle, sıcak hava balonlarıyla, ev yapımı denizaltı ve sörf tahtalarıyla doğu almanya'dan kaçmış ve 900 kişi vurulup öldürülmüştür.

    doğu almanya olimpiyatlar tarihinde en geniş çaplı ve en sistematik doping kullanımını icra etmiş ülkedir. 1976'da doğu alman kadın yüzme takımında doping kullanmamış tek bir kadın bile yoktu .

    her ne kadar sovyet atletler 50'lerden 80'lere sistematik bir şekilde anabolik steroidler ve büyüme hormonları kullanmış olsalar da bu doğu almanya'nınki kadar aşırı absürt değildi.

    doğu almanya'dan toplamda 10,000 civarı profesyonel atlet doping kullanmıştı.

    tanım : bu gün bile sosyalist bir rejim olarak var oluşunun etkilerinin rezil getirisinin ortada olduğu, trajikomik ve totaliter ve sovyet uydu devleti(ydi).
  • (bkz: fakir almanya)
  • burjuva düzenin propagandası için papağanlık yapanların malı bulmuş magrıbi gibi sürekli olarak demokratik almanya'dan federal almanya'ya kaçanların muhasebesini yapması, diğer değişkenleri göz önünde bulundurduğumuzda anlamsızlaşmaya başlıyor. söz gelimi, ikinci emperyalist paylaşım savaşı'nda iii. reich döneminden arta kalan fabrikaların üretim tesislerinin çoğu batı topraklarında. federal almanya'nın, sadece 1949-1951 yılları arasında yalnızca marshall yardımları kapsamında abd'den aldığı hibe o zamanın parasıyla 1,4 milyar dolar. kore savaşı sırasında abd sanayi üretimini silaha yönelttiği için, üretmediği herşeyi almanya'dan satın alıyor ve bu ülkeden yaptığı ithalatı arttırıyor. yetmiyor, federal almanya, avrupa'da kurulan yeni ekonomik topluluğun finansal ve ekonomik kutbu haline getiriliyor. yani, bir tarafta küresel kapitalist sömürü düzeninin ağababalarının desteklediği, emperyalizmin kazanımlarının üzerine kurulmuş bir refah ortamı, diğer yanda ise kendi imkanlarıyla kendi yağında kavrularak yeniden inşa edilmiş bir demokratik almanya var. bu kadar gelir farkının, dış desteğin olduğu, koşulların eşit olmadığı bir ortamda insanların doğu almanya'dan finlandiya'ya veya başka bir kapitalist avrupa ülkesine değil de batı almanya'ya gitmek istemesi gayet normaldir.

    oysa eşit koşullarda bulunan sosyalist üretim sisteminin olduğu küba ile kapitalizmin hakim olduğu diğer karayip ülkelerine baktığımızda, örneğin haiti'den küba'ya göç eden insanlar olduğunu görüyoruz. demek ki bu yeterli ve tarafsız bir kıstas değil. "many estimations have shown that cuba is also the host country of the biggest number of refugees in the caribbean. the biggest country of origin of migrants in cuba is haiti." (kaynak: birleşmiş milletler uluslararası göç örgütü)
  • ''bu kadar gelir farkının, dış desteğin olduğu, koşulların eşit olmadığı bir ortamda insanların doğu almanya'dan finlandiya'ya veya başka bir kapitalist avrupa ülkesine değil de batı almanya'ya gitmek istemesi gayet normaldir.''

    e pek tabii normaldir de yoldaş 75,000 kişi kaçmaya çalıştıkları için
    50,000 kişi de kaçmaya çalışanlara yardım ettikleri için hapse atmak ve yine yüzlerce kişiyi batıya kaçmaya çalışırlarken vurup öldürmek pek normal değil sanki. lol

    tanım : sosyalist rejimlerin özeti olan bir ülke.
hesabın var mı? giriş yap