2 entry daha
  • "..istanbul üniversitesi'nin kuruluş günlerinde (1934), almanya'dan kaçıp gelen bilim adamlarının önde gelenlerinden prof. schwartz, bir gün derste 'doğada duygusallık yoktur.' demişti. ne demekti bu? doğa duygusuzdur, acımasızdır. vuran vurana, kıran kıranadır. orman yasasıdır geçerli olan. büyük balıklar küçükleri yer, kurt kuzuyu, arslan geyiği parçalar, yutar, demekti bu. acıma, sevme, sevilme, insaf minsaf yoktur doğada. ancak, insan aklı, insan yüreği doğanın bu insafsızlığına karşı çıkabilir. insan aklı, yüreği dediğimiz nedir, ne olabilir, yine doğanın bir parçası değilse. doğa, kendine karşı bir gücü de getirmiştir beraberinde. bu gücün adı da, akıldır.

    insan aklı, doğaya savaş içindedir. insan aklının, bugüne kadar doğayla savaşa savaşa vardığı sonuçlar, yaşamın her alanında gözle görünür , elle tutulur bir düzeye ulaşmıştır. fizikte, tıpta, hele hele tıpta, kimyada ulaşılan aşamalar bunun kanıtıdır.

    nereye varıyoruz bütün bunlarla? albert camus'unun yaşam'a yakıştırdığı 'saçma' kavramına. evet yaşam, ölümle biten, bitecek olan bir saçmalıktır, anlayabildiğimiz kadarıyla."

    vedat günyol, güleryüzlü ciddilik, sf: 158-159
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap