can atalay

• hiç haber olmadı, hiç gündeme gelmedi ya da ben kaçırdım, bilmiyorum. takip ettiği önemli davalardan birinin dosyasını incelemekte olmasaydım, çok kritik bir duruşma zaptını hiçbir şeyi kaçırmamak için dikkate okumakta olmasaydım, 2016'da bir ağır ceza duruşmasında şunu demiş olduğunu bilmeyecektim:
  
  "biz haddimizi biliyoruz. herkes, yürütme erkinin en üst temsilcileri de haddini bilecek."
  
  gezi sanıkları, aslında 2015'te beraat etmişlerdi. o süreci tam hatırlamıyorum bilahare araştıracağım, sonradan 2019'da bir dava daha açıldı. işte can atalay, 2019'da açılan dava kapsamında tutuklandı. sonrasını biliyoruz.
  
  "onu öyle bırakmam'ın" sonucunu da biliyoruz, can dündar gitti ve gelmiyor. can atalay için böyle bir cümle duymamış olmamız, mutlaka takip ettiği davalarla ilgilidir. can soma'nın, gezi'nin, çorlu'nun, ermenek'in... yüzlerce ailenin, içi yanmış binlerce mağdurun avukatlığını yaptı. muhalif avukatlar hakkında bir bahaneyle terör örgütü bağlantısı kurulduğunu biliriz, av. ebru timtik en nihayetinde bu yüzden öldü mesela. ama can atalay için böyle bir bahane de bulunamadı.
  
  şimdi tutup ebru timtik dedim diye bir ton laf gelecek onu da biliyorum, efendim ne alakaymış da o teröröymüş de can öyle miymiş vs vs... konu o değil ablam. savunmayı itibarsızlaştırma çabası en "aydın" kesimde bile yer yer işe yaradı, onu demek istiyorum ama can atalay'da yarayamazdı. tren kazası olmadı mı? madenciler ölmedi mi? yurtlarda öğrenciler yanmadı mı? neyi diyeceksin? "sade vatandaşın" arasında can atalay kadar karşılık bulmak kaç kişiye nasip olur?
  
  yani can için "onu öyle bırakmam" dendiğini duymadık ama muhtemelen, tutanağın burası "ilgili makamlara ulaştığında," çok daha beteri dendi.
  
  peki bu adam bunun olacağını bilmiyor olabilir miydi? elbette biliyordu. peki ne yaptı, her zaman yaptığı işi yapmaya devam etti: validebağ'da ağaçların önünde de durdu mesela.
  
  can dündar gitti gelmiyor. selçuk kozağaçlı, osman kavala, selahattin demirtaş, tuhaf gerekçelerle hala içeride ve ne zaman çıkacakları belirsiz. bütün bunların her biri bir hukuk garabeti ama konu can atalay olunca memleketin anayasası komple çöpe atıldı. öyle birkaç gemiyi yakarak falan da değil, donanmayı ateşe vererek yapıldı bu.
  
  ve bu konuda "yürütme erkinin en üst temsilcilerinin" söylediği hiçbir şey yok.
  
  can atalay hakkında konuşmak da bir had meselesi. belki ondandır.