77 entry daha
  • lord voldemort, belki bir çocuk - gençlik serisinin kahramanı olmasının etkisiyle de, hayali kahramanlar aleminde gerektiği saygıyı görememiş; çok değerli bir karakterdir.
    çok az karakter vardır ki, kendine düşman olarak tüm canlıların baş düşmanı, katili ve kaçınılmaz sonu olan "ölüm"ü seçsin.
    lord voldemort, hayatını en kadim güçleri elde etmeye, ölümsüzlüğe erişmeye, aciz bir kul olarak ölümlülüğün ve zayıflığın tüm acıları içinde çaresizce yaşayıp gitmek yerine "tanrı"nın kendisi olmayı denemeye adadı. doğanın en birinci kanunu hayatta kalmaktır. ölüm orada bizim için beklerken, ellerimiz kollarımız bağlı oturmak, elinde imkanları ve olasılıkları olan bir insan için aptallık değil de nedir? madem büyücülük dünyasında bu baş düşmanla savaşacak kadim bilgiler vardı, elbette başka hiçbir şey düşünmeden bu düşmanla savaşılmalıydı. o kadar büyücünün içinde bu gerçekliği sadece lord voldemort farketti. muggle diliyle ifade edersek; voldemort'un hayatı için, bilime adanmış zorluklarla dolu bir hayat diyebiliriz. hayata hiçbir şey katmayan, mal mal asa sallayıp, okula gidip, süpürgeye binerek hayat geçiren büyücüler aleminin tamamı bir voldemort etmezdi. lakin meyve veren ağaç taşlanır.
    bu büyük zeka, bir canavar gibi pusuda bekleyen kibirine yenik düştü. düşmanlarını hep hafife aldı, aklından ziyade duygularının yönlendirmesine kapıldı. bir insandı neticesinde ve bu da onun ölümüne sebep olacak büyük zaafıydı. tüm "kötü"ler gibi o da kaybetti. ne var ki o bir kötü bile değildi. onun amacı ne dünyayı ele geçirmekti, ne galaksiyi ele geçirmek... ne sonsuz zenginlik ne de sonsuz iktidar... o ölümü ele geçirmek istedi. o kul olmaktan kurtulmak istedi. o özgürlüğünü istedi ve o en şerefli amaçlar uğruna çabalarken öldü.
    lord voldemort... karanlık lord... senin değerini herkes farkedemez. seni var eden zihin bile ne kadar idealist bir karakter yarattığının farkında değildi.
    sen ölümü dize getiremedin, ama en azından denedin. ruhun şad olsun.
217 entry daha
hesabın var mı? giriş yap