• şimdi biz küçüklüğümüzden itibaren örf ve adetlerimiz gereğince ailemizin maddi durumu ne olursa olsun, ailecek lokantaya gittiğimizde tek bir bardak meşrubat istemeye alıştırılmış insanlarız. bu genellikle de cola ya da ayran olur, ya da gazoz. ama bu meşrubat hep önceden gelir, küçüklüğün verdiği gazla önden bir hüpletilir, sonra yemek gelince eşlik edecek meşrubat miktarı azalmış olur. yemeğin sonarına doğru derin bir sıkıntı hissederiz ama ikincisini istemek aklımızın ucundan bile geçmez, çok ayıp bir şeydir bu. öyle büyütülmüşüzdür. yıllar böyle geçer, geçer, geçer. bir zaman sonra büyürüz ve bir gün tek başımıza dışarda yemek yeriz. yemeğin ortalarına doğru bir bakarız ki meşrubat iyice azalmış. yine aynı sıkıntı basar. ama birden şimşek çakar. "ulan madem o kadar istiyorsun bir tane daha söylesene be adam" deriz kendi kendimize. kısa bir yeniden düşünme (rethinking) süresinden sonra siparişi veririz. gelir. "oh be" deriz sonra. dünya varmış. orta sınıf türk gencinin hayatında çok önemli bir dönüm noktasıdır bu. ondan sonra hiçbir şey artık eskisi gibi olmaz, ilk seks gibidir desem yeridir.
64 entry daha
hesabın var mı? giriş yap