5 entry daha
  • demokrasiye geçişimizin önemli boyutu, demokrat parti'nin halkla bütünleşebilmesidir. 14 mayıs 1950 seçimlerinde tarihimizde ilk defa hür seçimlerle iktidar el değiştirdi. celal bayar kitlelere güven veren bir isimdi. adnan menderes ise, şevket süreyya'nın deyimiyle, bizde "toprağı anlayan ilk lider"di ve "büyük rakamlardan korkmayan adam"dı...

    metin toker (ismet inonunun damadi) de şöyle yazar: "dp yöneticilerinin, özellikle adnan menderes'in chp'lilere nazaran daha büyük düşündükleri, daha geniş ufka sahip oldukları reddedilemez." tarihimizde toplumsal yapı değişmesi, köylülükten orta sınıflaşmaya yöneliş dp ile başladı. tek partinin 27 yılına karşılık, dp'nin on yılında elektrik üretimi yüzde 250, çimento üretimi yüzde 414, köy yolları uzunluğu yüzde 918, lise sayısı yüzde 120 arttı. üniversite sayısı 3'ten 6'ya çıktı. bu yatirimlar sayesinde vatandaş kendini ilk defa "devletin objesi" değil "devletin sübjesi" olarak gördü, bunu "yeter, söz milletindir" diyerek ifade etti.

    menderes iktidarının çıkardığı yabancı sermaye ve petrol kanunlarına chp'nin "vatan satılıyor" diye tepki göstermesi tipik bir hadisedir. milli iradeye karşı orduda cuntalar o yıllarda, 1950'lerin ortalarında kurulmaya başlandı.

    osmanlı ve cumhuriyet geleneğinde egemen güç, bürokratik elitlerdi. batılılaşma da elitlerin anlayışına ve hayat tarzına göre yürütülmüştü. şimdi ise "hasolar, memolar, kasketliler, faso fiso vatandaşlar" diye horlanmış olan halk devreye giriyordu. modernleşmeyi bunlar yol, elektrik, fabrika, sulama, üretim, iş, aş olarak anlıyordu. siyasette "milli irade", ekonomide "kalkınma" diyorlardı.

    sosyopolitik yapımızdaki bu çelişki ve demokrasi tecrübesizliği elitlerle halkın, chp ile dp'nin çatışmasını şiddetlendirdi. dp de chp de olgun davranamamıştı. sonuc 27 mayis olmustur.
272 entry daha
hesabın var mı? giriş yap