174 entry daha
  • hala sahte hadisler, rivayetler, uydurmalar üzerine din inşa etmenin vahiy dinine en büyük zararlardan birine yol açacağı gerçeğini idrak etmeyen veya edemeyenleri göstermiştir. kur'an da hac suresi 52-54 ayetlerde şöyle denilmektedir.

    'biz senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o bir şey tasarladığında/okuduğunda, şeytan onun düşünce ve dileği içine bir şey atmış olmasın. ama allah, şeytanın attığını siler, sonra kendi ayetlerini muhkemleştirir. allah alîm'dir, hakîm'dir. bu, allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir fitne yapması içindir. zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler. kendilerine ilim verilenler onun, senin rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. şu bir gerçek ki allah hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır. ''

    'iş onların iddialarının aksinedir! o, çok yüce bir kur'an'dır. korunmuş bir levhada/levh-i mahfûz'dadır.' buruc suresi 22

    'hiç kuşkusuz, o zikiri/kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz.' hicr suresi 9. ayet

    görüldüğü gibi kıyamete kadar başka kitap ve nebi gönderilmeyeceği için kur'an korunmuştur ve korunmaktadır. ancak yine ayetlerden anlıyoruz ki şeytan hem peygamberlere, hem vahyin yayılmasına yönelik türlü şekilde olumsuz engelleyici gayretler içindedir. kur'an allah'ın korumasındadır. ancak peygamber sözlerinin ve rivayetlerin korunduğuna dair bir işaret yoktur. zaten eğer allah kur'anı korumamış ve insanların insafına bırakmış olsaydı incil'in, tevrat'ın başına gelenler şüphe yok ki kur'anın da başına gelir, insanların bir kısmı türlü fitne ve yalanla vahyi değiştirir, bozar, aslından saptırmaya çalışırdı. bu daha önceki kitapların bozulmasından rahat olarak çıkarılabilir.

    şimdi bir nokta çok önemli. kimse allah resulunun sözlerinden şüphe etmiyor. her mümin biliyor ki onun kur'ana aykırı bir eylemi veya sözü olamaz. en güvenilir hadis kaynakları ve külliyatı bile peygamberimizin ölümünden çok çok sonra toplanmıştır. buhari' nin yüz binlerce (dikkat yüz binlerce!) sahte ayıkladığını söylediği bilinir. 3 4 nesil geçtikten sonra ki bir toplama işinden bahsediyoruz. artı olarak insanlar övünmek, itibar, nefis tatmini için hiç görmediği halde şahit olmadığı türlü rivayet, yalan uydurur, uydurabilir. veya bizzat fitne ve kötülük için de bu yapılabilir. peygamberimizi hiç görmeyen insanların bile onlarca yüzlerce hadis uydurduğu gerçek bir vakadır.

    şimdi hadislerin doğru iletilip iletilmediğini kim nasıl ölçecek? hangi kaynakla sınayacağız? şekli yöntemler dışında elbette kur'ana vurarak. bizzat peygamberimizin sözlerinin toplanmasını yasakladığı biliniyor. sahabe içinde bile türlü tartışmalar vardır ki eklemeler konusunda. peygamberimizin şöyle dediği belirtiliyor. ' ‘bana isnat edilen sözler çoğalacaktır. size benden rivayet edilip de kur’an’a uygun olanlar bendendir. bana isnat edilip de kur’an’a uygun olmayanlar bana âit değildir.'' bu hadis eğer uydurma ise de zaten hakikat budur. resul kur'ana aykırı bir şey söylemez, yapmaz. nitekim kur'an da peygamberin sadece vahyedilen söylediği belirtilmiştir.

    'eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. sonra ondan can damarını mutlaka keserdik. sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız. hakka suresi 44-47'

    'de ki: "ben size zarar verme gücüne de ışık ve aydınlık verme gücüne de sahip değilim." de ki: "allah'tan beni hiç kimse kurtaramaz ve o'nun dışında bir sığınak da asla bulamam!" "ancak allah'tan bir tebliğ ve o'nun mesajlarından bir şeyler sunabilirim." allah'a ve o'nun resulüne isyan edenler için cehennem ateşi vardır. de ki: "bilmiyorum, size vaat edilen şey yakın mıdır yoksa rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır?" gaybı bilendir o. gaybı konusunda hiç kimseyi yardımcı yapmıyor. seçtiği bir elçi müstesna. çünkü o, resulünün önünden ve arkasından gözetleyiciler yürütür.' cin suresi 21-27

    görüldüğü gibi sorun peygamberimizin söylediklerinde, yaptıklarında değil sorun birilerinin resul üzerinden resul adına, uydurmalar ve yalanlar üretip kendilerini, saltanatlarını ve dünyevi emellerini meşrulaştırma çabası. bu peygambere yapılan bir hakaret ve iftiradır aynı zamanda. zaten hadislerde bir kaynak bulamazlarsa şu zat dedi ki, şu veli buyurdu ki diye bu çabalarını devam ederler. nitekim bir çok tarikatın inanan bir çok müriti kendi şeyhine önderine öyle iman etmiş ki her hangi bir hadis referansına ihtiyaç da duymuyor.

    son tahlilde sorun hadis, mezhep, sünnet meselesi de değildir. sorun, birilerinin menfaati, egosu, kibiri, hırsı için dini eğip bükmeye çalışması meselesidir. allah'ın dinini bunlardan kurtarma çalışma meselesidir. kendi sosyo-kültürel kültünle, uydurduğun dinle ne yaparsan yap. hatta hızını alamayıp bir çok örnekte kurulduğu gibi kendini ayrı bir din-inanç-kült (religion) olarak tanımla. bu inanç özgürlüğüne girer ama bunu islam adına kur'an adına yapamazsın. bu dinin sahibi allah'dır.

    bu bağlamda bazılarının derdi din bile değildir. sadece din iyi bir kılıftır. sömürülmeye çok müsaittir. en yanlış şeyleri en büyük haksızlıkları, hileyi kötülüğü bile din sosuna büründürüp sunabilirsiniz. insanları uyuşturmak kandırmak böyle daha kolaydır. itirazları da peşinen susturursunuz böylece. şehit ali şeriati'nin de naklettiği gibi “kaba kuvvet ve hile, takva elbisesi giydiğinde, dünyanın en büyük gücü ve faciası meydana gelmiş demektir.'' (s. radhakrishnan) nitekim din dışında, her türlü sosyo-kültürel kavram da türlü gayeyle istismar edilebiliyor.

    kimse yalnızca kur'an okuyalım demiyor. zaten sırf kur'an tefsirlerini toplasanız binlerce kaynağınız olur. kur'an'dan kaynağını alan bir çok islami ilim dalı mevcuttur fakülte kursanız on tane bölümü olur. artı sosyoloji-bilim-felsefe üzerine yazılanlar, islam alimlerinin kendi özgün çalışmaları bunlarda elbette ikincil kaynak olarak çok değerlidir. hepimiz tefsirler, yorumlar, yeni yaklaşımlar okuyoruz. bir çok şeyi oradan öğreniyoruz. ama bu kaynağın kur'an olduğunu reddetmez aksine güçlendirir. elbette kendi zannına yanlışına kılıf bulmaya çalışan, bunu kur'an üzerinden de yapmaya çalışır. cımbızlayıp ayeti aradan seçer, bağlamından koparır, bütünlüğünü ve ayetlerin bir birini tamamladığı gerçeğini bilmez. zaten bunun yöntemleri, kur'an ve din dili üzerine yüzlerce çalışma var, hala da öğretiliyor. burada ki esas gaye, kur'anı ikinci plana atan, hayatı boyunca hiç arapça anlamadığı halde sadece kur'anı şeklen okuyan kitleye kur'anı aşılamaktır. kur'an'ı anlama, onun hakkında düşünme, kur'an ruhunu idrak etme kur'an da emredilen bir farzdır aynı zamanda. hatta dura dura, yavaş yavaş, sindire sindire okumak ve derin bir şekilde tefekkür etmek de kur'an da belirtiliyor. mesele vahiy ile inşa olmaktır. şimdi söyler misiniz bunu kaçımız yapıyor? kaçımız kur'anla vahiyle inşa oluyor? acı gerçek şu ki din deyince mangalda kül bırakmayanlar dahil, vahiy gerçekte kaçımızın umurunda?

    'yemin olsun ki, biz, kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. fakat düşünen mi var? kamer suresi 17-22-32-40-51. ayet. tam beş kere geçen bir ayet size ne anlatıyor?

    kendimize yakın bulmadığımız bir ekol, hoca veya cemaat eliyle biri kötülüklerinden arınıp müslüman olsa, kur'ana yabancıyken bir yazar eliyle içi ısınsa, islama yaklaşsa, diğer fırkaların mezheplerin suratı ekşiyor. adam bir yerden tutunmuş, bir yerden yakalamış, o da ona hidayet vesilesi olmuş ne güzel diyeceğine neden benim hizibime gelmedi, bizim kitapları okusa daha iyi olurdu diye üzülüyor. yani yalnız kendi şürekası cennete gitse, diğerleri ölüp cehenneme gitse adam buna sevinecek. bu tiplerin allah'a çağırmak, allah rızası diye bir dertleri yok. bunlar kendisine çağırıyor. sanki allah sadece bunların rabbiymiş gibi düşünüyorlar. oysa ki allah kullarını ayırmaz, herkesin rabbidir. senin mezhebine, meşrebine, hatta kültürüne uymayan birilerini de onlara yakın önderler eliyle hidayet gönderir. mesela biri vardır said nursi vesilesiyle dinle tanışır, biri mustafa islamoğlu ile olur, birisi için yaşar nuri eliyle olur (abartmıyorum çevremde özellikle 90'larda onlarca kişi sayabilirim ki yaşar nuri'nin çabalarıyla kur'ana içi ısınan ki biri de benim), biri komünisttir ateisttir ihsan eliaçık eliyle olur. ne fark eder? allah'a kur'ana çağırdıktan sonra ne fark eder? ben bazen hristiyanların içinde bile daha vahye yakın daha az bozulmuş insanlar görünce seviniyorum. bir yerden tutunmuş, ışık var diye ferahlıyorum. hükmü allaha ve kur'ana bırakıp, cennete kim gidecek yarışı yapmayalım. hangi tarikat daha ehl-i sünnet ehl-i takva yarışı yapmayı bırakalım, şuculuk buculuk yapıp da bir birimizi şia, kafir, zındır ilan etmeyelim ve öz eleştiri yapalım. allah'a mı çağırıyoruz kendimize mi? allah'ın diniyle mi sevinip ferahlıyoruz kendi cemaat, tarikat veya ideolojimizle mi? bakın yaradan ne de güzel açıklamış.

    "de ki: "bana, dini yalnız allah'a özgüleyerek, o'na ibadet etmem/o'nun için iş yapıp değer üretmem emredildi...de ki: 'şefaat, tümden ve sadece allah'ındır. göklerin ve yerin mülkü/yönetimi o'nundur. sonunda o'na döndürüleceksiniz. allah yalnız başına anıldığında, âhirete inanmayanların kalpleri nefretle ürperir; o'nun berisindeki, ilahlaştırılmış kişilerle birlikte anıldığında ise hemen müjdelenmiş gibi sevinirler." zümer suresi 11 44 45

    son olarak şunu düşündüm bugün. hz. ayşe müminlerin annesidir, en büyük kadın sahabedir, peygamberimizin göz bebeğidir. hz ali ise resul den sonra gelir, allah'ın aslanıdır. peygamberimizin damadıdır. kur'an nuruyla yetişmişler, peygamberi bizzat tanımışlar türlü basiretlere sahip olmuşlar şahit olmuşlar. peygamber öldükten kısa bir süre sonra, fitneyle, yalanla hileyle hz.ayşe'yi tuzağa düşürüp hz. ali'nin üzerine salıp on bin müslümanı öldürttü içimizdeki kötülük ve şeytan. resul öldükten sonra 3 halife öldürüldü, peygamber torunları evlatları bizzat müslüman olduğunu iddia edenler tarafından katledildi. on binlerce müslüman kıyıma uğradı. o gün bu gün iki yakamızda bir araya gelemedi. bütün bunları yapan yapabilen bir kötülüğün, bir fitnenin elinde doğru hadis mi kalır, doğru rivayet mi kalır ha? kötülük bu kadar hafife alınacak bir şey midir? hiç mi aklınız çalışmıyor? işte bu yüzden ancak ancak korunduğundan dolayı kur'an diyoruz güzel kardeşim anladın mı? allah yeter diyoruz anladın mı? islam düşmanlarından müşriklerden yüzlerce kat fazla müslümanı bizzat müslümanlar öldürüyor. ölen de öldüren de allahu ekber diyor hala durup düşünmenin vakti gelmedi mi? nerede hata yapıyoruz diye!

    'dinlerini parça parça edip fırkalara,hiziplere bölünenler var ya,senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. onların işi allah'a kalmıştır. allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir.' enam suresi 159

    'işte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. ve ben de sizin rabbinizim; o halde benden sakının! fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/kutsallaştırılmış hizip kitaplarına ayırdılar. her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir. artık sen onları bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.' muminun suresi 52-53. ayet

    son zamanlarda beni sevindiren nokta ülkemizde kur'an okunsun anlaşılsın diye çırpınan bir çok hocanın yıllar süren gayretleriyle yeni nesilin içinden bir kur'an nesili gelmesi ve kuran müslümanlığı bilincinin yaygınlaşması. şu anda sözde islami kılıklı uydurulan dini her yerde teşhir eden hiç acımadan eleştiren bir müslüman yapılanma var ve giderek büyüyor. sosyal medyayı çok iyi kullanıyorlar, kur'an bilgileri de son derece derin. bu tüm müslümanlar için bu karanlıkta bir ümit ışığıdır. vicdanlı ve samimi herkes elinden geldiğince elini taşın altına koymalı ve elinden gelen desteği vermeli. (bkz: kuran müslümanlığı/#57576153)

    tarikatlar ve şirk konusunda ise ayrıca (bkz: #53798839)

    not: kur'anı esas kaynak yapmak gerekir demişken, meal okumak isteyenler için, kur'an mealleri, mutlaka indiriliş sırasına göre (bu nokta çok önemli), parantez içi ilavesiz ve günümüz türkçe'sine uygun, sade olmalı. eş anlamlı kelimeler mümkünse bir arada verilmeli. şu an piyasa da çok sayıda meal var elbette meraklısı için karşılaştırma imkanları mevcut.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap