8 entry daha
  • bugün elime idea yayınlarından capleston'un spinoza kitabını aldım ve işimin müsaade dairesi içerisinde kitaptan biraz yudum aldım. bende bıraktığı izlenimlerden biri şuydu: spinoza bedene çok ilginç bir şekilde önem ve öncelik veriyor. manevi, tinsel hallerin dahi varlığının önkoşulu bedenin varlığı. yani beden ruhun vatanı. neredeyse varoluşu öze önceleyen ve asal bir zorunluluk addeden varoluşçu filozofları anımsatıyor. tanrısal töz/özle doğanın ayrı gayrısı yok ve bu da ister istemez uhrevi/semavi/kitabi dinlerin o yukarıdancı, zamandan ve uzamdan müberra, ari tanrısının/allahını yok hükmünde kılıp belirmeci, sudur eden ve doğa olarak kendisini varlık, heplik alanına açan bir tanrıdan bahssi zorunlulaştırıyor...yani yaratancı, yukarıdancı sıfatlarla donanan tanrıyı gereksizleştiren, geçersizleştiren tanrı yorumsamasıyla zaten eleştirel uzaklığını biteviye koruduğu yahudi cemaatinin ve hristiyanların öfke yumruklarını üzerinde hissediyor.

    spinoza gerçekten büyük bir düşünür baktığımca. o evreni tanrıyla değil, tanrıyı evrenle açıklayan hakikatli bir zeka, sezgilerim o yönde ki spinoza kendisine en çok sarılacağım ve zihnimin territoryumundan şöyle bir apansız sökünüyle bile memnuniyetin ince çağrısına cevaz vereceğim biri olarak ışıyacak hayatımda. spinozalanasınız emi ....
135 entry daha
hesabın var mı? giriş yap