372 entry daha
  • önünden geciyordum "ümit kasetcilik" denen, acaip acaip uzun sacli, tipi kaymis adamlarin bir arada sohbet edip sigara ve bira ictikleri bir plakci-kasetci dukkaninin. mekanin yeri tam konak meydaninda sayilir.
    uzerimde lacivert okul ceketi, ceketin ön cebinde izmir atatürk lisesi armasi. süt gibi bir bebeyim. diyorsunuz ya sürekli,"liseli"... sayisalmi sozelmi diye diye gececek ömrüm saniyordum o zamanlar. hayata dair önümü goremiyor, okul ev arasi gidip geliyordum.
    konak meydanindaki otobüs son duragimiza gitmek icin montrö'de ki okuldan cikip konak meydani otobus tarlasina kadar hep ayni yoldan yürür ve hep ayni kasetcinin önünden gecip , iki dakikaligina orada durup, vitrinden enteresan resimleri olan kaset kapaklarina bakardim. yaratiklarin oldugu (edi imis amna kdumun yaratigi meger,kanka olduk sonra.tatli seker biseymis halbuki), agresiflik kokan resimlerle bezeli albüm kapaklari..
    insanlarin neden kendilerini o tiplere soktugunu dusune dusune o tiplere bakar bakar dururdum. anlam veremez ve duraga dogru yurumeye devam ederdim.
    ekstradan bir harclik kapmistim evden. keyifle ye bu parayi, arsa sattik , aha bu da senin payin dediler ev ahalisi. okulda o paradan kiyip bir hamburger aldim, imbat gazozu yaninda. saklayacaktim gerisini. kot alacaktim, kot pantolon demezdik ama kot derdik. kot alacaktim, spor ayakkabi alacaktim cunku kot ve spor ayakkabi yakisiyordu kendimce ve o dukkandan bir kaset alip eve gidip, anneannemlerin hacdan gelirken getirdikleri walkman ile dinleyecektim rastgele alacagim kasedi. neymis bu heriflerin mevzuu, anlayacaktim.
    girdim dukkana, sevgili ümit abimi ilk orada tanidim. dedim ki kaset alacagim. hangisi dedi, gozume carpan bir album kapagini gosterdim ismini soylemeden. "bu iste"dedim. orjinalmi kayitmi dedi, dedim farki ney, gulumsedi, anladi ki ben bebenin tekiyim, bi boktan cakmam. krom dioksit kaset bu, daha iyidir, orjinal kaset hem pahali hemde kalitesiz, kayit vereyim sana dedi.
    ama dedim, ayni album resimleri olmayacak uzerinde. bakar incelerdim.
    sectigin albumu al git dinle, ben sana bir ara eski tarihli metal hammer dergisi veririm, onu incelersin dedi.
    albumun asli 45 lik ama umit abinin bana verdigi kaset 90 lik . bir yuzunde sectigim south of heaven, oteki yuzunde rain in blood.
    eve gittim , yemegi yedim aile efradi ile birlikte, odama gectim ve walkmene pil yerlestirip kasedi taktim. kulaklik falan derken play tusuna bastim.
    on and on, south of heaven...
    o andan itibaren kendim oldum. o andan itibaren kendimi ifade ettim hayatta keyfimce, o ne dermis bu ne dermis kaygilarim hep o anda kayboldu. simdi yasim olmus bir dunya, kendimi hep s*kmin keyfine gore ifade ettim o gunden beridir baskasinin s*knin keyfine karismadan.
    ailemde benimle birlikte ogrendi tahammul etmeyi, anlamayi, anlamaya calismayi.
    ingilizce dersinde, durduk yere sinifin en iyisi yapti beni dinledigim sarkilarin sozlerinin anlamini ogrenmek istegi.
    3-5 konser pesinde kosup yer yurt ogrendim dunya cografyasinda. dostlarim oldu, bir suru dostum oldu yetmis iki bucuk milliyetten , memleketten.
    asitci kovalayacaz diye izmir fuarinda konserden sonra, amacsizca insan kovaladigimizi unutamam. durduk soyle bir. güldük, vazgectik kovalamacadan, gidip piyalenin mekaninda makarna bira takildik. ilk biramdi. en iyi dostumla bira sisesi tokusturmanin keyfinide, konserde slayer coverlarini dinledikten sonra yasamis oldum.
    kocaman bir muzik arsivim oldu. slayer hep cimentosu oldu muzik zevkimin, ama bana kattiklari muzikten daha fazlasiydi.
    komsumuzun "siz tavuk civciv falan mi cigniyorsunuz ayaklarinizin altinda"dedigi gün , insanlara tahammul etmeyide ogrendim sanirim.
    ne uzatiyorum ki bilemedim. slayer benim hayatima damgasini vurmustur. ben torun sahibi olmaya hazirlanirken, onlar son konserlerini vermisler oyle mi? acip bir dinleyeyim simdi, eski gunleri anarken...
112 entry daha
hesabın var mı? giriş yap