• bu çocukları taciz etmesi bence olayın birinci safhası. ağına düşürdüklerini daha sonra başkalarına da yönlendiriyor olmalı ki bu kadar çok korunuyor birileri tarafından.

    z kuşağı toplu halde bu çıkışı yaptığı için bu mesele bu kadar destek gördü. yeni kuşağın böyle davranabilmesinin sebebi ise artık insanların tacize uğrayanı suçlamayı bırakmaya başlaması ve ailelerin çocuklarının arkasında durması. zaten hal ve hareketlerinden düzgün tipler oldukları belli.

    daha önce de bu tür benzer iddialar ortaya atıldı. şahsen ben bir arkadaşımın gazeteye verdiği ropörtajı okudum ki daha önce bana da anlatmıştı. kim biliyor bunu? hiç kimse çünkü işbirlikçileri hasır altı ettiler.

    hala dereceye giremedi diye iftira atıyor diyenler var. öte yandan madem öyle şimdiye kadar niye konuşmamışlar diyorlar. işte sizin gibi tacizciyi koruyan şefersizler yüzünden sustular, susturuldular. z kuşağı sizin karşınız da duracak çünkü bizler de onların arkasında duracağız. titreyin şimdi amk. sapıkları
  • üst edit2: arkadaşlar, sektör o kadar pisliğie batık ki, bir altta bahsettiğim olay diğerlerinin yanında tertemiz kalır. o yüzden çok fazla takılmayın. *

    üst edit: arkadaşlar erkan bey ile kıvancın sevgili duyumu yıllar oncesine dayanıyor. sosyeteye eli kolu uzanan birinden duymuştum. sanırım bu havyarı bozulmuş yemek sandığı zamanlar kıvancın. 2 sene civarı beraber yaşamışlar yurtdışı falan. asla homofobik biri değilim, kıvanç beyide çok severim. magazinde ki davranışları, oyunculuk yeteneği ve bunu sürekli geliştirmesi. insanlara üst perdeden bakmaması vb. vb. rica ediyorum oha bunlar ne alaka diye mesaj atmayın. cinsel tercihleri böyle olan insanlar arasında gayet normal. şimdilerde absürt gelebilir.

    valla çok yakın bir ağızdan bildiriyorum arkadaşlar. iddia'lar sonuna kadar doğru. hatta 2-3 sene öncesine kadar duyduklarımın aynısı.

    kime iş atma potansiyeli görüyosa hemen yapışıyor.

    15-16 kişilik yarışmacıların yarısı şov. ilk 3 belli. onlar masaj chapterini geçenler.

    bir dönem kıvancın +18 videolarını yaymakla tehdit etti, sosyete camiasında da o dönem bildiğin sevgililermiş bu ikisi.

    arkadaşlar, türkiye'de ünlü olmak tamamen götünüze ve dalganıza bağlı. onları ne kadar iyi değerlendirirseniz o kadar tepeye çıkarsınız. üzgünüm ama yıllardır bu meseleye kafa kaldırmayan tayfa yüzünden buralara geldik. z kuşağı bunları da patlattı.

    edit: arkadaşlar bir masajla bitiyor sanmayın. pasifmiş aktifmiş bunları geçiniz. adama bir kere evet diyen, eşine dostunada masaj yapıyor.
  • henüz türkiye'de cancel kültürü yerleşmedi fakat kötülüğün vücut bulmuş hali olan tüm insanlar yakında o imtiyazları kaybedip sümük gibi ortada kalacaklar.

    medyadaki köşe başlarını tutan pislikler, onlara alan açan "kolaylaştırıcılar", dilsiz şeytanlar...

    hepsi ortaya dökülecek.

    azra akın'ın çocuğuna çirkin diyip, bin yıl sonra poposuna laf çakan bu adam, fransa'daki tüm madalyaları doktorrönoparileri ve şatobiryanları filan da toplasa gerçekten umrumda değil.

    bu insanlar kötü.
    bu adam haset, dedikoducu.
    bu gerizekalı celal midir nedir, tacizcinin dik alası.

    gerçekleri kouşalım. ellerinde güç var, bas bas çıkıp yayınlarda, herkesin duyabileceği şekilde bağırdıkları için haklı zannediliyorlar.

    değiller. siz de biliyorsunuz.

    korkmayın artık.
  • kendisi hakkında iddalarda bulunan gençleri izledim. çok saygılı, pırıl pırıl gençlerdi. söylemezsem olmaz programına fransa’dan mahir adında yarışmaya katılmış bir genç bağlandı. hiç de çekinmedi, görüntülü bağlandı programa. erkan özerman ne hakaretler etti çocuğa. çocuk ağzını açıp tek bir saygısız kelime söylemedi. programa katılan genç kadın da aynı şekilde çok saygılıydı. ben gençlere inanıyorum.
  • kıvanç tatlıtuğ hakkında söyledikleriyle seviyesini ortaya koymuş adam. kendisini tanımam etmem ama bundan böyle kıvanç tatlıtuğ gibi hiç hazzetmediğim bir adama sempati duymamı sağlayan biri olarak kalacak aklımda. şimdi, ne demiş bi bakalım:

    "...
    hamburger ve coca cola'yla mutlu olan insan benim götürdüğüm yerlerde mutlu olamıyor. paris'teki en görkemli restoranlarda yemek yiyorduk. hiçbirinden zevk almayan genç bir adama ne yapabilirsin ki? bunlar kişi başına 500-600 lira hesap ödenen yerler.

    havyar ve şampanya verdiğin zaman, ''yaa bana zeytin ezmesi getirmişler ama bu bozulmuş, kokuyor'' diyen insanla nereye varırsın o alemde? havyar getiriyorlar, böyle diyor.
    ..."

    hayattaki tek derdin bu olsun diyorum kendisine. biz de zaten her gün havyar yiyoruz da ayırt edemeyince rezil oluyoruz! sağolsun çok aydınlattı bizi. sayesinde edindiğimiz hayat tecrübeleri şunlar: hamburger ve kolayla mutlu olan insan insan değildir. kişi başına 500-600 lira hesap ödenen yemekten zevk almalısın. havyarı zeytin ezmesinden ayırt edemiyorsan da öl zaten!

    sanırım yüksek sosyeteye mensup kendisi. zira bu dünyanın insanı olmadığı kesin. alıp verdiği nefese yazık.
  • ben de bir spor salonunda hoca olan çok yakışıklı bir çocuk için demiştim bu hoca neden yarışmaya katılmıyor diye. benim hocamın verdiği cevap “başvurdu ama bazı sapıkça şartları yerine getirmesi gerekiyormuş, o da katılmadı bu yüzden” demişti.

    ben o dönem aydınlanmıştım zaten konuyla ilgili. bugün de patlak verdi.
    şimdi benim kafamda çok deli sorular var. kenan, çağatay, kıvanç, burak??? lannnn!!!
  • yazıp yazmama konusunda çok kararsız kaldım ama yazmaya karar verdim. en azından bu adamla tanışan, ofisine gidecek olan ve manken olma hayali kuran arkadaşlar neyle karşılaşacaklarını bilsinler.

    ofisine yakın bir bölgede takıldığımdan yaklaşık 4 yıl boyunca beni her gördüğünde yanıma gelir, laf atar, ofise davet ederdi. arkadaşlarım "gitsene lan salak" diye diye başımın etini yediler. en son yakama yapışıp "lan gerizekalı millet ofise gelmek için can atıyor, ben seni davet ediyorum gelmiyorsun" deyince merakımdan gittim. öyle ünlü olayım, dizilerde oynayayım gibi bir hayalle gitmedim. sırf merakımdan ve heriften kurtulmak için.

    ofise gittiğimde 18/19 yaşında bir çocukla sohbet ediyorlardı. neyse "kalk bi yürü bakalım" dedi bana. yürüdüm. "ulan kabzımal gibi yürüyorsun. sen yürü bakalım" dedi diğer çocuğa. azarlar gibi değil ama. sempatik tonda.

    bu arada karşılıklı 2 tane ofisi var. 1'i normal diğeri anormal. biz anormal ofisteyiz. yani ortama bakılırsa öyle olduğunu düşünüyorum.

    diğer çocuk kalktı yürüdü. "bak işte böyle yürüyeceksin" dedi bana. ben gülmeye başladım. yani nasıl desem yeni doğmuş buzağı gibi yürüyordu lavuk. sonra kanepeye uzanıp "gel bi masaj yap bakalım" dedi bana. "hiç anlamam o işlerden erkan bey" deyince diğer elemana söyledi. o da başladı yoğurmaya.

    aslında ortamın ne olduğu barizdi ama beni tartamıyordu. ince ince yokluyordu.

    biraz zaman geçtikten sonra bir hikaye anlatıp (45 dakika götünü yalamış biri ve bunu boşaltmış) sen kaç dakika yalarsın? dedi. ama bana değil. korkmayın. o da "maximum 20 dakika" dedi. ortam ısınıyordu git gide hehehe. merakım başıma olmadık işler açacaktı amına koyim.

    sonra işlerin nasıl yürüdüğünü, geçeceğimiz yolları falan anlattı. ismini vermek istemediğim birisinden bahsedip "onu memnun edersen dizilerden başrol beğenirsin" dedi. hatta çağatay ulusoy'u örnek gösterdi.

    artık memnun etmek derken karşı taraf ne istiyorsa onu yapacaksınız. ünlü olmak için postu deldirmek şart yani. kaçarınız yok. ha derseniz ki yeter ki ünlü olayım buyrun meydan sizin arkadaşlar.

    bu arada başka başka muhabbetler de döndü ortamda. bu ofisten kimler kimler geçti dedi ve isim isim saydı. evet aklınıza gelen o isimleri tek tek saydı.

    masaja devam eden lavukla iyice yakınlaştı bunlar. öpüşmeler falan başladı. (devamını yazmayacağım) sinirlenip kalktım yerimden ve benim bu ortamı midem kaldırmıyor dedim. toparlanıp beni sakinleştirmeye çalıştı ve masasının çekmecesinden puro çıkarıp bana uzattı. içmeyince viski doldurdu, onu da içmeyince puroya sakso çeker gibi hareketler yapıp kendi içmeye başladı.

    o sırada sakinleşip, onları da sakinleştirip! yerime oturdum.

    ertesi gün harbiye açık hava da ajda pekkan'ın konseri var beraber gidelim en önden vip'den izlersin bütün camia orada olacak dedi. aklınca beni o pırıltılı ortamlara sokma vaadi veriyordu. aslında orada görücüye çıkaracaktı beni. sonra oradan birilerine pazarlayacaktı. bu teklifi de kabul etmeyip çıktım ofisten ve sigara yakıp vay anasını dedim.

    bitti mi?

    bitmedi.

    ertesi gün nişantaşında yine gördü beni. yanında çok ünlü fransız bir kadın tiyatrocu vardı hatta beyaz şov'a çıktılar birlikte. benimle tanıştırdı. fransızcan var mı? dedi. yok dedim. ulan bi tane de kültürlü birine denk geleyim dedi. sonra bana bakarak kadına fransızca bir şeyler söyledi. ne dediniz deyince "gözlerinden bahsettim" dedi. hala yokluyordu bir umut. sonra bastı gittiler.

    velhasıl ünlü olmanın yolu karanlık arkadaşlar. aklıma gelmişken şunu da yazıp bitireyim bu işleri yapmadan olmuyor mu? dedim. ünlü olup gücü eline aldıktan sonra nasıl bir yol çizeceğin sana kalmış dedi. yani ünlü olana kadar mokoko. o da ünlü olabilirseniz.

    odanızda sallana sallana boş duvara bakıp psikolojik haplarla beslenmekte var işin ucunda. öyle bedavadan olmuyor.
  • bu "bana bir şey olmaz" özgüveninin altındaki sebebin çocukları sadece kendisinin taciz etmediği gerçeği olduğunu düşünüyorum. yüksek ihtimalle bir takım siyasilerin ve mafyatik tiplerin koynuna da soktu çocukları. ne boktan insanlar, ne boktan hayatlar..
  • şuan aslinda olani biteni sasirarak izliyorum; cunku bunun yillardir ayan beyan herkes tarafindan bilinen bir durum oldugunu dusunuyordum, oyle degilmis megersem.
    o ayila bayila izlediginiz gunumuz erkek oyuncularinin pek cogunun bu kadayif gotlu amcayla bir selami sabahi vardi maalesef. o camiada bu herifin ne oldugunu, kimlerin bu kadayifla hos bes oldugunu herkes bilir aslinda. benzer bir durum sanat dunyasinda "yetmez ama evet" savunuculuguyla bilinen baska bir kisi icin daha gecerlidir ama sormayin soylemem:)

    edit: madem bu kadar dedikodu seviyorsun sozluk o zaman al bir tane daha; bu amca gibi bir tane daha var , eskort cikarma merkezi olarak kullanilan bir tv programinda juri uyeligi yapiyordu. pislikleri ortaya dokulse, insan icine cikamaz diyecegim ama burasi turkiye. hersey olabilirsin, rezil olamazsin.
  • nihayet taciz olayı yargıya taşınmış hadi bakalım şenlik şimdi başlıyor şerefsiz pe... artık hakime atarsın yalanlarını ama hakim yer mi onları yemez bilesin.
hesabın var mı? giriş yap