• "hadi bi takla at oyna göreyim", "askerlerin kurtulmasına sevinemedim", "ananı da al git", "türkiye'de işsizlik olduğuna inanmıyorum", "ittihat ve terakki zihniyeti sürüyor", "gücü olan doğalgazı kullanacak", "700 tl işçiler için nimettir", "işkence konusunda hamdolsun ülkemizde sorun yoktur", "batı'nın ahlaksızlığını aldık", "ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum", "ölmek madencilerin kaderinde var", "karl marx'ı tarihten sileceğiz", "dindar cumhurbaşkanı seçeceğiz", "hatamız tekel işçilerine merhamet etmek", "dinlenmek istemiyorsanız konuşmayın", "hükümetle zıtlaşan belediye iş yapamaz", "askerlik yan gelip yatma yeri değil", "önemli olan boy değil soy", "hem laik hem müslüman olunmaz", "manşetle gelen manşetle gider", "köşe yazarları az yazarsa ülke huzur bulur", "bize karşı çıkan kanı bozukları tahlil etmeli", "alkol içmeyin üzüm yiyin", "rabbime sordum cleveland dedi", "artistlik yapma lan", "sanki ilk defa maden kazası oluyor", "baykal ve bahçeli'yi ağzıma almam", "gensoru da artık bu ülkede yalama oldu", "polisin kullandığı gaz sağlığa zararlı değil", "şimdi iş daha kolay 5 çocuk bile olur", "nereden bileyim sevindiğini", "bize akp diyenler edepsizdir iftiracıdır", "aziz nesin konuşmasaydı baban ölmezdi", "ben arkeolojik bir inceleme yapıyorum", "aşırı doz sütten rahatsızlanmış olabilirler", "biz teröristmiyiz biz marksistmiyiz leninist miyiz", "kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor", "feminizme davetiye çıkarmamak gerekir", "turk sehitlikleri duzmece", "ateist dinsiz bir gençten kimseye fayda gelmez", "bisiklete binin benzin gerekmez" ...

    halkla düpedüz kafa bulan bir zihniyete çok güzel bir tepki vermiştir.

    (bkz: anladığı dilden konuşmak)
  • biz kimiz ki adamı linç ediyoruz? bence bir sanatçı olarak daha iyi bir gelecek için her yolu deniyor adam. ben saygı duyuyorum. yalakalık yapmaya ihtiyacı yok ki. paraya da ihtiyacı yok. dünya kucak açmış. bugün istese japonya vatandaşlık veriyor. o ise burada bir uğraş veriyor. yaptığı sanat deseniz çok üst seviyelerde. hem bu ülkenin kültürüyle, hem de dünyanın acılarıyla yoğurduğu eserler ortaya koyuyor. burada onu eleştirenler youtube’u açıp bir iki söyleşisini izlesin. kurduğu cümlelerle bizi beşle çarpıp ona böler.
  • "ben dinlere inanmıyorum. insanlar tarafından yazılmış, çoğu ögenin de mezopotamya, eski mısır, eski yunan mitolojilerinden kopyalanmış olduklarına inanıyorum, bunu söylerken kimseye hakaret etmiyorum, ama çok hakaret işitiyorum nedense…"

    fazıl say

    https://fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net/…07198_n.jpg
  • hasan cihat örter’in piyano çalanı.

    yine bir akşam içip içip ona buna sataşmış. resmen zevk alıyor kavga çıkarmaktan. vallahi yeter, içini şişirdi milletin şu tavırlarıyla.

    şu bu ülkede şöyle şöyle başarıları olmuş, milyonlarca dinleyicisi varmış, andante ve serhan bali niye yazmıyormuş bunları.

    fazıl her hafta başka bir kurban seçiyor, “beni eleştiren yorumları kimler beğenmiş” diye sapık gibi like takip ediyor. ulan koskoca uluslararası kariyer sahibi adamsın ergen gibi yorum ve like stalkluyorsun, çüş ya. olm adam geçenlerde üstünden 6 ay geçmiş bi facebook tartışmasını (ki onu da kendi çıkarmıştı) karşı tarafın profilinde üşenmeyip arayıp bulup tekrar yorum yazarak alevlendirdi, gerçekten iyi değil. fazıl say’ın elinde telefon, öfkeli öfkeli başparmağıyla fiti fiti 6 ay geriye gidip “al sana cevap!” diye yorum kastırdığını gözümde canlandırınca bir gülme geliyor, ama ne yazık ki aynen de böyle olmuş olmalı.

    “benim başarılarımı niye haber yapmıyosunuz” bugünki mağduriyeti de bu ağlak starımızın. bir kere andante bildiğim kadarıyla konser haberi/eleştirisi odaklı bir yayın olmadı hiçbir zaman, yani sanki herkesin konserlerini yazıyorlarmış da fazıl’ı yazmıyorlarmış gibi göstermeye çalışmış ama öyle bir durum yok. bu derginin konsepti “bakın x şurada ne kadar başarılı bir konser verdi” tarzı yazılar değil. le monde’da hakkında çıkan yazıyı serhan neden çevirip sunmuyormuş okurlarına. oha beklentiye bak, senin hakkında çıkan makalenin çevirmenliğini yapıp basmak mı lan andante’nin görevi? nasıl da hak görüyor bunu beklemeyi, o kadar gerçeklikle bağları kopmuş artık. sıkıyorsa avrupa’da ve amerika’da hakkında yazılan, yerden yere vurulduğu ve alay edildiği, ama kendisinin kuyruğunu kıstırıp görmezden gelmek dışında bir tepki veremediği yazıları da çevirttirsin. yer mi? yemez. milleti cahil, kendini uyanık sanıyor. türkiye piyasasını da ele geçirmiş olduğu için istediği gibi yönlendirmek ve manipüle etmek istiyor, edemeyince çıldırıyor.

    üstelik fazıl her şımarıkça çıkışında “ben şöyle dünya starıyım, siz de kimsiniz ulan köpekler” çekiyor türk müzik camiasına, ama siz kimsiniz dediği adamların onu yazmamasına ağlıyor. abicim madem öyle takmasana? dünya starının uğraştığı işe, edindiği derde bak. kendini tarifine göre zaten andante seni yazmış yazmamış umrunda olmaması lazım ama şımarık çocuk gibi tepiniyorsun niye pohpohlamıyorsunuz beni diye.

    gelelim niye yazılmadığına… fazıl say, kolay lokma gördüğü türk yazar çizerleri en ufak hoşuna gitmeyen bir yorum yaptılar diye itin götüne sokmaktan hiçbir zaman çekinmedi, ki bu atarı yurt dışında yapamıyor çünkü tabi ki yemiyor. yıllarca resmen savaş açtı kendisine 100% sadakat göstermeyen ve her işine “oooo müthişsin fazıl aslansın fazıl” demeyenlere. eh bu adamlar da enayi mi lan? yazmaz tabi. hem fazıl say’ın hiçkimseye ulaşmak için andante’de yazılmaya ihtiyacı yok, ülkenin en büyük müzik kariyerine, en fazla adamına ve en geniş pr ağına sahip insanının, sanki andante onu yazmayınca bişeyi eksiliyormuş gibi zırlamasının şımarıklık ve çocukluk dışında bir tane açıklaması yok.

    ki dediğim gibi fazıl yazılmak istemiyor, pohpohlanmak istiyor. çünkü bir konserine veya bir kaydına olumsuz bir eleştiri yapıldığında (ki pek tabi olumsuz eleştiri de yapılacaktır) bütün hıncıyla o kişiye ve yayına saldırıyor. ve dediğim gibi, bunu ancak türkiye’de yapabiliyor, efeliği edirne’de bitiyor yani. müthiş tahammülsüz, en ufak eleştiri kaldıramayan, yalakalık ve kusursuz itaat bekleyen, şımarık ve mızmız bir çocuk bu adam. e ben olsam ben de yazmam, son derece doğal. yazsan beğenmez, yazmasan suç, ne sanıyor bu adam kendini?

    geçtiğimiz yıllarda bir albümü hakkında andante’de yazılan, dünyanın hiçbir yerinde “kötü eleştiri” bile sayılmayacak kadar orta karar, “şurasını beğendim, şurasını beğenmedim” minvalinde bir yazı nedeniyle demediğini bırakmadı o eleştirmene. nasıl oralarını beğenmezmiş, o da kimmiş, “siz bana düşmansınız!!!” falanlar, resmen sinirinden kendini z*kecekti, o kadar eleştirinin en usturuplusuna bile tahammülsüz bir adam bu. bu adam mesela niye yazsın seni bi daha? her tartışmayı da “ben memleketin değeriyim, beni el üstünde tutmayan vatan hainidir!!!”e çekiyor ve bu ucuz numara artık gerçekten baydı.

    ayrıca bir de babası ahmet say‘ın ölümü üzerine bişey yazmadılar diye de giydirmeye kalkmış, biri de andante’nin son sayısında tam sayfa ahmet say anısına yazıyı şak diye gösterince kıvırmaya çalışmış, yok o sayılmazmış serhan niye kendisi yazmamışmış. bak iftira atıyor yazmadılar diye, sonra cevabını alınca da yazıyı beğenmiyor, tam da bunu demek istiyorum. bütün müzik camiası el pençe fazıl’ın önünde boyun büksün, her işini, ama onun istediği şekilde! haber yapsın, kimse haşmetlimize dil uzatmasın veya bir işini beğenmeme cüretini gösteremesin. resmen bunu bekliyor. siz de böyle despotça ve faşizan bi tavrı cehaletinizden “aa ama sanatçımız, aydınlık yüzümüz” bilmem ne diye alkışlıyorsunuz. böyle kitleye böyle “aydın”.

    edit: hah tam alttaki entry’deki kafayı diyorum.

    nitekim serhan bali de olayı anlatmış: https://twitter.com/…?s=21&t=wfjxy1rfmchyb0n6be24ua
    “benimle ilgili ne iyi ne kötü bir şey yazmayın, adımı derginizde görmek istemiyorum” atarı yap, sonra adamlar yazmayınca niye yazmıyorsunuz diye tepin. inanılmaz.

    taze cevap vermiş: https://twitter.com/…?s=21&t=zfoi_na96oeoxpuladkyvq
    “ bu karalama eleştirisini yazan kişi bir avukat. karalama sebebi de müzik değil, kişisel nefreti.mesleği müzik olan biri değil. isterseniz evime gelsin kendisini bir sınavdan geçireceğim. armoni, kontrpuan, eser analizi. bakalım ne sonuç çıkacak.amma ucuzladı herşey sayende serhan”

    bak hala aynı şeyi yapıyor. “karalama eleştirisi” görmedik zannediyor galiba, bu kadar herkesi cahil yerine koymak büyük saflık. kaldı ki sence görüşleri bu kadar dikkate değmez biriyse zaten takmazsın, ama sen iki yıldır zırlıyorsun “albümüme müthiş demedi” diye.

    kötü eleştiri öyle olmaz, nasıl olur örnek vereyim isterseniz:

    https://www.gramophone.co.uk/…ano-sonatas-fazil-say
    (aynı albüm hakkında andante’dekinden çok daha olumsuz bir eleştiri)

    https://www.classicstoday.com/…eview-7074/?search=1
    (bir küfretmediği kalmış - ki gerçekten çok kötü bir albümdür bu)

    bu arada bu kavgayı da iki gündür festival için gittiği avusturya’da, kaldığı şatodan yazıyor. evet, dünya starı, katıldığı festival sırasında avusturya’daki şatodan andante beni niye yazmıyor diye seri tweet atarak kavga ediyor. sağlıklı insan hareketi mi bu? bilmemne festivalinde konuk sanatçısın, şatoda kalıyorsun, çevrende son derece elit insanlar var ve el üstünde tutuluyorsun ama elinde tivit, vay serhan sen beni niye sevmiyosun, falan. çok komik lan.
  • ooofffffff ne hazımsız, ne çaçaron, ne ergen bi adammışsın sen ya. yeter senin çeneni kaprisini çektiğimiz bi sus artık be adam. dır dır dır dır vallahi yeter be. marşın bok gibi fazıl say. tekrar söylüyorum bak, bok gibi bir müzik. ne şiir iyi, ne müzik iyi, ne de ikisinin birleşimi. her biri kendi başına çok kötü, video prodüksiyonu da ayriyeten gerzekçe. ordan burdan alıntılayarak, saçma sapan dolgularla şişirerek götünle eser yazmışsın. kim bilir ne kadar parasını çöpe atmışsınız şehrin. beğenilmedi diye de tepiniyorsun. “bir tane bile prozodi hatası yok!!!” diye de iddia ediyorsun, ya yalancısın ya da kulaksızsın üçüncü bir seçenek yok istersen yüz tane ünlem işareti koy. fetöcü dedin, aktroll dedin, ince trollü dedin her şeyi dedin beğenmeyenlere. insanların iğrenç marşını beğenmemiş olabileceği dışında her ihtimale inanıyorsun. ve bu mücadeleni hepimize de izletiyorsun, gider vitesini artırdıkça insanları irrite ediyorsun ve acınası görünüyorsun. komple bir inkar içindesin ve belli ki etrafında sana “fazılcım kızma ama bu marş olmamış ve bu tavırlarınla kendini rezil ediyorsun” diyen hiçkimse yok. hem haksız hem yalnızsın, senin üstünden ekmek yiyen insanların seni pohpohlamasına, seni eleştirmemelerine inanacak kadar da safsın. lütfen kapa çeneni artık. bırak şu marş konusunu, bu konuyu ve kendini unuttur, bir süre sonra bambaşka kaliteli bi işle dön. karizmayı biraz böyle kurtarırsın ancak. ya da apır sapır giderlerine devam et, sen bilirsin ama şu saçma sapan tavrından vazgeçmezsen daha çok acı çekeceksin söyleyeyim. şu entry’yi ciddiye alsan kendine büyük iyilik yapacaksın ama o şuur ve olgunluk sende yok ne yazık ki.
  • debe'ye girmiş, şunu da ekleyelim de çeşni olsun o halde (bkz: #152440525)

    ***

    merale sifonu çek, ince'ye ağız dolusu söv, goril falan de, şimdi "artık yazmayacağım", oldu.

    bu fazıl tek başına 200 bin oy kaybettirmediyse adam değilim, en az o da. oturduğu yerden en arkasız gördüğü ince'yi hedef seçerek koroya katıldı. salladı salladı durdu, beş senenizin daha çalınmasında katkısı çok.
  • fazil sayin annesi vefat edince cumhurbaskani arayip bas sagligi dilemisti. ilk adim oradan geldi. sanirim fazil say da konserine davet ederek karsilik vermis oldu.

    fazil akp li olmadi merak etmeyin ama tayyip bir piyano resitali dinlemis oldu. belki mozartta da gecis yapar.

    fazil say'a sallayarak fasitlik derecenizi gostermeyin.
  • turkiye'den cikmis en kaliteli sanatcilardan biri. isini iyi yapmaya odaklanarak, ozellikle sanat icra ettigi icin, ulkesine en iyi katkiyi sunan insan. adam avrupa'nin en prestijli yerlerinde konser veriyor, vay amk boyle turk varmis dedirtiyor. ama comar muhalifler; erdogan'i davet etti artik bizim icin bitti ohohoho.

    tabi, tabi. agizini acanin evinde zor tutulan milyonlarla tehdit ediligi gelismemis ulkede, cikip muhalefetin yapmadigini yapmasini bekleyeceksin. artik yorulup, bas edemeyecegini anlayanlara, cemkireceksiniz.

    ne demisler, her halk hakkedildigi gibi yonetilir. muhalefeti de, iktidar yanlisi da, hepsi ayni terane. saptanlilardan kurtulmak onemli, stress kotu, biraz normal olmayi bilmek gerekiyor.
  • (bkz: fazıl say/@osuruktan teyyarenin kabin amiri)

    2. sinif bir piyanist, 3. sinif bir besteci, 4. sinif bir fikir adamidir.

    ve bir solist dinleyicisidir. (bkz: #82081097)

    2. sinif bir piyanisttir zira repertuari dardir (entry tarihinden bugune kadar gecen sure zarfinda kayit repertuarina mozart ve beethovenin tum piyano sonatlarini eklediginin altini cizerek sezarin hakkini sezara vermeliyiz. kayitlari dinlemedigim icin ne kadar yetkin olduklari hakkinda bir fikrim yok. her ikisi de warnerdan cikti), ele aldigi repertuarda da kaydadeger bir sonuc elde edememistir. hakkinda hincal uluc agziyla yazilmis ustunkoru kimi sozde elestiriler bir kenara birakilacak olursa olumlu bir elestiri bulmak cok zordur. ornegin bir beethoven sonatlari icin yaptigi album gercekten kotudur. mozart koncerto albumu siradan, tchaikovsky \ liszt albumu, albumdeki yapitlarin alternatif kayitlari ile rekabet edebilmekten cok uzaktir.

    3. sinif bir bestecidir zira on plana cikan yapitlari gercekten kotudur. ornegin cokca ovulen nazim oratoryosu bir bucuk saat suren bir askeri marstir. fenerbahce senfonisi cok vasifsiz bir yapitken yine cok sukse yapmis (yaptirilmis) olan istanbul senfonisi genel olarak film - dizi muzigi \ cep telefonu melodisi olarak kullanilabilecek yetkinliktedir. polifoni anlayisi genel olarak cok sigdir. bu son olguyu korolu yapitlarindaki hemen her daim unison calan korolara yahut orkestra yapitlarindaki tema - eslik dongusunden cikamayan yazisina bakarak gozlemleyebilirsiniz. muzik dili eklektiktir. bu elestiri disi tutulabilecek bir niteliktir ancak bu eklektiklik cok kitsch bir tarzdadir. çok guzel anlatimli bir ornek: (bkz: goldberg in istanbul)+ kendisinin çalisma stiline iliskin guzel bir tespit ve degerlendirme için:
    (bkz: #146430378)

    4. sinif bir fikir adamidir zira tam bir organik aydindir ve miyadini coktan doldurmus ancak maalesef hala israrla politik arenada tutulan sozde aydinlanmaci - jakoben goruslere sirtini yaslayarak politika \ gundem olusturma cabasindadir.

    tum bunlarin bir bilesimi olarak kendisi turk klasik muzik yorumculugu tarihinde bir kara sayfadir yahut bir kara deliktir zira artik onun disindaki besteciler anilmamakta, onun yapitlari disinda guncel yapitlar orkestralar tarafindan ele alinmamakta, konu edilmemekte, onun disinda piyanistler sanat camiasinda konusma konusu olamamaktadir. halbuki, ornegin kendisinden cok daha yetkin bir sanatci olan bir idil biret hala hayattadir, kayit yapmaktadir vs. vs. .

    turk muzik camiasi yanlis ata oynamanin, kendisine gosterdigi yersiz pohpohlama ve yalakaligin bedelini daha da kisirlasarak odeyecektir, hatta odemektedir.

    ------------------------------------------------------------------------------------------

    edit : sunlara da bakilabilir (bkz: #24786861)

    (bkz: #19765489)

    (bkz: #25713500)

    ------------------------------------------------------------------------------------------

    edit 2 : "turk muzik camiasi yanlis ata oynamanin, kendisine gosterdigi yersiz pohpohlama ve yalakaligin bedelini daha da kisirlasarak odeyecektir, hatta odemektedir" demistik.

    sadece son gunlerden bir ornek : (14 temmuz 2014) say, antalya'da devam ettirdigi festivalle ilisigini kesti. son yerel secimlerden sonra * antalya'da akp'li menderes türel kazandı. bunun üzerine fazıl say, twitter ve facebook'da kendisine kimi eleştiriler getirmiş her zamanki akp karşıtlığı maskesi altında. türel de 'festival say'sız da devam eder' demiş. yerine gürer aykal gelmiş. kendi istanbul senfonisi'ni yönetirken yere göğe sığdıramadığı aykal'ın festivalde görev almasını hazmedememiş ve arkasından üfürmüş :

    http://www.mavi-nota.com/…hp?link=duyurular&no=2673

    ''bak buna şaşıracaksınız.

    akp antalya belediye başkanı menderes türel ve gürer aykal antalya'da "çok güzel şeyler" yapacaklarmış.
    antalya piyano festivali'ni büyülteceklermiş.
    bir orkestra kuracaklarmış.
    öyle bakakaldım bir an.
    antalya piyano festivali, iksv festivalinden sonra türkiye'nin en büyük ikinci büyük festivali idi.
    2000 yılında kadir ile kurmuştuk. çocuğumuzdu..
    bu festivalin asıl dinamosu kadir dursun da bu işi bıraktığını açıkladı.

    gürer hocaya gelince;
    yönettiği orkestra elemenlarına ataturk rozeti takmadıklarında zılgıt çeken bir gürer hocaydı, da, şimdi antalya'nın akp'li başkanı ile "cok güzel" projeler yapacaklarmış..
    .
    mesela fazil'in kendi festivalinden kovuldugu piyano festivalini büyültecek olması hakikaten güzel iş..
    sagolasın aykal hoca.
    büyüksün.

    mesela zaten 2 orkestra olan bir şehirde akp ile bir tane daha orkestra kurmak ama diğer ikisinin kapatılma tehlikesini ve akp sanat anlayışı ile yaşanan tüm sıkıntıları bir anda unutuvermesi de çok güzel iş..
    asıl şaşırtıcı olan
    antalya dışında da bir dünya olduğunu ve orada bu işlerin pek böyle olamayacağını unutması aykal'ın.
    ben şaşırdım
    belki siz de şaşırmışsınızdır.
    ahmet say hiç şaşırmadığını söyledi''

    allah'tan birleri çıkıp höt diyebiliyor bu adama karşı :

    http://www.mavi-nota.com/…hp?link=duyurular&no=2675

    "yıllarca festivale destek vermiş adamla akp'li diye çalışmam deyip festivalini yüzüstü bırakıp, kendisi gibi düşünmeyen herkesi hedef gösterip zorla sosyal medyada linç ettirip, "yedik bir halt özür dileyip ara yol bulmaya çalışalım" diyeceğine yalan söyleyerek mağdur edebiyatı yapmaya devam edip bunu herkese yedirmek sanat işidir cidden.

    sen ve senin gibiler yüzünden sanat kelimesinden midemiz bulanıyor artık, sanatı bu kadar yozlaştırıp bu kadar siyasetle bulamaç haline getirerek, genç müzisyen ve müzisyen adaylarının geleceklerini ve hayatlarını karartarak bu ülkeye eşi benzeri görülmemiş bir katkı sağladın. kimse bunları senin yüzüne söyleyemeyecek, herkesin sen ve çevrenle bir çıkar bağı var. sayende yozlaşan ve siyasi hareket halini alan sanatı olması gereken saf haline getirmek öyle yıllar alacak ki bizim ömrümüz bile buna yeter mi bilemiyorum. sanatın içerisine siyaseti ve günceli bu kadar dahil edip bundan kasıtlı veya kasıtsız çıkar sağlayanları da buna destek verenleri de şahsım adına kınıyorum.

    bu ülkede temiz ve özgür sanatın icra edildiği günlerin hayali ile."

    şimdi bu belki münferit bir olay gibi gözüküyor. değil ! say en baştan beri kendisi ile en ufak bir itilafa düşmüş herkese, ama herkese en ağır biçimde saldırmıştır. bunun örnekleri saymakla bitmez : cem mansur, * benyamin sönmez, orhan şallıel, gürer aykal ... bunlar sadece klasik müzik camıasından sadece şu an aklıma gelenler. arabesk tartışmasını ilk başlattığında sezen aksu, orhan gencebay, ismini çıkaramadığım abd bazlı soprano... herkes !!!

    ve bunların hepsi değilse bir çoğu ya kendisinin yakın dostu yahut çıkardığı saçma sapan polemiklerde onun tarafını tutma basiretsizliğini göstermiş kişilerdir. hepsine, istisnasız hepsine ve daha nicesine ortada hiçbir anlamlı neden yokken bu tavırları almıştır.

    buna rağmen hala kendisini destekleyebilen insanlar mevcuttur. yakındır, onlara da bir kulp bulup laf atacak, sırtını dönecektir.

    örneğin bir serhan bali hala ve hala orada burada kendisine olup olmadık laflar ettiği insanları, fazıl say'a el uzatmaya davet ediyor. inanamıyorum :

    http://www.radikal.com.tr/…t_elini_uzatmali-1191755

    http://i.imgur.com/0l2obpz.png

    yetmemiş : http://serhanbali.andante.com.tr/?p=716

    http://i.imgur.com/outc7lb.png

    zaten dergisi andante bir fazıl say günlüğüne dönmüş durumda çoktan.

    ------------------------------------------------------------------------------------------

    edit 3 : "turk muzik camiasi yanlis ata oynamanin, kendisine gosterdigi yersiz pohpohlama ve yalakaligin bedelini daha da kisirlasarak odeyecektir, hatta odemektedir" demistik.

    (bkz: #44605288)

    ------------------------------------------------------------------------------------------

    bir intihali eksikti, o da tam oldu : (bkz: #44804498)

    -------------------------------------------------------------------------------

    hakkinda sagda solda yalan yanlis basari haberleri yapilmasiyla da unludur: (bkz: #24786861)
  • ek : (bkz: 27 mart-3 nisan deprem bölgesi acil ihtiyaçları)

    mealen “meral hanım’a dışkı dedim, sifonu çekin dedim ama geri dönünce yazdıklarımı sildim, ince de geri adım atsın, bu yazdıklarımı da sileyim” demiş rambo okan.

    herifin kendini gördüğü rakıma bakın lan.
hesabın var mı? giriş yap