55126 entry daha
  • sen bir şeyleri terk edersin
    güneş yazdan uzaklaşır
    sen bir şeyleri terk edersin
    yargısız infazlar meşrulaşır
  • uzaktaki parıltılar hayattır,
    karanlıkta daha da çekici.
    çok durgun geçiyor bizim ömrümüz
    -bu düşünce sakattır.

    yaşamadınızsa belki sebep bir sevda
    yahut da kitaptır;
    sizin saadetiniz bunlar oldu,
    gönlünüz bir bakıma
    rahattır.
  • anladık iyisin,
    ama neye yarıyor iyiliğin.

    seni kimse satın alamaz,
    eve düşen yıldırım da
    satın alınmaz
    anladık dediğin dedik,
    ama dediğin ne?
    doğrusun, söylersin düşündüğünü,
    ama düşündüğün ne?
    yüreklisin,
    kime karşı?
    akıllısın,
    yararı kime?
    gözetmezsin kendi çıkarını,
    peki gözettiğin kimin ki?
    dostluğuna diyecek yok ya,
    dostların kimler?

    şimdi bizi iyi dinle:
    düşmanımızsın sen bizim
    dikeceğiz seni bir duvarın dibine
    ama madem bir sürü iyi yönün var
    dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
    iyi tüfeklerden çıkan
    iyi kurşunlarla vuracağız seni
    sonra da gömeceğiz
    iyi bir kürekle
    iyi bir toprağa.

    bertolt brecht (bkz: madem iyisin)
  • akşam / ahmet erhan

    nereye gitsem,
    hangi boylama sığınsam
    bir kentin kenar mahalleleri gözlerin
    ne kadar bulvarlara yerleştirsem de anılarımı..

    sensin, kendinden öte bir şeysin.
    bence biraz daha uzatmalısın saçlarını,
    bir yaprak fırtınasında usulca rakı içeyim.

    anladım,
    adı niye akşamsefası bu çiçeğin...
  • şairin de dediği gibi, geldim yolun yarısına. hoş gel yeni yaşım. biraz huzur, bolca kitap ve biraz da mutluluk getir.

    yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
    dante gibi ortasındayız ömrün.
    delikanlı çağımızdaki cevher,
    yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
    gözünün yaşına bakmadan gider.

    şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
    benim mi allahım bu çizgili yüz?
    ya gözler altındaki mor halkalar?
    neden böyle düşman görünürsünüz,
    yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

    zamanla nasıl değişiyor insan!
    hangi resmime baksam ben değilim.
    nerde o günler, o şevk, o heyecan?
    bu güler yüzlü adam ben değilim;
    yalandır kaygısız olduğum yalan.

    hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
    hatırası bile yabancı gelir.
    hayata beraber başladığımız,
    dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
    gittikçe artıyor yalnızlığımız.

    gökyüzünün başka rengi de varmış!
    geç farkettim taşın sert olduğunu.
    su insanı boğar, ateş yakarmış!
    her doğan günün bir dert olduğunu,
    insan bu yaşa gelince anlarmış.

    ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
    her yıl biraz daha benimsediğim.
    ne dönüp duruyor havada kuşlar?
    nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
    bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

    neylersin ölüm herkesin başında.
    uyudun uyanamadın olacak.
    kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
    bir namazlık saltanatın olacak,
    taht misali o musalla taşında.

    (bkz: otuz beş yaş)
  • "tutulduk çiçek yağmuruna:
    kırmızı, beyaz, mavi, sarı,
    gülleri, karanfilleri, kınaları
    hepsinin de en tazesi, en dostu, en güzeli.
    ve sesler:
    güneşli bir kumsalda sevinçle yuvarlanan
    dalgaların uğultusu:
    gençlik
    barış
    hürriyet
    hayat"

    bütün şiirleri
    nazım hikmet ran
  • bana derler: "kumral mı, sarışın mı sevgilin?"
    derim: "ne ben bilirim, ne o, kim olduğunu..."
    "ey genç kızı sormadan şarap içenler! bilin:
    ben tanırım sevginin sade sarhoşluğunu!"
  • nasılsın

    baş eğik, kanat kesik, ayakta ip

    yuvaya alışamayan güvercin gibi

    pencereden göğe bakış, duvara çeltik

    özgürlüğe hasret çeken, mahkum gibi

    gazetelerde kaos var, içimde umut

    bombalar patlıyor ülkemde

    rant peşinde siyasiler

    havada barut

    halimi sorarsanız

    türkiye gibiyim
  • başımızı döndüren şeyleri düşünmeyi bırakalı
    çok zaman olmuştu halbuki
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap