• tüm dünya'da kendi ülkeleri dışında ofisleri olan şirketler kendi anadilleri + ingilizce ile çalışan ararken kendini herkesten üstün gören getir avrupa rolleri için türkler gelmesin diye hollanda'daki roller için felemenkçe, almanya için almanca istiyordu bir de üstüne çalışma izniniz yoksa başvurmayın diyordu.

    bir korelinin dünyadaki herhangi bir samsung ofisinde işe girmesi ne kadar kolaysa bir türkün getir ofisinde işe girmesi o derece imkansızdı. almanca bilen finansal analistleriniz sizi kurtaramadı mı?

    hak ettiğini bulan firma.
  • 65 yaş üzeri kullanıcılar için getirmesi bedava ve “getirevlat” kodlu %10 indirim

    sağlık personeli için de aynı şekilde getirmesi bedava ve “minnettar” kodlu %10 indirim

    yapan uygulama. böyle ufak jestlerle mutlu oluyor insan.
  • belediyeye mi yazmadik, civardaki apartmanlarla mi konusmadik. inanin artik cildiracagiz. bazen tasinmayi bile düsünüyoruz. evimizin hemen karsisinda getir deposu var ve acildigi günden beri sadece sokaga cikma yasaklarinda huzur bulabildik. sessiz sakin bir yere gittigimizde maruz kaldigimiz gürültü kirliligin bizi ne derece etkiledigini daha iyi anliyoruz. balkonda oturuyoruz, ev halki olarak motor sesi duydukca geriliyor bazen sacma sapan seylere patliyoruz. daracik sokakta hiz gosterisi yapmalari mi dersiniz, her gece isler sakinlediginde bagira cagira amina koyayimli, orospu cocuklu muhabbet etmeleri mi dersiniz -mesela tam su an yine böyleler- ne yapacagimizi sasirdik. on yasindaki kiz kardesim balkona cikiyor laak küfür duyuyor. yok mudur bunlarin en azindan apartman altlarina depo acmalarini engelleyecek bir karar? vallahi yildik. defalarca müsteri hizmetlerini arayip sikayet ettik. hicbir sonuc alamadik. sadece yana yakila özür dileyip uyaracaklarini söylediler. motor sesine tahammül edecek gücümüz kalmadi. herkes evden calistigi icin gün icerisinde uzak kalma sansimiz da yok. defol
    git hayatimizdan getir.

    edit: bir sürü mesaj aldim, tesekkür ederim herkese. malesef bir sonuc alabilecegimizi düsünmüyoruz. bir hollanda degiliz ne yazik ki.
  • o zaman size getir vs banabi çalışma şartları diyeyim, getirin her anlamda kalitesinin neden düştüğünü anlayın.

    getir; 8,5 saat çalışma karşılığında asgari ücret + 350 tl yemek + paket başı 1 tl vermektedir.

    banabi; 8,5 saat çalışma karşılığında 3750 tl + 700 tl yemek + paket başı 1 tl vermektedir.

    getir depoları şahıslara kiralanmıştır, çalışanlardan minimum maaşla maximum performans isterler. yemek molası için meşgule alamazsınız, yakıt alımı için meşgule alamazsınız.

    banabi bayilik vermemiştir depoları kendisi işletir. yarım saat yemek molanızı kullanırsınız, kullanmazsanız mesai ücreti olarak ödeme yaparlar (sizin insiyatifinizde).

    getir sürekli fazla mesai yapmanızı ister, değişiklik göstermekle birlikte fazla mesaiye 10-12 tl saat ücreti öder.

    banabi isterseniz fazla mesai yaptırır (2 saat) verdiği mesai ücretinin 1,5 katını verir. (24 tl sanırım)

    getirde kuryelerin çalışma şartları çok kötüleşmiştir, banabi şu anda en iyi düzeyde.

    bu sebeplerden dolayı getir'in tüm kalifiye elemanları banabi'ye geçti. getir de personel bulamaması sebebiyle önüne geleni işe aldı.

    debe editi: mesajla debe'ye girdiğimi fark ettim. bir kaç uyarıyı düzelteyim.

    banabi fazla mesaiyi 3 saate çıkarmış. iki firma da özel sağlık sigortası yapıyor.
  • arkadaş neden işten çıkarma demiyorsunuz da lay-off diyorsunuz aq.. hay ben sizin plaza dilinizi...
    t: malumun ilamı olan lay-off :)
  • avrupa'yı türkiye sanıp hiç bir mevzuata uymadan şirket kurup bir dünya işyeri/motor kiralayıp bir dünya çalışan aldılar. motokuryelerinin hiç bir eğitimden geçmeden sertifikaları olmadan çalıştığı ortaya çıktı, ülkeler belgelerini tamamlamaları için bir süre mühlet verdi. bunlar gereken şeyleri yapmak için gereken bütçeyi çıkardı, sonra altından kalkamayacaklarını anladılar. şimdi bunları yaka paça atıyorlar ülkelerden.

    kendileri bırakıyormuş havasını yerim.
  • poşet kalmadığı gerekçesiyle getirdikleri alışveriş poşetini geri istediler, benden önceki de belki de aynı poşeti kullanmıştı benden sonraki de aynı poşeti kullanacak evden dışarı çıkmadan salgın hastalık nasıl yayılır konulu proje olur
  • bir sürü eleştiriliyor.
    fiyati pahalı, getirmesi cok vs.

    bu firma sadece urun satmıyor, bu firma insanlara konfor satıyor, zaman satıyor.
    geçen seneye kadar ufak tefek seyler için kullaniyordu insanlar. salginla beraber simdi evin ihtiyaclarindan, yemege, coraptan lambaya ne lazimsa ayagina getiriyor ve bunun bedelini de ona gore belirtiyor.

    kimse kimseye zorla bir sey satmıyor.
    kendin giriyorsun aplikasyona,
    bakıyorsun fiyatlara ve o ürünlere hemen ihtiyacin varsa aliyorsun.
    kisa surede ayagina gelmesinin bedelini değerlendiriyorsun ve kabul ediyorsan satin aliyorsun, yok yaa ne gerek var diyorsan almaktan vazgecip kapatip cikiyorsun.

    bu kadar basit.

    hem ayağıma hizli gelsin, hem ucuz olsun, hem bana turlu kiyaklar yapsin diyerek sozlukten yok rakibine giderim, bundan sonra bilmem ne yaparim diye soylenmek bir tek bana mi tuhaf geliyor acaba?

    ulkede paramizin değeri surekli düşüyor, alim gücü zayifliyor ve bu durum akli basinda olan, gelirini giderini bilen, azicik sorgulayabilen herkesi rahatsız ediyor.
    bu yuzden bazi seylerin bedeli insanlara "pahali" geliyor.
    maalesef bu kosullar altinda para kaynaginizi yonetirken bazen konforunuzdan odun vermeniz gerekebilir.
    bu bir tercihtir ve tercihin bedeli vardir.

    burada karar sizindir.

    adamlar bir gunde 250binden fazla siparisle insanlara ulastiklarini soyluyor.
    boyle buyuk bir yapi icinde buyuk oranda zamaninda teslimat yapiyor ve insanlarin genelinde memnuniyet olusturuyor ki piyasada dikkat cekip 128 milyon dolar yatirim aliyor.
    turkiye tarihinde bu kadar yatirim alan kac turk sirketi var?
    5 senede bu noktaya gelmis kac yapi var?
    ilk 4 sene rakipsiz hizmet vermis ve salginla beraber rakipler gelmis, sektor buyumus, hacim katli katli artmış.
    boyle buyuk bir yapida gecikmeli siparisler elbet olabilir, restoran gec getirir, skt'si bitmeye yakin olan ya da henuz gecmis olan urunler denk gelebilir fakat gunun sonunda hatasini telafi ediyor mu o onemli.
    olaylara nasil yaklasiyor o muhim.

    malum yemek sitesinde yasanan olaylari surada rezalet basliklariyla her gun goruyoruz zaten, hem de ne skandallarla.
    iki uygulamayı bu baglamda oturup kiyaslayinca bile ortaya cikan kalite ve hizmet anlayışıni anlatmaya gerek yok.

    biri su zorlu salgin kosullarinda restoranlari paket basina %20 civarı komisyonla somururken oteki biz komisyon almiyoruz, destek oluyoruz diyerek ustune para bile veriyor.

    elestirirken biraz daha mantikli bakin.
    kendinize,
    maddi durumunuza,
    ihtiyaciniza ve bu ihtiyacinizi giderme yolunuza...
  • kampanya görüp sepet oluşturmaya başladığınız ama sepeti onayla derken kampanyanın iki dakika içerisinde kaldırıldığını öğrendiğiniz her nedense bunun da pek çok kişiye denk geldiği tüketiciyi yanıltan kullanmayı bıraktığım uygulamadır.
  • bir uygulama

    2.6 milyar dolarlık bir değere ulaşmış olması türkiye adına gurur vericidir, tüm yabancı markaları yalama hastalığına sahip arkadaşlar boşuna yermeyin!

    ayrıca konuya şuradan da bakmak lazım;
    yemek sepeti'nin tek başına at koşturmasının önüne geçmiş rekabet alanı açmıştır. eğer getir ve benzeri firmalar sahaya çıkmasaydı, şu pahalılıkta bu kadar indirim yapılabilmesi imkansızdı!

    nevzat buraları okuyorsa iyi okusun! at koşturuyordun nevzat at! bir ara lokantalardan %15 komisyon alıyor, online ödemeleri 90 gün sonra veriyordun! elini suya sabuna dokundurmadan, gariban iş yerlerini kendine köle yapmıştın nevzat efendi!

    hadi biriniz de çıkıp; "-yok öyle yeaa" falan desin. 15 yıldır sahayı kendi at çiftliğine çeviren yemek sepeti'ne yeter denmiştir!

    not: getir'deki tek olmayan şey; nakit ödeme! bu kadar insanın kk borcu olması, herhangi bir banka ile çalışamıyor olması banabi'nin avantajlı konuma geçmesini sağlıyor.
hesabın var mı? giriş yap