• "cümbür cemaat gezip tozmalarda, en fazla 36 fotoğraf çekme/çektirme, o da bir kısmı önceden kullanılmadıysa tabi, hakkının olduğu kasvetli ve de sınırlı zamanlar" olacaktı. sığmadı.

    2 adet fotoğraf makinesi getirildiyse eğer, şanslı zamanlardı. kişi başına kaç poz hakkı düştüğü hesaplanır, mümkün mertebe o hesaba sadık kalınırdı. şımarıklık yapma hakkı, ortamın en küçüğüne verilirdi elbette. bazen en güvendiğin poz yanmış olur, kahrından geberirdin. zaten 34'ten sonrası çok sakattı. 36'nın patlamama ihtimali de çok zayıftı. bunlar tabi hep tecrübeyle sabitlik kazanıyordu. ergenliğin son dönemlerinde hangi noktalarda fotoğraf karesine dahil olacağın üzerine biraz üstatlaşmış olunurdu. kıymet bilmek denilen şey vardı.

    toplu fotoğraflarda maymunluk yapma ekolü de bu döneme rastlar. sırf o dönemden kalma fotoğrafları açığa çıktığı için bunalıma giren arkadaşlarım var. şu an gökhan güney falan dinliyorlar.

    bir de bunu video kaset dönemi vardır ki, dakikaları bölüştürmek ciddi bir matematik gerektirirdi. bununla ilgili bir örnek gelmedi aklıma.

    velhasıl güzel ve de çok hoş zamanlardı demeyi çok isterdim. ama sikim gibi zamanlardı. şimdi ne güzel, çek, beğenme, sil. ooh mis. kafan rahat. lanet olsun 36 poz'lu zamanlara. seni seviyorum 16 gb :)
  • resimlerin nasıl çıkacağının heyecanla beklendiği zamanlardı.
    herkesin çok güzel ve iyi çıktığı bir pozda kendi abuk gülümsememsi şeklini veya gözlerinin kapalı çıktığını görüp küfürü bastığın, müthiş bir manzara resmi çekip, filmin tam da bu poza denk gelen yerini yanmış olmasının hayal kırklığını yaşatan zamanlardı.

    ama şimdi dijital makine ve hafıza kartı da çok güzel, olmazsa olmaz.
    git tatile, çek her bir otun püsürün en az 5 poz resmini sonra evde bilgisayarda seç seç ayıkla, istersen hepsini sakla.
  • e zaman daha iyiymis. mina koyim simdi bi gezmeye kalksan surda da cekilelim burda da cekilelim. pardon bi resmimizi ceker misiniz. ya bi rahat durun la 2 saattir geziyoruz bi sigara bile yakamadik daha.
  • bu zamanlarda çekilen ve fotoğrafçı marifiyetiyle tab edilip baskısı gerçekleştirilen fotoğraflar ne kadar kötü olursa olsun özenle saklanır. öyle shift delete kombosuyla futursuzca yok edilemezdi o pozlar. bir de güneşi doğru açıyla karşınıza almayı başarabilirseniz manuel bir sepya efekti elde edebilirdiniz. her tatil beldesinde film ve kalem pil alışverişi yapmak elzem idi. bu şekilde poz sayısı kısıtlaması bertaraf edilebilirdi. 36 sıkımlık cephanenin ilk iki adedi film kameraya yerleştirildikten sonra deneme amaçlı harcanırdı. işte o iki fotoğrafta ya saçma bir gökyüzü ya ebleh bir surat, ya da bir fotoğrafçı dükkanının tavandan sarkan pırpırlı promosyon ilanları ölümsüzleşirdi.
  • deneysel pozların yaygın olmadığı zamanlar; şimdilerde herkes kendisini yaratıcı, sanatkar vs. sanıyor ki, ortaya göz zevkine zarar durumlar çıkabiliyor :/ yine de insanların yaratıcılığını kısıtlamamak lazım ama kendini bilmek de bir erdemdir, bunu hatırlatmak da şart bu zamanda :)
  • yanlarında yedek film taşımayı akıl edemeyenleri zorlayan zamanlardır.
  • zamanın zaman olduğu zamanlardı, hey gidi... şimdi hiçbir şeye zamanımız yok aq. makine dijital, ama siksen 36 poz çekemezsin... dünyanın en gezilesi müzesindesin... iki yavşak poz çekmişsin... ay ben sıkıldım, bi sigara molası verelim... ne oldu müze??? objektif hep başımıza, hep götümüze...

    o değil de ben o son pozun hastasıydım... çekip çekemeyeceğinden emin değilsin. yarısı çıkar bazen. bızııırrrrtt diye sarmaya başlar sonrasında... ya o bızıırrrrt anında pil biterse?.. neyse ki bitmez... bi heyecan bi panik... bi mutluluk bi mutsuzluk... üfff teknoloji... bi siktir git allasen...
  • 36 pozluk filmle 40 poza kadar çekebilen makineye sahip olmanın pek havalı olduğu zamanlardır.
  • resimlerin en beklediğiniz olanında mutlaka kenarında yanık olduğu zamanlardır.
hesabın var mı? giriş yap