• olay mahalli: black swan, thomas'nın evi. patavatsız thomas nina'ya soruyor: "sevişmeyi sever misin?" mastürbasyon yapmayı bile beceremeyişle sinema tarihinin en hüzünlü sahnesi listesinde yerini alabilecek "beyaz" nina kalıveriyor ve yutkunarak soruyor: "excuse me?"
    çevirisi: "buyur?"
    yok estağfurullah, sen buyur...
  • - bogazima misir kacti bilader !
    - wha ?
    - expoided egypt escape to my bosphorous brother !
    - oh yeah . . .
  • bu sabah sanırım gazete haber türk'te gördüm. kuponla bbc'nin yırtıcı hayvanlar belgesellerini dağıtacaklarmış. bunlardan birinin adı da "pride". gazetedeki ufacık resimde görebildiğimiz kadarıyla dvd'nin kapağında aslanlar var. pride kelimesini "onur" diye çevirmişler.

    dilimizde herhalde her hayvan topluluğundan sürü diye bahsederiz. ama ingilizce'de durum böyle değildir. hemen aklıma gelenler: balinalar için pod, kuşlar için flock, böcekler için swarm, inekler için herd, kurtlar için pack, balıklar için school... ve sürpriz, aslanlar için "pride". yabancı bir kelimenin dilimizde birden fazla anlamı olmaya görsün, metnin ayvayı yediğinin resmidir. on çeviriden dokuzunda yanlış anlamının kullanılacağı garantidir. düzeltmek zorunda kaldığım belgesel çevirilerinde, "aslanların gururu yaralı hayvanı parçalıyor" gibi dehşet verici cümleleri toparlamaktan anam ağladı.

    bu tür inceliklerin fazla bilinmemesi çevirmenlik iddiası olmayan biri için normal ama bazı çevirmenler yazdıklarının saçmalığından şüphelenip beş saniye kadar - daha fazla değil - araştırsalar işin doğrusunu öğrenecekler. nedir bu inat anlamıyorum. google translate'ten ne farkın kalıyor ki?
  • bazen gerçekten saçma boyutlara ulaşır. olay şöyle: galce bir işaret levhasını, çevirmeleri için bir şirkete yolluyorlar. cevaben gelen ingilizce e-mail şöyledir: "şu anda yokum. çevrilmesini istediğiniz birşey varsa gönderin." buraya kadar herşey normal. ancak, bunu levhanın ingilizce çevirisi zannedip, galcesiyle birlikte aynen levhaya koyarlar. galcesi ise, "ağır vasıtalar giremez, yerleşim bölgesidir."

    buradan yakın:
    http://news.bbc.co.uk/1/hi/wales/7702913.stm
  • öyle durumlar vardır ki, bazen çeviride bile bile hata yapmak zorunda kalırsınız. çünkü orijinalinde kelime esprisi vardır. farklı anlamları olan, fakat okunuşu aynı olan tek kelimeyi (veya cümleyi) biri bir anlamıyla söylerken, karşısındaki kişi diğer anlamıyla anlamaktadır ve bu bir espri olmaktadır. lakin çevirilecek olan dilde bu sesteş kelimenin (veya cümlenin) farklı anlamlarına iki ayrı karşılık bulunduğundan, orijinali sesteş olan kelimenin (veya cümlenin) çevirisi de sesteş olmadığından çeviri sıçar. çeviri sıçmazsa espri sıçar. ama çoğunlukla hem espriyi koruyayım, hem çeviriyi doğru yapayım derken ikisi birden sıçar.

    aklıma gelen ilk örnek. türkçe bir sahne düşünün. adamın biri diğerine "ananas aldırdım lokum gibiydi" diyor. diğer adam ise bunu "anana saldırdım lokum gibiydi" olarak algılayıp kızıyor ve kavga çıkıyor.

    hadi bakalım bunu ingilizceye çevirelim ve amerika'da izleyen bir kişinin anlayacağı hale getirelim.

    birebir çevirsek, yani ilk adamın çocuğu markete yollayıp ananas aldırmasını aynen çevirsek, hiç kimse ikinci adamın buna niye sinirlendiğini anlamayacak. adam marketten meyve aldırdığını söylüyor, diğeri ise sinirleniyor. niye ki lan?

    ilk adamın söylediği lafı "anana saldırdım" diye çevirsek, bu sefer ilk adamın yaptığı şeyi yanlış çevirmiş olacağız. diyecekler ki "adam çocuğu markete yollayıp meyvesi aldırdı ama çevirmen öküzü ana sikmeli küfürlü saçma çeviri yaptı".

    diyaloğu koruyup, çeviriyi doğru yaparak espriyi anlaşılır tutabilmek mümkün değildir burada.

    zordur vesselam çeviri işi.
  • televizyonda spider man in çizgi filmi yayınlanıyor , bir yerde kötü adamlar örümcek adama ateş edecekler başka bir kahraman örümcek adamın üstüne atlayarak ördek diyor , örümcek adam ise ne ördeği diyor . olay şu ki orjinalde diğer kahraman eğil anlamına gelen duck demiş ancak çevirmen bunu direk ördek olarak çevirdiğinden aklı karışmış bir de örümcek adama ne ördeği repliğini eklemiş .

    ikinci örnek cnbc e den . smallville dizisinin bir bölümünde louis lane superman in karnına yumruk atıyor . eli acıdığında da o tişörtün altında six pack yerine çelik yelek mi var gibisinden bir şey söylüyor . çevirmen ise karın kası olan six pack i altılı bira pakedi olan six pack ile karıştırıp alt yazıya o tişörtün altında bira kutusu yerine gibi bir şey olarak çeviriyor ve alt yazı öyle geçiyor .
  • adana dürüm = adana status

    google translate ile turistlere açılım yapmak isteyen lokantanın menüsünden örnektir.
  • birkaç yıl öncesinde cnbc-e'de karşılaşmıştım bunla. diziyi de hatırlamıyorum.

    bir elektronik alet üzerinde "hi-tech" yazar.
    çeviri: merhaba teknoloji

    valla da billa da doğru!
  • el emeği* göz nuru bir çalışma olmuş gerçekten:

    http://desmond.yfrog.com/…6.jpg&xsize=640&ysize=640
  • effa owona malatyaspor'a transfer olmuştur ve basın toplantısındadır.kendisi "i'll do my best for malatyaspor" dedikten sonra tercümanı bunu "oynadığım takımlar arasında en iyisi malatyaspor olduğu için en iyi oyunumu burda oynıcam" diye çevirerek kendini aşmıştır.denyo tercümanımız ingilizceyi sadece kendisinin bilmediğini unutmuş herhalde.
hesabın var mı? giriş yap