• haftada beş kere yendiği takdirde harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. havuçtaki beta-karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen a vitaminine dönüşebilmesi.
  • küçükken dinlediğim ve içinden çıkmakta zorlandığım enteresan bir hikayeye konu olan sebze/meyve..

    henüz ilkokul çağındayken ve bazı şeyler bize doğrudan anlatılamazken, dışarı çıkıp gezme aşkıyla yanıp tutuştuğum bir yaz günü, kulağıma küpe olsun diye yaşlı bir teyze bana dışarda gezerken çok dikkatli olmamı, tanımadığım kimselerin beni şeker çikolata vaadiyle kandırıp kaçırabileceğini anlatmıştı. olayı algılamaya yönelik sorularım vardı, zira bi adam beni kaçırıp ne yapacaktı anlamıyordum çünkü o zamanlar organ mafyasından, sapık katillerden haberim yoktu, kirlenmeye başlamamıştım.

    beni kaçırıp ne yapacaklarını sorduğumda gelen cevap bu sebze/meyveye bakış açımı değiştirdi. yaşlı teyze bana

    - oğlum seni kaçırıp kıçına havuç sokarlar. dedi

    günler birbirini kovalarken ben bir adamın neden cebinde havuç taşıyacağını düşünüp anlam vermeye çalışıyordum. günün birinde şans eseri aynı lafı babamdan da duydum ve şu konuşmanın ardından artık havucun metafor olarak kullanıldığı bu uyarı cümlesinin anlamına vakıf olmuştum:

    babam: "oğlum dikkatli ol"
    ben : "niye baba, beni kaçırıp kıçıma havuç mu sokarlar"
    babam: " evet oğlum dikkatli ol işte" *
    ben : " ya baba adam yanında havuç mu taşıyo, ya yanında havuç yoksa noolcak o zaman birşey yapamaz"
    babam: " e oğlum o zaman da kendi havucunu sokar" *
  • sağlıklı ve vitamin kaynağı sebze.
    hiç elime alıp kıtır kıtır yemeyi sevmem ama;
    3-4 adedini rendeleyip zeytinyağında biraz kavurup büyükçe bir kâseye aldıktan sonra üstüne sarımsaklı yoğurdu döktün mü ortaya çıkan meze/ atıştırmalık bir harika.

    hadi hemen siz de yapın bence!
  • cok eskiden trt'de bir tanitim yaparlardi. anne tavsan ve cocuk tavsan bir dagin ustunde, anne soruyor "karsiya bak bakalim ne goruyorsun" cocuk yanitliyor "karsidaki dagi goruyorum anne". sonra anne tavsan bunu goturup bir ton falan havuc yediriyor yine ayni yere geliyorlar, anne tavsan soruyor "simdi bak bakalim ne goruyorsun?" cocuk yanitliyor: "karsi dagin arkasindaki tepeleri goruyorum annecigim"
    bu tanitim yuzuden gaza gelip epey havuc yemistim itiraf ediyorum.
  • bugün karotenden kaynaklandığı bilinen turuncu rengini 16ncı yy. da milli renklerinde sebze üretmeye takmış milliyetçi hollandalılar'a borçlu olan sebze.
    http://www.carrotmuseum.co.uk/history2.html
  • obsesif bi sekilde havuc yiyen bi arkadasimin her kis yedigi abuk havuc miktari yuzunden turuncu bi renk aldigini bilirim
    havucun icindeki beta karoten neden oluyomus buna
  • bugün üretilen havuçların hemen hepsi turuncudur.

    halbuki havuç aslında sarı, turuncu, kırmızı, mor renklerde ve bunların arasındaki her tonda olabiliyor, ama biz hep turuncusunu üretiyoruz. niye?

    sebebi şöyle:

    1688 senesinde hollandalı william of orange ingiltere'yi işgal eder ve krallığın başına oturur. ingiltere'de bu büyük bir devrim olarak karşılanır (bkz: glorious revolution). her nasılsa hem ingilizler hem de hollandalılar, hatta uzaktan bakan fransızlar bile, william'a hayran kalırlar.

    arkadaş orange yöresinden gelme, ingilizce'de turuncu kelimesinin orange olmasının sebebi de bu arkadaşların bu rengi çok kullanmasından geliyor.

    neyse, william turuncuyu seviyor diye turuncu renkli havuçlar pek bir rağbet görmeye başlıyor. turuncu havuç rağbet görünce millet turuncu havuç üretimine abanıyor. sonra bir bakmışız, tüm havuçlar turuncu olmuş.

    tamamen arz talep yani, ayrıca tarihin rastgele bir yerindeki rastgele bir olaydan kaynaklanıyor bu değişim. william turuncudan değil kırmızıdan hoşlanıyor olsaydı belki de bugün bütün havuçlar kırmızı olacaktı.
  • iyidir, hostur suyunu da icerim buyuk keyif alirim. gel gelelim ofiste sabahtan aksama kadar en az 3-4 kere havuc yiyen bir calisma arkadasim var ustelik her birini 30-40 dk'lik bir sureye yayiyor.

    tanimi bos gecmeyelim : yukarida tanimladigim is arkadasimin gotune sokmak istedigim sebze
  • icinde bulunan cok faydali e vitamini, beta karoten ve bilurubin gibi antioksidanlar sadece yagda cozunebildikleri icin yag ile birlikte tuketilmesi onerilen sebze. yaptigim arastirmalar sonucu havuc, sarimsak ve lahanayla birlikte en fazla hastaliga iyi gelen sebze. her sebzeyi yemek mumkun olmadigina gore, eger bir tercih yapilacaksa, havuc gunluk diyette mutlaka on siralarda yer almalidir. iyi geldigi hastaliklar: ulser, peklik, ishal, gaz, kalp rahatsizligi, damar sertligi, ure yuksekligi, romatizma, sinir rahatsizliklari, kansizlik, regl sokturucu.
hesabın var mı? giriş yap