hayatın en acımasız gerçeği

• (bkz: ortadoğulu olmak)
• tabii ki ölüm. asla telafi edilemez, asla geri alınamaz. gidene ne olduğu belirsiz, kalana cehennem garanti
  
  ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki
• her şey senin beyninde.
• büyümek.
• geri dönüp baktığında, hayatında istediklerini korkuların yüzünden yerine getiremediğini görmektir. ölüm bir sonuçtur, kaçamayacağımız bir sonuç. fakat o son gelene kadar yaşadıklarımız bizim seçimimiz. istemedikleri hayatı yaşayan yitik insanlarla dolu bir çöplük gibi dünya. siz onlardan olmayın, geri dönüp baktığınızda iyi ki bırakmışım o işi, iyi ki hatalar yapmışım, iyi ki gülmüşüm, iyi ki ağlamışım diyebileceğiniz anılar biriktirin. sadece varlığınızı devam ettirmeyin, gerçekten yaşayın, sadece bu şekilde mutlu olarak sona ulaşabilirsiniz.
• yaşlanmak ve ölüm.
  ve elbette zamanın hızla su gibi akıp geçmesi.
• tek başımıza öleceğiz
• (bkz: zamana yenik düşmek)
• her gün tuvalete oturmak zorunda olduğumuz. düşünsenize, dünyaca ünlü pop şarkıcısı olmuşsun ve her gün s*çıyorsun. ne bileyim kanada'nın başkanı da mesela her gün tuvalete gidiyor. gördünüz mü, o kadar başarı, şan ve şöhret s*çan bir canlı olduğun gerçeğini değiştirmiyor.
  
  bu arada donald trump da her gün tuvalete çıkıyormuş.
• tekrar yaşanamaması... oysa ilk oyun demo olmalı, ikinci canımızı daha bilinçli harcamalıydık