• türkcesi art bölge. bir merkezin etrafinda, ekonomisi o merkeze bagli gelisen, üretimini o merkeze aktaran bölge, o merkezin hinterlandidir. örnegin ege bölgesi izmir'in hinterlandıdır, ege'nin ürünleri hep izmir'e akar. istanbul, mersin, habur, ipsala, trabzon, samsun gibi merkezler de cesitli hinterland'larin merkezleridir.

    ayrıca bir parça alakalı bir kavram olarak (bkz: arka bahçe)
  • bölgesel çevre-merkez ilişkinindeki çevreyi anlatan kavram. bağımlılık okulunun kavramlarına referansla kullanılabilir. bu bölge kendi hinterlandı ile kurduğu eşitsiz ilişkiler sayesinde büyür gelişir. hinterland merkeze bağımlı bir gelişme sürecine girer.
  • şehircilikte ; bir kentin yada yerleşmenin ekonomik sosyal veya kültürel açıdan etkisi altına aldığı bölge, etki alanı.
  • galler kanalı s4c'nin 2013 yapımı dedektif draması. ingiltere'de ilk olarak 4 ocak 2014'te ise bbc one'ın yayınladığı diziyi şu günlerde bbc 4 yayınlanmakta. galler'de geçen dizi ayrıca bbc'in yayınladığı hem ingilizce hem de galce diyaloglar içeren ilk televizyon draması olma özelliğini taşıyor. daha yayınlanmadan 2. sezon onayını alması bir yana the killing'in yapımcısı olan dr yayın haklarını çekimlerin başlamadığı 2012 yılında satın almış. öte yandan dizi yayınladığı tarihte galler'de 350 bin kişi tarafından izlenerek ülke tarihinde en çok izleyiciyi çeken televizyon yapımı olmayı başarmış. norveç'te de yayınlanacak olan dizinin abd ve kanada yayın hakları ise netflix'te.

    kadro galli oyunculardan oluşan dizinin 4 bölümden oluşan ilk sezonu birbirinden bağımsız hikayeler içeriyor. ingiliz dizilerinden alıştığımız 'o' havayı bulundurması itibariyle dikkat çekiyor. dizinin müziklerinin bir o kadar başarılı olduğunu belirteyim.
  • sinema filmi tadında bir polisiye dizi.

    bu dizide dedektiflerimizin soruşturma için gittiği görgü tanıkları veya şüpheliler hep bir tavır içindedirler. misal; dedektifler kurbanın kayınçosunun iş yerine gidip cinayetle alakalı sorular sorar ama kayınço siklemez tavırlarla işini yapmaya devam eder. kimi kaynak atar, kimi soğan doğrar, kimi götünü dönüp yürür. hep bir işimdeyim gücündeyim halleri. hep bir afra tafra. sinir ederler.
  • kasvetli ingiliz polisiye dizilerine iyi bi örnek.
    altyazısız ingiliz aksanıyla az çok bişeyler anlarım diyorsanız birde bu diziyi deneyin..
  • 4. sezonun çekilip çekilmeyeceğine dair belirsizliğini korumasıyla beni derinden hüzünlere gark etmiş galler dizisi.

    bölümleri arka arkaya izleyince büyük britanya'nın o sevimsiz, soğuk, kasvetli, yağmurlu havasıyla içli dışlı oluyorsunuz, alışkanlık yapıyor. yeşillik ve manzarayla büyüleniyorsunuz.

    oyunculuklar gerçekten çok iyi. bölümlerin 1 saat 30 dakika olması sinema filmi izliyormuşsunuz havası yakalatıyor. senaryo o kadar akıcı, çekimler o kadar güzel ki bölümler uzun olmasına rağmen hiç sıkmıyor.

    üçüncü sezon finali, birinci sezonun ilk bölümüyle bağlantıyı o kadar güzel kuruyor ki olaylar hiç sırıtmıyor.
    3 haftada tüm sezonları bitirdim. dedektif matias'ı oynayan richard harrington şu anda bir bbc dizisi olan poldark'da oynadığı için ve diğer aktör/aktrisler de başka projelerde yer aldığı için tahmin ediyorum ki 4. sezon çekilmeyecektir.

    özleyeceğiz mathias reis :(
  • karanlık ve puslu havaları sevmeyen bendenizin severek izlediği bir british polisiye.
    gerek aksanları, gerek karakterlerin kasveti tuhaf bir şekilde insanı kendine çekiyor. o manzaralar ve hüzünlü müziklerle, aslında çoğu sıradan insanların sıradan sebeplerle işlediği cinayetleri konu alıyor. her bir bölüm aşağı yukarı 90 - 95 dakika ama sıkılmadan izleniyor. richard harrington hüzünlü hüzünlü bakan gözleriyle bunalımını çok iyi yansıtıyor karakterin.
  • güvendiğim bir suç-polisiye-drama severin tavsiyesi üzerine başladığım ve 2. sezonu maalesef iki kere izlediğim (sürekli uyuyakaldığım için) bir şey vaad etmeyip çok şey veren dizidir.

    küçük olduğunu düşündüğüm bir kasabada, belirsiz aralıklarla işlenen ve genelde 3. katmanda açıklığa kavuşan cinayetleri konu alan bu dizinin, çekildiği coğrafya kadar görüntü yönetmeni de iyidir, görüntülerinde nereye bakmanızı gösterir ama spoiler vermez.

    senaryosu iyidir; gereksiz diyaloglar, duygu sömürücü sahneler, büyük şehirlilerin barda dertleşip içimizi sıkması falan yoktur. karakterlerine acımaz, aklınıza gelmeyecek şeyler olur.

    tek sorunu uzun olmasıdır bence de. ama bu lezzet için katlanılır.
  • kaliteli bir britanya / galler polisiye dizisi, “noir crime drama” sıfatını fazlasıyla hak ediyor. senaryo, oyuncular, prodüksiyon her şey çok iyi.
    ilk bakışta ana tema, batı galler’in küçük bir sahil kasabasında birtakım gizemli cinayetleri çözmeye çalışan bir polisin hikâyesi gibi görünüyor. ama her bir cinayetin arka planında, geçmişe uzanan ürpertici detaylar gizli.

    galiba bu dizinin asıl ana teması, kötülüğün sıradanlığı… geçmişte sıradan insanlar tarafından yapılmış büyük kötülüklerin yıllar boyunca suskunlukla üzerinin örtülmesi ve bu unutulmuş faciaların günümüzde tetiklediği cinayetler.
    --- spoiler ---
    örneğin, bir yetimhanedeki küçük kızlara iyilik yaptığını zannederek açıkça işkence eden şeytan ruhlu yaşlı kadınlar, kaçak savaş esirlerinin saklandığı ambarı ateşe verip adamları canlı canlı yakan manyaklar vs.
    --- spoiler ---
    imdb sayfası
hesabın var mı? giriş yap