219 entry daha
  • beni dumur eden bir olaya aracı olmuş im client. 1999 yılında netle yeni tanışıp o zamanlar adının lamerlik olduğunu bilmediğim, şimdiki gibi adsl olmayıp dial-up süründüğüm zamanlarda superscan ile universite ip'leri üzerinde şifresiz ftp sunucusu taraması yapıyordum. o zamanlar en büyük warez serverlar buralardan çıkıyordu. mp3'ten adobe serilerine kadar herşey bulunuyordu. sabaha karşı bulduğum bir kaç ftp server'ı dolaşırken login olduğum* sunucudan /pub/ vs gibi şeyleri getirmesini beklerken karşıma c:/ dizini çıktı. biraz içerisinde dolandıktan sonra c:\program files içinde icq dizini olduğunu farkedince şeytan dürttü. .db dosyaları makinaya download edip o zaman nette kolayca bulunan icqpass ile decrypt ettim. numarayı ve şifreyi girip "kim lan bu?" deyip login oldum. listede en az 500 kişi vardı ve "hocam bla bla" şeklinde offline mesaj yağıyordu. asıl dumuru icq infosunu açıp baktığımda yaşadım: kendisi dokuz eylül universitesi dekanıydı.

    (bkz: based on a true story)
    (bkz: götüme girebilir)
  • msn'i hala sağ tarafta kenara dayalı kullanmamıza neden olan program.
  • ks. i seek you. mirabilis isminde israilli bir kac parlak gencin kurdugu $irket tarafindan geli$tirilmi$ dunyanin bilinen ilk im yazilimi.. galiba 1996 civari geli$tirilmi$ti. 99 yiliyla 2002 yillari arasinda popularitesi doruk noktaya ula$mi$, hatta 99 yilinda aol tarafindan 270 milyon dolara satin alinmi$, lakin bloated olma konusunda guiness'e girdiginden pazar payini zamanla miranda im gibi sade alternatiflere, arkasindan da msn messenger'a tumden devretmi$tir.

    (bkz: disq/#4098727)
  • meğer ne kadar da yalınmış..

    abik gubik smiley'lerden, webcam'lerden vesairelerden uzak..

    sade, kullanışlı ve sıcakmış..

    o facebook'un privacy privacy diye yırtınıp durduğu şeyi basit bir "authorization" ile çözüvermiş yıllar evvel..

    status message'da neyin nesiymiş..!? hâl hatır sormaya yeğ miymiş?

    avatar kime, ne için gerekmiş..!? mühim olan bilmemkaçhaneli icq numaran deği miymiş..!?

    şimdi mazide hoş bir seda olarak kaldı a-ooğğ sesleri, vapur düdükleri.. kapı tıklatmaları..

    güzel yıllardı.. internet büyüdü ve kirlendi dünya..
  • ben de dahil hemen hemen herkesin numarasini unuttuğu eski program.

    bir tek metin arolat numarayı unutmamistir çünkü tarkan in kuzu kuzu klibinin sonunda klibin yönetmeni olan arolat in ıcq nosu yazıyordur.

    çok yaşlandık lan.
  • neden bu kadar badem gözlü olduğunu anlamadığım rahmetli program. hatırlayanınız var mı bilmiyorum ama tüm türk internet kullanıcıları icq kullanırken birden bire (2002 yılı dolaylarında zannedersem) türkiye'den girişleri engellemişti dahi icq çalışanları.

    birkaç gün girmeye kastıktan sonra milletçe mecburen en yakın rakibi msn'e geçmiştik. yani icq'nun rahmetli olma sebebi birden türk internet kullanıcısının msn'i tercih etmesi değil, icq'nun bizi milletçe ortamdan atmasıdır.

    icq'nun bu tercihi bence sony firmasının beta-vhs olayı gibi yapılabilecek en büyük ticari salaklıklardan biridir. şimdi kendileri düşünüyorlar kıçına motor taksak tekrar eski popülerliği kazanabilir miyiz diye. grönland'ı bile sarmış bir ırkın evlatlarını sisteminden banlersen başına bu gelir işte. allah rahmet eylesin.
  • az once sebepsiz yere uin'imin aklima gelmesiyle beraber anilarim depresti ve acaba login olabilir miyim lan bu icq'ya diye gaza geldim. hatirlarsiniz o uin ne kadar kallaviyse siz de o kadar kallaviydiniz o zamanlar. numaranin cool olma faktoru bir yana (pokerdeki kurallar aynen gecerli numara cool'lugunda), ayriyetten dusuk bir sayi olmasi da gerekmekteydi. 0532 hesabi yani. once ben vardim, interneti ben kesfettim, sen daha word acamazken ben icq'dan kari dusuruyordum lan demekti o numara. insanoglu garip ustadim, uin'in guzelligi bile bir statu ifade edebiliyorsa hicbir seyimiz olmasa en polifonik hangimiz osuruyoruz ona gore siralanip bir medeniyet olusturacagiz demektir bu. neyse o baska bir hikaye.

    once icq diye bir seyin hala var olup olmadigini kontrol ettim, herifler hayattaymis hala valla*. simdi mucize eseri uin'i hatirladim ama sifremi hatirlamam imkansizdi tabi, unuttum sifremi yardim et bana icq dedim bunun uzerine. tamamdir *****@yahoo.com'a yolladik yeni sifreyi diye cevap verdi icq'cu amcalar da. bu arada ****'i gizlilik acisindan ben sansurlemiyorum adamlar da oyle yaziyorlar. o *'lari hatirlayincaya kadar akla karayi sectim, resmen 10 yil once (daha fazla hatta) aldigim mail adresi. sifre problemi yine nuksetti tabi. abidik gubidik ergenlik buhranlarindan kalma ne kadar sifrem varsa hepicigini denedim*. yok olmuyor bir turlu, nasil bir sifre sectiysem artik. sonra yahoo'ya da aglayayim lan nolacak diye dusunup, sifremi unuttum abi kusura bakmayin bi yardim edin su garibana dedim. tabi ki ne demek, bize verdiginiz alternatif mailinize yolladik sifrenizi dediler. yine *'lerle dolu bir mail adresi... yahoo'nun verdigi gibi iletiyorum, *****@s**********.com

    o ne lan diyeceksiniz, demeyin efendim. superonline kendileri. su anki halini bilmem ama, o zamanlar dial-up'tik biz, ebube ebube ile baslayip akabinde uviiii uviiii diye devam eden sesler arasinda internete baglanirdik. yan odada annemiz telefonu acip ayten teyzeyi arayinca hattan dustugumuz icin atar yapar, babamiz azari cekince pisip odamiza kacar, sadece kendimiz ve 3 arkadasimizin bildigi muzik grubunu dinleyip sinirimizi icimize atardik. bizi yolan firmanin adi da superonline'di o zamanlar. yahoo'nun sifremi yolladigi mail adresinin yerinde yeller esiyor tabi ki. superonline geliserek donusmus, donuserek evrilmis, arada olan da bizim gariban mail adresine olmus. lan acaba o kokorecci yavsaklari dinleyip ixir mi alsaydik diye dusundum birkac saliseligine ama hemen bu beyhude dusunceleri kafamdan attim.

    etme dedim yahoo kardes yok mu baska bir yolu bu sifremi ogrenmemin. var tabi dedi, dogum tarihin ne? kolay soru. peki ya hangi ulkede yasiyosun? o zamanlar adresimiz belli, bu da basit. zip code'un ne? zip kodu mu, ne zip kodu kardesim, turkiye'de zip kodu mu var, nereden hatirlayayim simdi ben bunu derken bir ampul yandi kafamda*. ben o zamanlar zip kodu olmayana mail vermiyorlar diye baya bir tirsmistim, ergen akli iste ve aman basima bir sey gelmesin diye de her zip kodu soran yere afganistan'dayim ben diyip 12345 yaziyordum. basariya ulastim vallahi, ters yonde bir zincirleme reaksiyon sonrasinda icq sifremi aldim.

    sonra login oldum iste. login olunca anladim vault'tan taze cikmis fallout karakterimin hissettiklerini. sanki bir nukleer savas yasanmis ve herkes geberip gitmis, yillardan sonra da ilk defa dunyaya adimimi atiyor gibiydim. ergenlik nedeniyle listede yuzden fazla kisi vardi ve tabi ki 0 kisi online'di. nickname'ler falan bilmemkac sene onceki hallerindeler, benimkisi bile oyle. bir burukluk olustu boyle uzerimde... nasil desem bilemedim be ustad, uzun lafin kisasi bir vapur sesiyle duygulandim valla.

    postscript de behzat amirimden gelsin, la oglum biz messenger'a niye gectik ya la?
  • kullandığım takma adlar ve info kısmına yazdıklarım sebebiyle zamanında başımı epey ağrıtmakla beraber, bir yandan da hiç farkettirmeden ufkumu açmış ilk göz ağrısı.

    şimdi şöyle ki, ilköğretim kariyerim boyunca hiçbir zaman sınıfın cool elemanı olmadım ben. bolca kitap okur, ansiklöpedi karıştırırdım fakat bu tarz eylemleri gerçekleştirmek için en talihsiz zamandır o dönemler, bilen bilir. mimleniyorsun direkt, teneffüslerde top oynamak yerine zamanını okulun kısıtlı imkana sahip ufacık kütüphanesinde geçirmeyi yeğleyen tuhaf çocuk oluyorsun. her normal yaşıt marketten araba dergisi alırken gidip fenomen dergisi, bilmemne tarih dergisi, çizgi-roman alan şu acayip eleman var ya, o bendim işte. buna ek olarak müzik kültürüm annemlerin anılar-9 kaseti ve radyoda o ara ne çalıyorsa ondan ibaret, sinema kültürüm jurassic park'tan hallice, çizgi-filmler ise kitaplardan sonra en büyük tutkum idi. o noktada bir yerde icq girdi hayatımıza, bir heyecanla atıldık biz de elbet. ben yalnızca arkadaşlarımı ekliyordum da böyle ilgilendiğin konuları aratıp benzer zevklere sahip kişilerle de muhabbet etmek mümkünmüş, sonradan acı bir şekilde öğrendim.

    ilk nickim ash idi sanırım, şu pokemon eğitmeni ibnetor. ortaokul yıllarından geriye kalan tek tük dost hala dalga geçer, canları sağolsun. bir gün elemanın biri ekleyip başladı muhabbete, çat pat ingilizceyle cevap yetiştirmeye çalışıyorum. lafı evil dead serisine getirdi, ne çok sevdiğinden bahsetti falan. sohbeti bunun üzerine kurmak istediği belli yani. benim tabii o zamanlar öyle bir filmin varlığından haberim yok. bir iki bozuntuya vermedim, sonra merak ettim sordum. şaşırdı, nasıl bilmezin nickin ash falan dedi. ben o noktada pokemon bahsini açtım. sahip olduğum ilk uluslararası arkadaşı bu şekilde kaybetmiştim.

    sonra incubus yaptım nickimi hasbelkader. mitolojiye, paranormale falan ilgiliyiz lanet olsun. bu sefer ekleyen istanbullu bir vatandaş oldu. sohbete hızlı başlayıp hakkında hiçbir fikrim olmayan bir gruptan ve grubun sevdiği şarkılarından bahsetmeye başladı. ben anlam veremiyorum tabii. muhabbet biraz derinleşince incubus isminde bir rock grubunun varlığından haberdar oldum. zat-ı muhterem de beni grubun hayranı zannedip eklemiş, incubus kelimesinin esasen latince iblis anlamında geldiğini ve konuya olan ilgimden böyle bir nick seçtiğimi belirtmem üzerine nazikçe ayrıldı sohbetten. şimdi nerededir, ne yapıyordur kim bilir.

    malumunuz icq'nun tek olayı takma adlar değildi, ilgilendiğin mevzuları paylaşabildiğin bir alan da vardı arkadaş arayan yabancılar tarafından değerlendirmeye açık. şimdilerde facebook'ta "suskunluğum asaletimden" tadında yazılar yazılan "about" bölümünün bir nevi atası. hah işte o bölüme ben foo fighters yazmış bulundum bir ara, ikinci dünya savaşı esnasında görülen uçandairelere verilen isimden feyz alarak. ilgi alanlarına "ufolar" yazmanın çok bayağı olacağını, foo fighters yazarak konuyla gerçekten ilgili olanları çekebileceğimi falan düşündüm herhal. şansıma sıçayım ki o da müzik grubu çıktı, incubus ile yaşadıklarımı tekrar tecrübe etme imkanı buldum. taşak malzemesi olmaktan bir kez daha kurtulamamıştım. okulda yeterince çekiyorum bari burda yapmayın lan, dedimse de olmadı, olamadı bir türlü.

    şimdi dönüp geriye baktığımdaysa sayesinde artık neredeyse taptığım evil dead diye bir film serisinden, foo fighters ve incubus isminde iki muazzam müzik grubundan haberdar olduğumu görüyorum. ve hala kullanıyorum bu programı, listemde çoktan yitip gitmiş ve asla online olmayan ortaokul arkadaşları ile beraber - onlar ki zamanında info kısımlarını @, é, $ karakterlerini kullanarak yazdıkları cümlelerle şahlandırmış.

    bana gelince, eskisi kadar kitap okumuyorum ama paranormal konular hala ilgimi çekiyor ve şu sıralar dizimag'da nemli gözlerle eski pokemon bölümlerini izliyorum. icq'yu da bu sebepten çıkartamıyorum belki hayatımdan.

    ilk göz ağrım, canım.
  • bu program yüzünden ömrümden seneler gitti.

    yıllar evvel kullandığım çok şahane bir icq numaram ve o listede yıllardır konuşmadığım dizi dizi arkadaşım vardı. bir gün, allah cezamı vermesin, tekrar o account ile girmeye çalışayım dedim.

    bunu diyeli yaklaşık 3 sene oldu, hala online olabilmiş değilim. ne şifremi hatırlıyorum, ne de o zamanlar kullandığım mail adresini. bok var gibi de saklamışım. aradım, günlerce gecelerce icq hesabı nasıl hacklenir diye aradım, bilgisayarıma virüsler bulaştı saçma sapan yerlere üye olmak zorunda kaldım. hackleyeceğim de kendi accountum. iki üç ayda bir dalgalar halinde buhran geliyor tekrar saldırıyorum forgot password'e, her seferinde öncekini unutup yeni icq indiriyorum, doldu bilgisayar 10 tane icq sürümüyle. istemiyorum artık internet, bilgisayar görmek. bırakacağım mesleğimi de, daha diploma alamadan bilgisayarlardan tiksindim, papatya görünce üstüne basar, koparır oldum. ispat edemiyorum benim ben olduğumu icq'ya, neyleyim, kendimi dağlara çöllere mi vurayım? alın canımı alın, bitsin bu çile, ömrümü yedin icq!

    yıllar sonra: daha dün yine denedim lan. vazgeçemeyeceğim galiba hiç.

    yıllar yıllar sonra: iki sene önce support ile konuşup, kavga edip yine şifre alamamıştım. iki gün önce bir kez daha dellendim. bu sefer çok daha kibar (yaş ilerledikçe insan sakinliyor tabii) ve alttan alarak, en son 13 yaşımda kullandığımı söyleyerek rica ettim. eski aldığım hesap numaralarını hatırlamıştım. arkadaş listemde bunlar var yazdım. yazdım da yazdım. nihayet ikna oldular. 04 mart 2016 tarihi itibariyle, neredeyse 10 sene ardından, nihayet bir obsesyonun üstünü kapıyorum. hesabımı aldım. şimdi tek tek o günlerden kalmış arkadaş listesine girip, about sayfalarını okuyorum. "siktir lan yaşlanıyoruz" şenlikleri başlasın.

    o değil de, about sayfası şöyle olan insanlar var listede:

    "belki de bazı şeyler söylenmemiş bırakılmalıdır..
    kendini sen öldürdün.. lütfen..
    nasıl yaparsın
    bir insanı?
    nasıl bozarsın?
    ve eğer zaten kilden yapılmışsa
    nasıl yıkarsın?"

    bu şimdi 30 küsür yaşında kazık kadar insan heheh. "caz cadı" kim acaba. isimlere bak allah kahretsin.
  • az önce neredeyse 15 yıl önceki hesabım ile giriş yaptım. ağlayacaktım lan! listedekiler duruyor öyle. en son kim ne zaman online oldu acaba? terk edilmiş binada kalmış gibi yalnız hissettim kendimi.
152 entry daha
hesabın var mı? giriş yap