• gerçekten inanılmaz zeki bir hayvan. bu arkadaşlardan biri her sabah benim balkona gelir uyanmamı bekler. alarm çalar. kalkarım. içeriden biraz peynir getirir balkona bırakırım. bu aralar tatilde olduğum için haliyle alarm kapalı ve geç uyanıyorum. tabi bizim arkadaş yine geliyor her sabah ve bekliyor. bugun çok acıkmış olacakki baktım benim alarmın tonlamasıyla ötüyor. bildiğin alarmı taklit ediyor kadkskksksks önceki hayatında kayserili tüccar mıydın olm bu nasıl adam kandırma yöntemi lan ajdjjdjdkdks

    edit: şu durumun aynısı ahahahha gerçekten efsane hayvanlar bunlar https://www.instagram.com/p/czrler5liqp/
  • bir senedir yeni bir bitch martı vakasının eşiğinde olduğum hayvandır. ilk başlarda balkonda olduğumda uzaktan uzaktan bana bakar, çok durmadan giderdi. ardından yaklaşmaya ve daha uzun kalmaya başladı. hatta balkona çıkmadığım günler penceremi de ziyaret etti. derken bir gün dibime kadar geldi ama ben onu farkedip aniden kafamı çevirince korkup direğe kondu. ben de kabuklu fıstık attım. o günden sonra balkondaki sandalyeye bırakılmış bir adet kedi maması bulmaya başladım. gece de amma rüzgar varmış diye düşünüp kedilere geri attım ama bir süre sonra havalar düzeldi mamalar kesilmedi. bazen başka yemekler hatta bir keresinde minik kırmızı çiçekler de geldi. geçen hafta köpek maması ve iki parça tavuk balkonda masanın üstüne örtüsü siper edilerek bırakılmıştı. herhalde istifledi dedim dokunmadım. baktım hala yememiş derken ağız dolusu makarna ile geldi. yarısını yedi, yarısını bana bıraktı. sonradan farkettim iki parça da balık bırakmış. bunları aşağıdaki kedilere attım ziyan olmasın diye. hemen yine balık ve kemik getirmiş koymuş. balığı da ben koymuştum hayvanlara ya neyse. fark ettim ki tükendikçe yeniliyor yemekleri. bir de yarısını yiyip yarısını bana bırakmasından anlıyorum ki bu karga beni sahiplenmiş. normal şartlar altında ben onu sahiplenmeli, o benim kargam olmalıyken yanlışlıkla o beni sahiplendi ve ben onun insanı oldum. işte böyle tatlı bir ilişki kurduk kendisiyle. umarım bunları geri atmama bozulmuyordur da aramız açılmaz

    debe editi: (bkz: rain reklamı kaldırılsın)
  • bugün yaşadığım dumurla, çocukken nicesini omzumda beslememe ve türlü zeka performanslarına şahit olmama rağmen tekrar bir vay be dememe sebep olan hayvan, hadise şu ki,

    şahsımın kedisi 5 adet çocuk doğurmuştur.ve fakat eski kocası siyah beyaz kocakafa kedi tarafından sürekli yaşadığı balkonda taciz edilmektedir.bu kedi hem çapkın, hem de damızlığın,coşkun'un önde gidenidir.onun yüzünden mahallede yeni doğan kedibebeklerin 5'inden 2'si mutlaka siyah beyaz ya da kocakafadır.paşa, genleriyle mahallenin kedi profiline imza atmaktadır.kızıma da dadanmıştır.zira kediler balkonda yaşamaktadır ve bu kocakafa aylardır gelip gelip "o sahibinize bi' söyleyin bak nası' oyuyorum sizi, zaten sen şu çocukları doğur gelip onları da
    rakı mezesi yapicam erkek kedi olarak nhihiihhoohha" şeklinde karanlık tehditler savurmakta ve yemekleri hapır hupur yiyip gitmektedir.iyi kalpli kedi kamil annesini ve yeni doğan kardeşlerini savunmaya, korumaya çalışmakta ama nihayetinde biraz safça ve dombili olduğu için bu çabalarında bir yere kadar başarılı olabilmektedir.ancak şahsım periyodik olarak kıllanıp balkona çıkarsa,kocakafa türlü kibar tekniklerle püskürtülmekte,ama hep karşı bahçeden beni gözlemektedir.bir gün balkona çıkılır, kocakafanın daha mesaisi başlamamıştır, karşı bahçeden bana bakmaktadır.ve fakat balkona yemek yemek için gelen bir kargayla karşılaşılır.
    kocakafa uyuz olduğu arkadaşını öğretmene şikayet eden ilkokul çocuğu edasıyla 'hah, o da çıktı balkona banene banene bana kızıosun,şimdi naapcan bakalım ona kız ona da kız' der gibi bana bakar ve ne yapacağımı merakla iyice bir gözlemle eylemine girişir.
    ben de kocakafayı uyuz etmek için;
    türkçe;
    -benim olayım senle olm, onla değil ki...
    diye karşı bahçeye seslenip, iyice ifrit olsun diye de ,
    kargaya dönüp;
    -naber len karga?
    derim, böylelikle kocakafanın uyuz olduğu sınıf arkadaşına hileyle yıldızlı pekiyi veririm, torpil yaparım.
    karga bana 'noolsun,gelmedi daha bahar' der gibi efendi efendi gerdan kırar ve uçup gider.
    bunu gören kocakafa çok pis uyuz olur.
    ben de iyice işkillendirmek için kargaya yemek atarım...kargayla kanka oluruz, ertesi gün gelir,iki arkadaşıyla ağaçta durur 'abla bak biz üç kişiyiz' der karga, iyice yakınlaşırız..gak guk bağırır ara sıra,evin önünden geçerken sinyal yapar, yakiinim oluverir.

    ve bugünse ben evde yokken yaptığı kıyağı öğrenirim;
    anne ve baba kimseleri evde oturmaktayken,
    birden karga çığlık çığlığa pencerede bağırmaya başlar,
    balkona koşarlar ve kocakafanın bebeklerden birini ağzında götürmeye çalıştığını görürler..eleman çıkıp çocukları zırt pırt kontrol ettiğimi görmüş ve onların benim için önemli olduğunu anlamış, dost olduğumuz için de tehlikeyi haber vermiştir.
    eve gelirim, olay bana anlatılır,dumur olurum....yeni arkadaşımı ekmeğe boğarım...gak guk teşekkürler etmeye çalışırım..

    hani yuvasını bozanı peşine takılıp deliye çevirir, yardım edeni de etraftan aşırdığı parlak nesnelerle ödüllendirir...bu tip hikayesini çok duymuştum ama yaşamak ayrı bir zevk,ayrı bir dumur imiş.ve sadece zeki değil aynı zamanda da bilge ve karakterli hayvanlar imiş bu kargalar...
  • ceviz ve midye gibi kabuğun içinde gizlenmiş besinlere ulaşımla ilgili nesiller öncesinden çözdükleri işi ilerletmeye, hatta mevzunun boyutlarını epeyce değiştirmeye başlayan kanatlı arkadaşlar..

    buldukları her sert şeyi gagalarıyla tutup yükselip sert zeminlere atarak açabileceklerini ve bunların içinden de mutlaka yiyecek bir şeyler çıkacağını zannetmeye başlamışlar.. iyi güzel de söz konusu nesneler avuç büyüklüğünde taş parçalarıysa sokak arasında bombardımana dönüşüyor iş.. hafta sonu bostancı'da denk geldim.. arabalara, ağaçlara, kaldırımlara her yere düşürüyorlar taşı.. yarı oyun, yarı beslenme çabası gibi görünüyordu yaptıkları..

    her attıktan sonra da inip açılmış mı diye taşı didikliyor, kontrol ediyorlar.. dışarıdan bakan bir göze gayet aptalca görünen bu davranışı kabile düzeyinde yaygınlaştırıp bir de bunun düşmana zarar vermek için kullanılabileceğini fark ederlerse (ki söz konusu kargaysa pek uzun süreceğini sanmam) yandığımızın resmidir..
  • her şey aslında bir gün balkon demirinde 50 kuruş bulmamla başladı. mis gibi 50 kuruş. sağa baktım, sola baktım, 50 kuruşu cepleyip hemen pencere içinde duran kabuklu cevizden bir tane koydum yerine. aklımca ben bu zevzeklerle arkadaş olacağım, ilk yatırım maliyeti evet biraz fazla, yani her 50 kuruşa ceviz vereceksek ohoo işimiz var. ama aklımda başka senaryolar dönüyor, ben alıştıracağım, bu bulup getirecek, çalıp çırpacak, veyis'im olacak, adıma tahsilat yapacak ben de ceviz atacağım önüne, altınlar, mücevherler ohh...
    tabii ki öyle olmadı. cevizi bile uzun süre alan olmadı. gel zaman git zaman, nereden aklıma düştüyse, balkonda saksağan görünce başladı galiba, üç beş fıstık, bir iki ceviz falan, gelen giden hoş sohbet olmaya başladı, derken bunlar gerçekten benim aklımı aldı. buğdayını, yulafını eksik etmiyorum, öğleden sonra fıstıklarını veriyorum, boş saksıya su koyuyorum içiyorlar falan, balkon önünde fotoğraf makinesi, yakaladığımı da çekiyorum. balkon müdavimleri arasında başlıklı kargalar, küçük kargalar, saksağanlar, bir grup çok gürültücü serçe ve son olarak iki adet kumru var. hayatımın ilk 35 yılında hiç kafa yormadığım kuş denen hayvan sınıfının delisi oldum çıktım.
    son bir ay çok civcivli ve yoğundu, şimdi kendime hafta sonu izni verdim. az önce bir kuş forumuna kaydoldum. bir sürü karga anlatıyorlar, kuşlardan bahsediyorlar, çatır çatır fotoğraf yüklüyorlar, güzel güzel mesajlar yazıyorlar birbirlerine, bir tane mi ukala adam olmaz? hazine buldum lan işte buldum, benim hazinem buymuş. kargadan ceviz karşılığı çalıntı mücevher beklerken önüme başka dünya açtı. let's go!
  • son yapılan araştırmalar, beyin/vücut oranlarının primatlar ile neredeyse aynı olduğunu gösteriyor.
    washington üniversitesi havacılık koruma laboratuarı’ndan profesör john marzluff'a göre, bir karga aslında uçan bir maymun..
    yüz tanıyabilyorlar.
    marzluff'un ekibinin yaptığı bir deneyde, seattle kentinin farklı bölgelerinden, bir tuzak aracılığıyla 15 karga yakalanmış. kafeslere konulan bu kargalar yüzlerine maske takan araştırmacılar tarafından korkutulmuş. sonra bu kargalar işaretlenerek tekrar doğaya salınmış.
    salınan kargaların, maskeli araştırma görevlisine karşı agresif davranışlar göstermeye başladıkları gözlemlenmiş. maskeli görevli ne zaman sokak aralarında dolaşmaya çıksa, kargalar tarafından tacize uğramış ve kargaların saldırısına maruz kalmış. görevli bir süre sonra farklı maskeler takıp sokak aralarında dolaşmaya çıkınca kargalardan herhangi bir tepki gözlenmemiş.

    yan yana bulunan ve sizi izleyen kargalar muhtemelen sizin hakkınızda konuşuyorlardır.
    marzluff'un yaptığı çalışmaya dahil olmayan diğer kargalar, araştırma görevlisiyle aralarında hiçbir sorun bulunmamasına rağmen, sadece diğer kargaların yönlendirilmesi ile görevlileri gagalamaya başlamış ve taciz etmiş.
    inanılmaz organize ve ekip ruhuna sahipler. araştırmalar, olası bir dile sahip olduklarını gösteriyor.

    kargaların zekasına dair bir başka çalışma ontario chatham'dan geldi. yaklaşık yarım milyon karga, her yıl göç yolu üzerindeki chatham' daki tarım alanlarını tahrip etmekteydi.
    kasabanın belediye başkanı kargalara karşı savaş ilan edip onları avlamaya başladı. sonraki yıllarda kargalar chatham'ı pas geçip artık vurulmayacak yükseklikte uçmaya başladılar.

    primatlar gibi sorun çözüyorlar. çözüme yönelik alet -araç oluşturup kullanabiliyorlar.
    yeni duruma uyum sağlayıp, bizden öğreniyorlar. analoji de dahil soyut konuları algılayabilmekteler.
    ed wasserman ve ekibi, kargaları aynı renk, aynı şekil ve aynı sayıda olan nesneleri eşleştirmeleri doğrultusunda eğittiler. kargalar başarılı oldu.

    özetlersek;
    bilim insanlarına göre, kargalar primat zekasına sahip hayvanlardır.
    kuzgunlar ve primat ailesinden olmayıp alet yapabilen tek türdür.
    soyut akıl yürütme, karmaşık problem çözme ve grupça karar verme becerisine sahiptir.
    kin tutma, yas tutma, aynada kendini tanıma, objeleri saklama gibi eski memelilere özgü olduğu düşünülen davranışlar sergilerler.
    ispatı, balkona bıraktığımız fıstıkları birbirlerinden saklayan bizim kargalardır. başka yerlerden getirdikleri çer çöpü de yine özenle çiçeklerin arasına bırakıyorlar. hediye olduğunu bile düşünüyorum, daha doğrusu bir çeşit teşekkür.
    karga deyip geçmeyin..
  • zeki hayvanlar olduklarını biliyordum. şişenin içindeki yarım suya ulaşabilmek için içine taş doldurup suyu yükseltmeye çalıştıklarını, işte nebliyim cevizi kırmak için havadan yere attıklarını falan hep biliyordum ama hiç canlı canlı denk gelmemiştim böyle şeyler yaptıklarına..

    dün sahilde dolaşırken yerde içi dolu baharatlı doritos pakedi, yanında da iki üç tane karga gördüm. uslu uslu cips yiyorlar. "ehehe" diyip geçtim yanlarından. dolaşmaya devam ederken bu deminki kargalardan birine tekrar denk geldim. birkaç tane cipsi almış çimin kenarındaki ufak su birikintisine sırayla bandırıp bandırıp yiyor. bildiğin cipsi ağzına alıyor, suya dört beş kez aynı bizim çaya bisküvi bandırmamız bandırıyor, yumuşatıp öyle yiyor. yuh!

    cipsin çıtır halini beğenmeyip su birikintisi arayan ve dur şunları suda yumuşatayım da öyle yiyim diyen karga mı olur lan. bunu nasıl düşündün, nasıl planladın abi.. bunlar az daha büyük olsalar araba da sürerler ha.
  • diğer kuşlara nazaran gerçekten çok daha zekidirler. geçen hafta gözlemlediğim bir olay ile destekleyeyim bu kanıyı: birisi yere patates kızartması düşürmüş, baya da bi yayılmış etrafa, 8-10 parça var. güvercinin teki (şimdi karşılaştırdığım kuş da güvercin ha. hayvanın bakışından, siz yürürken size ters ters bakıp sizden hızlı gitmeye çalışmasından süzme salak olduğu belli) bir adet kızartmayla uğraşıyor. gagalıyor, ufacık bir parça koparken kızartma havalanıp ileriye düşüyor, bizimki peşinden gidip bi daha gagalıyor, kızartma bir daha uçuyor..falan. abartmıyorum, 4-5 metre gitti bu tek bir kızartmanın peşinden. o sırada bir karga geldi, teker teker 5-6 kızartmayı ağzına muntazam bir şekilde paralel olarak dizdi ve uçtu gitti. bizim kuş kafalının karganın arkasından bakışını kesinlikle unutamam: "yaw ne güzel yaptı yaw.hey allahım.walla beele beele topladı.nerde benimki, hah orda! uçmayayım da yürüyeyim oraya kadar ben.."
  • şahsi kanaatime göre evrim konusunda primatlardan çok daha başarılı olan yaratık. bir kere neredeyse aynı zeka seviyesine sahip, iki uçuyor. zaten ikinci her şeye yeter bence konu kapanmıştır ahşkş. sözlükte olumsuz yorumlar var, vahşi, acımasız vs. oldukları konusunda. yani yediğimiz hayvanın kemiğini kopararak dilek tutan bir yaratığız. kedilere olan sevginizi anlıyorum, benim kadar seven çok azdır. kargaların kedilere karşı oldukça acımasız olduğuna da bizzat şahit oldum. ama kediler de başka yaratıklara karşı merhamet timsali değiller. yani doğayı olduğu gibi algılayıp kabul etmeniz lazım. gayet zeki, güzel ve sosyal; hayran olunası bir yaratık. başımızın üstünde ayrı bir toplum var neredeyse.
  • çöpden bulduğu et ve kemik parçalarını, yanan sokak lambasının ampulünün üst kısmına gelen metal yerinde, arkalı önlü çevirmek suretiyle ısıtıp yediğine bizzat şahit olduğum, aşiret şeklinde yaşayan, süper zeki, en az 100 yıllık ömürleri olan kuş.
hesabın var mı? giriş yap