• bu olayla ilgili yazıp çizen çok gerizekalı var, çoğu da o zırvaları yazarken şu resmi kullanıyor:

    görsel

    bu resimde atatürk frak giyiyor.

    temelde frak redingotla aynıdır, frak redingotun resmi tören, davet vs giyilen hali denilebilir.. ismi riding coat tan gelir yani binici ceketi. arkadaki yırtmaç ata binince kolaylık olması amaçlıdır. frak aynı yırtmaçlı tasarımın, siyah parlak kumaşlı tören, davet vs. hali denilebilir.

    redingot ve jaketatay zaten osmanlı'da tanzimattan sonra memurlara zorunlu olan bir kıyafetti ama kültürel olarak zamanla ufak bazı değişikliklere uğramış ve istanbulin denilen kıyafete dönüşmüştü. memurlar ve hatta padişahlar bunları zaten giyiyordu.

    görsel

    görsel

    arada tek fark var bizde bu kıyafet fes ile yabancılarda silindir şapka ile tamamlanıyordu. dünya genelinde monarşiden demokrasiye geçen ülkeler bu geçiş sürecinde devlet kademesinde olanlar pelerin, taç, nişan vs yerine aristokrasiyi anımsatacak bir simge olarak frak ve silindir şapka seçilmiş gibiydi. (ingiliz vb ülkelerde politikada zaten lord, dük vs hala var) yani zamanında nasıl osmanlı redingot vs ile zamana uymuş ve bu kıyafetleri giyip zorunlu hale getirmişse, atatürk'te cumhuriet sonrası bundan hiç farklı birşey yapmadı. sayesinde festen kurtulduk.

    gelelim 'yahudi kıyafet, şapkası' meselesine... ciddi ciddi bunları yazan ve bu ve benzer resim vs kullanan var.

    görsel

    bunun gibi resimlerlerle tarih boyunca şekilenen ceket, pantolon ve şapkalar için yahudi kıyafeti diyor mallar... he yahudi şapkası diye bir şey var tabi ama latince adı bile boynuzlu takke:

    https://en.wikipedia.org/wiki/jewish_hat

    özellikle hasidik yahudilerin giydiği siyah takım elbise ve şapkaların kaynağı din değil zamanında yaşadıkları ülkeler ve olaylardır. zaman içinde tunik, şapka, kipa vs takım elbise, şapkaya dönüşmüş ve tarikatlar içinde kendince semboller ifade etmeye başlamış. mesela çok komik bir şapka olan shtreimel zamanında küçümsemek için kuyruklu şapkalar takmaya zorlanan yahudilerin bunu bir nevi taç haline getirmesinden çıktığı söyleniyor. şimdi çok pahalı kürklerden yapılan bu şapka ve frak benzeri siyah takımlarda şu an cemaat içinde dini açıdan bir simge sayılıyor. kipa yerine çeşitli modellerde şapka takıyorlar vs...

    bu olayların çıktığı zamanlarda 17-18. yüzyıl ha, 200 yıllık falan. işte bazı malların yahudi bilmemnesi dediği olay bu.

    işin esas komik tarafı yahudilerin osmanlı zamanında fes giymesi, onlar daha çok tarboush diyor hatta kashket diye bir şapkaları da var.

    https://en.wikipedia.org/wiki/kashket

    yani bizim köylü dayıların giydiği kasketler esasında parlak silidir şapkadan daha yahudi şapkası...

    nasıl iyi mi böyle?
  • günümüzde de uygulanması gerektiğini düşündüğüm devrim. kısa vadede insanları zorluyor gibi görünsek de çağdaş ve modern bir ülkede kadını aşağılayıcı kıyafet giyilemez. uzun vadede kadınları daha özgür düşünmeye yol açacak ve özgürleştirecektir.
  • 1934 yılında kanunlaştırarak, ne giyeceğimizi araplara sormayı bıraktığımız devrim!

    (bkz: suudilerin gs-fb maçı için atatürk yasağı)
  • kılık kıyafet devrimi o günün şartlarının getirdiği bir değişimdir. fes, kalpak birer simge haline geldiği için -ki bu biraz günümüzde bez parçası olan türbanın metafor haline getirilmesine benzer-, o günün şartlarıda bunu getirmiştir. "zorla kabul ettirmek" ile alakası yoktur. ayrıca fes ve kalpak folklorik giysimiz değildir, fesi araplar giyer, türk kültüründe yer almaz. osmanlılar zamanında islam dininin sonucunda arap kulturunun benimsenmesinden ileri gelmiştir.
  • osmanlı'nın son dönemleri, türklerle ilgili propanganda şu'dur avrupa'da ; türkler evrimini tamamlayamamış geri bir ırktır , evrim basamağının en altındadırlar.
    türk'ler medeniyetin yüz karasıdır. insanlığı türkler'den kurtarmak insan onuruna bir hizmettir vs. tarzı . söylemler mevcuttur.
    bu savlarının doğru olduğunu göstermek için ; türkler ne kadar uygarlıksız , ne kadar geri kalmış , ne kadar uygarlıktan nasibini almamış diye fes'le , kılık kıyafetiyle aşağılar , dalga geçerler.

    m.kemal atatürk'ün liderliğiyle büyük mücadelelerden sonra kurduğu , yönetim şekli cumhuriyet olan yeni devlette yaptığı devrimler rastgele değildir.

    bu kılık kıyafet devrimi de kendini beğenmiş emperyalistlere karşı , türk insanın da modern toplumla bir olduğunu aynı kılık kıyafetleri giydiğini şık bir şekilde taşıdığını göstermiş ve batılıların bu söylemlerle türkler'i aşağılamalarına , dalga geçmelerine son vermiştir.
  • yeteri kadar kelle alamamış devrim.

    arap elbiselerini anadolu coğrafyasına din, gelenek diye yutturanlara az biledir.
  • sanıyorum ki sadece avrupa'ya benzemek için değil aynı zamanda milliyetçiliği güçlendirmek, bir ulus yaratmak için yapılmıştır. 19. yy sonlarında osmanlı coğrafyasında çekilmiş insan fotoğraflarına bakın. bir sürü etnisitenin veya yörenin bambaşka farklı onlarca değişik kıyafeti var. bu kadar farklı insanlar ile bir ulus yaratılmaz. sanırım fransızlar'ın da benzer bir lafı vardı, bu kadar fazla peynir çeşidi olan bir halk yönetilemez gibilerinden.

    atatürk ziya gökalp'ten epey etkilenmiştir. ziya gökalp'in türkçülüğün esasları isimli eserinde gökalp milliyetçilik denilen soyut kavramın günlük yaşamdaki onlarca somut nesnenin (kılık kıyafet gibi, yemek tarzı gibi, müzik tarzı gibi) birleşiminden nasıl meydana geldiğini anlatır. bir türk ulusu yaratılacaksa (etnisitenin ötesinde bir olgu olarak) insanların günlük kaidelerini biraz tek tipleştirilmesi gerektiğini aşılar. yani mesele sadece batı medeniyetine yaklaşmak değil.
  • kılık kelimesiyle güçlendirilmiş kıyafet ile tamamlanan giysi revolüsyonu. eskiden kullanılan birçok şeyin, sadece kıyafet değil, -kılık bunu anlatıyor zaten, yaşam biçimi gibi-, devirilmesi.şekilsel -sembolik- bir devirim ama hayatımızın her noktasında kullandığımız kıyafetlerin şekilciliğimizle şekillenmesi de gözönünde bulundurunca çok çok anlamlı bir devirim.
    ayrıca * konuyla alakalı olarak (bkz: ye kürküm ye)
  • görüntüyü kurtarırsak batılı oluruz, medeniyetlerine dahil oluruz anlayışı ile yapılan değişiklikler.

    cumhuriyet gazetesinde 1 eylül 1925'de yayımlanan bir yazıdaki ifadeyle,

    'kırmızı fesi atarak yerine şapkayı geçirmek, medeniyet dünyasında dönerek, 'efediler, türk yeni bir alemdir. bu alemin sizlerden hiç bir farkı yoktur...
    türk de sizin gibi insandır, sizin gibi bu medeniyet faziletlerinden istifade etmek ister, yaşamak, mesut olmak hakkıdır' demek(ti).

    bu amaç için şeklin ne önemi var diyenlere karşı,

    'dünyaya kafanızın değiştiğini isbat için onun içini açıp göstermek ne kadar kabil değilse, dışını göstermek o kadar kolaydır' deniliyordu.

    nuray mert: kemalizm, iletişim yayınları.
hesabın var mı? giriş yap