• ramazan ayı boyunca şehir içindeki tüm otobüs duraklarında, iftar vaktini otobüste geçirecekler için yolluk dağıtma standları kurmuş belediye. her 5 dakikada 1 duran otobüsün içine bir görevli biniyor, tüm yolculara içinde su, kek ve hurma olan bir poşet veriyor, arka kapıdan iniyor. ne ince.. keşke çok önem verdiğiniz vatandaşınızın gönlünü her konuda hoş tutsanız, her konuda düzgün, dürüst hizmeti ibadet olarak belirleseniz..iş dine gelince incelikten kırılıyorsunuz..
  • son iki yıldır hiç bi iş yapmayan veya yapamayan belediyedir. borç batağında söylentileri bu iş yapamamazlık nedeniyle doğruymuş algısına doğru kaymakta.
    bugüne kadar yapılanları takdir ederek başlayayım sözlerime. yiğidi öldür hakkını yeme hesabı.
    nispeten zengin, nispeten kültür seviyesi iyi durumdaki bir şehirde belli başlı bazı hizmetlerin hala daha aksıyor veya hiç olmaması kabul edilebilir bişey değil.
    şimdi başlarsak; seka park görüntü itibariyle ne kadar muazzam gibi görünse de işlev olarak sınıfta kalmış, bu haliyle atıl bir yatırıma dönüşmüştür. insanlar tarafından hınca hınç doldurulacağı varsayılıyordu fakat tenha kalmaktan öteye gidemedi. çünkü insanları oraya çekecek maalesef hiç birşey yapılmadı. şöyle iyisinden bir hayvanat bahçesi, paintball sahası, carting pisti, çocuklar için trafik parkı ve bunun gibi eğitsel parklar, aquapark, modern bir yüzme havuzu gibi insanları özellikle seka parka itecek şeyler yapılmadıkça yakın zamanda köhne bir yer olmaktan öteye de gidemeyecek.
    gelelim yılların meşhur kocaeli fuarına. eskiden gerçekten fuardı. ben çocukken bugün var olan tüm eğlence aletleri o gün de vardı. aradan yirmi yıl geçti herşey değişti ama fuarın içindeki o aletlerde hiç bi ilerleme yok. eskiden civar illerden gelinirdi fuara sırf lunaparkı için ama bugün gelen yok, hadi yanlışlıkla geldi o da küfür ede ede gidiyor. lunaparkın bugünkü hali sıradan göt kadar bi yazlık kasabadaki lunaparktan hallice hepsi o kadar. getir adam gibi yeni, modern, insanlar için heyecan verici aletler, yanında çocuklar ve tiryakileri için dursun klasik aletler. insan geldi mi değdi diyebilsin. ama sen de haklısın tabi. fuarda adım atacak yer kalmadı ki. yavaş yavaş, ince ince fuarın dört bir yanı garip gurup binalarla kaplandı. yahu fuar alanı diye reklamını yaptığın bir yerde bu kadar çok bina olur mu ?. kocaeli sanayi odası , kocaeli ticaret odası, ukome, çocuk şube, garip gurup dernekler, kocaelispor kulüp binası, ve en felaketi sedaş binası. yahu orası sosyo kültürel alan mı resmi kurumlar caddesi mi ? fuar bu binalardan öyle bir hale geldi ki, oraya stres atmaya giden insanlar var olan binaların kasvetinden daha beter olmaktalar. yahu şuraya bi çeki düzen ver. lunaparktan bozma bir yer değil gerçek bir lunapark kur, o düğün salonu ve barların adam gibi bi düzene koy, o gölü bok götüren bi su birikintisi olmaktan çıkar, üzerinde etkinlik yapılabilen bi yer haline getir. adam gibi bi konser alanı yap, adam gibi bi otopark yap. içeride leyla atakan kültür merkezi dışında hiç bi bina bırakma. burayı da komek merkezi yapabilirsin mesela, hem burada kurs görürler böylece kışları da bi hareketlilik olu, ayrıca açarsın bi de sergi salonu, sergilerler orada el emeği göz nurlarını. bunun dışında eğer bir binalık daha yer kalırsa en mantıklı olanı düzgün bir planla yapılacak olan dernekler binasıdır. verirsiniz bu binadan derneklere birer ofis, ortak kullanıma açık bir kongre ve sergi sarayını, onlar hem günlük rutin illeriyle fuardaki hareketliliğe katkı sağlarlar hem de her bir dernek ve özellikle de memleket dernekleri ( rizeliler, trabzonlular, sivaslılar, malatyalılar gibi ) yılın belirli günlerinde kendi memleket günlerini yaparak fuarı adam gibi bir yer haline getirirler.
    benim gibi sıradan bir adamın bile aklına bu kadar çok şey gelirken o belediye binasında hiç kimsenin aklına gelmemesi inanılacak gibi değil.
    yazık yazık hem de çok yazık. bundan 10-15 sene önce yeniliklerin, modernliğin ilklerini yaşıyordu bu şehir, bugün ise göz göre göre etrafındaki şehirlerin gerisinde kaldığına şahit olmakta.
  • vatandaşla dalga geçiyor sanırım.

    http://i.imgur.com/edz0u.jpg?2
  • nesi duzgun ki otobus saatleri duzgun olsun dedigim belediye. ama kabul etmek lazim kotu hizmetlerinin en kotusu ulasim.

    simdi bir de izmit’i fatma hurriyet aldi diye iyice ellerini eteklerini cektiler sehir merkezinden guya fatma hurriyete gucluk cikartiyorlar ama halbuki halk magdur oluyor.
  • sırf chpli olduğu için izmit belediyesiyle kasten geçinmeyen, geçinmek istemeyen belediyedir.

    halkın huzur ve refahı önemli değil çünkü.
  • büyükşehir olma vasfını ulaşım sorunlarında gösteremeyen belediyedir. büyükşehir belediyesine bağlı ilçelere belediye otobüsü koymaktan aciz belediyedir. göstermelik olarak koyulan ve sadece umuttepeye yolcu taşıyan otobüsler hariç. gerekçe olarak ilçelerdeki mevcut otobüs kooperatiflerini öne sürmekteler. türkiyedeki hangi büyükşehir belediyesine bakarsanız bakın, büyükşehir sınırları içindeki yolculuklar maksimum 2,5 - 3 tl'dir. amma kocaeli için bu mesela karamürsel-izmit arasında 4,5 tl gibi fahiş bir fiyattır. madem belediye otobüsü koyamıyorsun bari fiyatı makul bir seviyede belirle ama yok. kişi başına en zengin ilin sakini olmayı böyle bir fiyata ses çıkarmamak için haklı sebep olarak görmekteler anlaşılan.
    deniz ulaşımındaki aksaklıklara gelince; deniz otobüsü ve vapur saatleri ne çalışma saatleri ile ne de aktarma yapılacak olan tren saatleri ile uyumlu değildir. fiyat olarak biraz düşüktür amma yeterli değildir. süre bakımından da bir cazibesi yoktur. karamürselden izmit karayolu ile 55 dakika sürerken trafiğin oladığı deniz yoluyla 50 dakika sürmektedir. tüm bunlar birleşince halk ta saatleri uygun olmayan deniz ulaşımı yerine kara yolunu tercih ediyor, bir körfez etrafına yerleşmiş şehrin deniz ulaşımı da zarar ediyor.
    bizler büyükşehire geçerek nasıl ki artık su paralarımızı büyükşehire ödemek, imar kanunlarında büyükşehire tabi olmak zorunda kalmışsak, büyükşehirin nimetlerinden de yararlanmak istiyoruz. çok mudur istediğimiz, hayır, hakkımız mıdır, sonuna kadar evet. lütfen biraz ciddiyet, görev ahlakı ve o unutulmaya yüz tutan halktan yana olma duygusu..
  • itfaiye daire başkanlığı bir gönüllü itfaiye müfrezesine sıfır araç vererek türkiye'de bir ilke imza atmış.
    (bkz: #63120940)
  • tüm ilköğretim öğrencilerine notebook bilgisayar dağıtan belediyedir. okulların yeterli altyapıları var mı yok mu bilip bilmeden dağıtılan bu bilgisayarlar eğitimden çok çocukların oyun oynaması için verilmiş gibi bir duruma düşmekte. keşke okul imkanlarının iyileştirilmesi için de çalışmalar yapsa dedirtiyor insana. böylece bi dünya para da boşa gitmez.

    ayrıca binlerce öğrenciye verilen bilgisayarın hesabı sorulmazken öğretmenlere verilen bilgisayarlar okula zimmetleniyor ve kişisel bilgisayar olması engelleniyor. hayır öğretmenin 300 tl'lik bilgisayara tenezzül edeceğinden değil ama yapılan muamele hayli küçük düşürücü. ihtiyacı olan öğretmenler de olabilir. bu memlekette öğretmenlerin hali malum. kaldı ki şu uygulamayla o insanlar daha da rencide ediliyor diye düşünüyorum. binlerce bilgisayarı çoluk çocuğa emanet et, vursun, kırsın sorgulama. ama öğretmene gelince hayır. o kullanamaz. okula zimmetlenecek. ne kadar çirkin yahu!
  • en borçlu belediye olmasına rağmen bir kuran kursu için 540 bin lira harcayan belediyedir.
hesabın var mı? giriş yap