*

  • kapak resmini bedri baykam'in yaptigi kursat basar romani.
  • kursat basarin "sen olsaydin yapmazdin biliyorum" adli kitabindan once cikardigi kitabi.
  • "o gece kocaman, boş bir meydandan geçtim, o geceden sonra kocaman, boş bir meydan kaldı içimde..."
  • oysa ne çok bekleyen var. bekleyenlerle yaşanacak hiçbir şey kalmadığını hissediyorum. sanırım, bildiğim, tek başıma becerebildiğim pek az şeyden birini yapacağım: yolculuk, hiçbir yere doğru.........
  • zamanın etkileri üzerine o hep tekrarladığımız gerçeği bir kere daha yüzümüze çarpan kitap.
    "zaman bizi sertleştiriyor, eski, çocuksu heyecanlarımız, ilk karşılaşma anlarının yarattığı o gizlenmez sevinç yerini kuşkulara, hep aynı olanla çarpışmanın bıkkınlığına, yaşamın geçip giden hızına asla yetişemeyeceğimizi anlamanın verdiği bulantıya, acımasız bir kendini yok edişe, sonsuz bir gizlenmeye, içe kapanmaya dönüşüyor."
  • "yeni yıla çok az kala iri bir hindistancevizi parçasını dilimin altına yerleştiriyorum, yutmuyorum, herkes zıplarken, şampanyayla ıslanmış hindistancevizini ağzımda tutuyorum -hiç yutkunmuyorum- kekremsi bir tatla giriyorum yeni yıla. yüksek ses, paketler, daha çok içen insanlar, öpüşme sesleri, rainydaywoman, yarı açık gözler, tarçınlı, çikolatalı soslar, senin tükürüğünün rengi.

    odama geçiyorum, kendi dokunulmaz alanıma, birkaç kitap karıştırıyorum, konuştuğumuz gibi uzaklara, sesler uzaklaşıyor, "nereye kayboldu gene?", "odasındadır" küçük bilgisayara seninadını, seninadını, seninadını, seninadını yazıyorum hiç aralık bırakmadan, bir düğmeye daha basıyorum, küçük ekranda ismi sağa, sola çekiyorum, donduruyorum, bu isim bilgisayarın belleğinde kalamaz, "kill" düğmesine basıyorum, "are you sure?" yazıyor ekranda, emin değilim, eminim, bir daha basıyorum, seninadın gidiyor."
  • ben ve arkadaşlarımı kürşat başar dini kurmaya teşvik etmiş şaheserin adıdır.

    müridi olduğumuz yüce kürşat başar efendimiz diğer yazar bozuntularından farklı olarak, herhangi bir sınırlandırmaya veya sınıflandırmaya bağlı kalmadan tüm kelime dağarcığını kitaba aktarmıştır. peki bu belli belirsizce serpiştirilen kelimelerden oluşan kitabı nasıl anlayacağız ?

    kitaptaki durum şu: bir sürü harfin arasında gizlenen kelimelerin seçildiği bulmaca türü vardır ya onun gibi. bir sürü anlamsız bütünlük oluşturan kelimelerin arasında bazı anahtar kelimeler var. kimi sayfada bir tane kimi sayfada birden fazla olacak şekilde. bu anahtar kelimeler aslında bir anlam bütünlüğü oluşturan cümleler hatta paragrafları bile oluşturuyor. ama mesele bu anahtar kelimeleri seçmek. çünkü herkes kendince seçtiği anahtar kelimelerle kendine uygun hikayayi çıkaracak. yani herkesin kendinden birşey bulduğu bir kitap olacak

    yine hayran oldum sana (bkz: kürşat başar)
  • --- spoiler ---
    "sana rastladığımda yer ayağımın altından kaymıştı. üstünde durduğumuz toprağın altında ne çok ölü olduğunu düşünüyordum hep. hiç silinmeyen ölüm görüntüleri, her şeyin ansızın kalbe ve mideye saplanan bir boğulmaya dönüşmesi, kendini kandıracak başka bir şey, hiçbir şey kalmadığını anlamak. o kayma sürüyor, senin yüzün, mekânın yitirildiği bu anda her yerden birden görünüyor ve çok hoş. ama o öyküdeki gibi seni başka yüzlere benzetmeye, başka anlamlar vermeye çalışmıyorum artık, her güzel ânı bir gün yazacağımı düşünmek istemiyorum."
    --- spoiler ---
  • kürşat başar üstadın eski sevgiliye yazdığı anmalığı.

    aşkının güzel naif tarafını içini açıp magazinselleştirmeden ortaya bırakıp, uzaklardaki, çok uzaklardaki sevgiliye iç dökerek, anıları sadece yalnız rakı masalarında yad etmeden, bir bilinmeze en dip köşelerinden gelecek şekilde duygularını harmanlayıp bir nefes gibi veren üstadın imrenilecek derecede güzel eseri.

    aşklar yaşanır ve biter. zamanın pençesinde anılar vardır artık. işte o anıları en güzel kutsama şekillerinden biridir bu kitap.
hesabın var mı? giriş yap