• dünyanın en sefil olayı. lan kalksanız olmaz, uyusanız uyanmışsınız bi' kere o hiç olmaz. mal gibi tavanı seyredersiniz, boyası falan dökülmüşse dökülen yerlerden şekiller üretirsiniz zihninizde... zor yani. evet.
  • tavanın neyden yapıldığı, ne renge boyandığı ve aydınlatma aracı kurulan hayallerde rol oynar.
  • başa gelebilecek en can sıkıcı olaylardan biridir bu, misafirlikte. kalksanız, nereye oturcaksınız, oturdunuz ne yapacaksınız? insan elini kolunu nereye koyacağını bilemiyor valla. e yatınca da bu ev kaça mal olmuşturdan, dikiş makinasının üstünde duran dantelin modeline kadar incelersiniz, geçmiş olsun.
  • can sıkıntısının en saf hali. hep böyle başlar bu işler zaten, bi kereden bir şey olmaz derken bir bakmışsın boş boş baktığın tavan dünyanın kendisi olmuş. önlem alınmalı.
  • kalkıp çay suyu koyulması gereken durum.
    çünkü genelde ev sahipleri de uyanmıştır ve sizin uykunuzu bölmek istemiyo olurlar. iki taraf da mal mal yatakta bekler.

    ben genelde "galkın lan amına goyduklarım" diyerek mutfağa yöneliyorum.
  • samimi olmadığım birinin evinde erken uyanıp, odada bulunan sikimsonik kişisel gelişim kitaplarından birini alıp yüz küsür sayfa okuyarak (ne kadar erken hesap et) kısmen dahil olduğum eylem. kitap bana inanırsan başarırsın derken ben daha işemeye gidemiyordum mına koym.
  • işte bunu yaşamamak için gece geç yatacaksınız ağalar. nasıl yaparsınız bilmiyorum ama, bir şekilde gece ev sahibinden geç yatacaksın.
  • maksimum üç dakika süren, götümü dönüp ev sahibi dürtene kadar uyumaya devam etmemle son bulan durum.
  • garip bir kısır döngüyü barındıran süreç. kalksan kalkılmaz, yatmak istesen uyku yok, öyle yorganın içinde esir oluyor insan. ciddi manada sabır gerektirir.
hesabın var mı? giriş yap