• her sabah evimin mis gibi kahve kokmasını sağlayan 34 liraya bulunabilecek cezve.

    sinbo'nun kahve öğütücüsü ile evinizde mükemmel kahveler yapabilirsiniz.
  • hayatıma girdiğinden bu yana tüm kahve içme alışkanlığımı değiştiren hededir.

    bilen bilir benim mutfakla aram iyi, kahveyle daha da iyidir. profesyonel olarak kahve içmeye 1998 yılında başladım (şaka değil). öğrencilik hayatı tabi işte o zamanlar sabahlara kadar ders çalışacak kafayı ancak suda eriyen kahvemsilerle yakalayabiliyorduk. bir de lükstü afedersiniz nescafe filan. pahalıydı, sürekli alınamazdı. türk kahvesi de acı gelirdi. o yıllarda başlayan granül kahve içme kariyerim on yıl idare etti beni, sonra ulan bu işte bir enayilik var starbucks açıldı ülkeye zaten dur bakayım daha iyi nasıl oluyor bu iş napıyo bu amerikanlar diye araştırmaya başlayınca aslında kahvenin suda eriyeni değil demleneni makbulmüş onu öğrendim.

    markalı markasız çeşitli cafelerde french presstir americanodur denemelere başladım, yok bu işte hala bir enayilik var. bari kendime bir filtre kahve makinesi edineyim biraz da çekirdek kültürüm gelişsin derken filtre kahve makinesi ile aşk yaşamaya başladım.

    sene 2013 oldu ben güzel kahve içiyorum diye seviniyorum kendi kendime... nah içiyorsun. potun ana vatanına gidince gördüm işin aslını, bir roma seyahatiyle hayatım değişti. airbnb üzerinden bir ablanın odasını kiralamışım, dere tepe düz gitmişim eve varmışım bıraktım bavulu iki lafın belini kıralım diye oturdum ablayla karşılıklı bir anda etrafı bir koku sardı, ulan diyorum ben tanıyorum bu kokuyu da sanki başka da bir şey oluyor evde, fokurtu sesi geliyor bir yerlerden... hah oldu dedi kalktı bir espresso fincanı koydu önüme ve bu zamazingodan kahve dökmeye başladı. "şimdi hoş geldin roma'ya" dedi. bakın ilk görüşte aşk diye bir şey var ve ben o alete aşık oldum.

    ana vatanında inceliklerini ilk ağızdan öğrendiğim bu aletten ilk züccaciye dükkanına dalıp aldım tabii hemen bir tane. yedek contaları filan aşırı hazırım vatanımda italyan kahvesi içeceğim diye... tatil bitti döndük yurda. olmuyor arkadaş, çekirdeği starbuckstan alıyorum moka pota göre çekin diyorum o ney diye bana bakıyor baristalar. tarif ettim bir iki kez, anlamadılar. dedim bileğine kuvvet madem sen bulacaksın yöntemini, çeşit çeşit çekirdekler denedim, türlü türlü çekimler yaptırdım... ilk bir sene böyle geçti. deneylerim sonucu hazırsanız bir moka pot ile en enfes kahve nasıl yapılır, madde madde açıklıyorum:

    - kahve çekimi: velev ki evinizde profesyonel çekirdek öğütücü yoksa (ki o aletler çok pahalı, anca bir arkadaşınız cafe kapatacak filan siz de artan mala el koyacaksınız, o şekilde girer eve) hemen şuradan kendi işinizi görecek bir çekirdek öğütücü almalısınız zira bu alette (aslında tüm aletlerde) en güzel kahvenin sırrı, taze çekilmiş kahvedir. https://www.homend.com.tr/…indgo-6001-kahve-ogutucu
    çekirdeğinizi türk kahvesi kadar ince olmayacak gibi çekmeniz gerek. okuduğu diğer entrylerde arkadaşlar mis gibi açıklamışlar çekim şeysini.

    - çekirdek seçimi: moka potta en iyi sonuç aldığım çekirdek: http://shop.meinl.com/…e-gourmet-auslese-beans.html olay tabii damak tadına göre değişmekle beraber, bu aroma gerek genel beğeni gerekse üstüne su ya da süt eklendiği zaman tadının verdiği haz bakımından benim için fevkaladenin fevkinde bir lezzettedir. ülkemizde bu ürün metro gross marketlerde bulunmakta.

    - çekirdek seçimi bonus: burası artık işin fantazisine giriyor ama kahve manyakları için level atlatacak bir bilgi paylaşıyorum, yaklaşın: https://www.deathwishcoffee.com/ bu marka dünyanın en sert kahvesi. amerika'da bir baristanın canına tak ediyor insanların "daha sert kahve yok mu sizde ya" demesi ve çalıştığı yerden ayrılarak bu markayı yaratıyor. detaylı hikayesi linkte var zaten, bakarsınız. ancak bilmeniz gereken en önemli nokta şu, içindeki kafein oranı çok çok çok yüksek olduğundan bundan günde 7 gramdan fazla tüketmemeniz öneriliyor. (yani bir shot espresso kadar) bendeniz ise moka potun haznesine doldurduğum çekilmiş kahvenin 3'te biri kadar bu çekirdekten ekliyorum. hem kahvem daha sert oluyor hem de lezzeti tarifsiz. markayı ne yazık ki yalnızca amerika'da bulabilirsiniz. ya da amazondan artık...

    - moka pot tüyosu 1: temizlerken asla ama asla sabun değmeyecek, baktınız içi çok karardı eski bir diş fırçasına karbonat döküp fırçalayın mis gibi olsun. (benim de pot markasında favorim elbette bialetti.) zaten kullandıkça güzelleşiyor şerefsizin verdiği lezzet. italyan ablamız bunu şöyle açıklamıştı: "pot kahveyi hatırlayacak, yıkayıp temizleyip çekirdeğini unutturma pota"

    - moka pot tüyosu 2: bana bu tüyoyu evinde kaldığım italyan abla verdi. o memlekette hamur işlerinin aşırı leziz olmasının sebebi, sularıymış. musluk suyu içiyor ve her yemekte bunu kullanıyorlar. bizim içtiğimiz suya nazaran farkı maden suyu olması. yani biraz baloncuklu gibi neredeyse. bu ablanın ailesinin yarısı başka memleketliymiş, kendisi de senenin yarısını o memlekette geçirirken kendi evindeki gibi kahve yapabilmek için soda ekliyormuş suya. evet yanlış duymadınız böyle bizim kızılay sodalarıyla italyan lezzetini yakalamak mümkün. su haznesine üçte bir oranında soda, üstüne su koyuyorsunuz. kahveyi bu sodalı suyla demliyorsunuz. sonra varsa bir hayır duanızı alırım.

    - moka pot tüyosu 3: kesinlikle kısık ateşte demleyin kahvenizi. azıcık daha beklersiniz ama o ağır ağır demlenmeyle ortaya çıkan aroma tam bir közde türk kahvesi keyfi veriyor.

    ve yeri gelmişken bir zayıflama - yağ yakımını hızlandırma tüyosu vereyim. kahvenizin içine bir çay kaşığı toz tarçın ekleyin, güzelce karıştırın üstüne sonra süt mü eklersiniz su mu eklersiniz artık keyfinize kalmış. hem kan şekerinizi kontrol eder hem de akşamüstü kaymaklı ekmek kadayıfı krizini önler. süt beni bozuyor ama sek kahve de dişlerimi kirletiyor. bu sebeple bardağıma bir damla laktozsuz süt koyarak (soya sütü de olur) dişte leke bırakma riskini minimuma indiriyorum. yine de üstüne su için tabii.

    - potta kalan atık kahveyi değerlendirme tüyosu: hanımlar müjde, yüzlerce lira verdiğiniz selülit ürünlerini unutun. moka potun artık kahvesini kurutun, içine doğal hindistan cevizi yağı (ama onu eritip koyacaksınız, benmari usulü eritmenizi tavsiye ederim) döküp karıştırın ve banyoda peeling olarak deneyin. vücutta biraz bekletip öyle durulayın. haftada 2 kez kullanırsanız bebek poposu garanti.

    ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim, çekirdek alıp kendiniz çekip tükettiğiniz kahvenin yani doğal, katkısı olmayan, taze kahvenin hiç yan etkisi yoktur. selülit yapan şey suda eriyen gıdaların tamamıdır. buna hazır çorba da dahil. doğal ürünlerin (tuz hariç) herhangi birisi suda erimez arkadaşlar. içmeyin onları.

    teşekkürler, afiyet olsun.
  • bir kahve makinesi almayı beceremediğim ve granül kahveden de ayrılmak istediğim için yollarımızın kesiştiği makinecik. şu anda hayatımda çok önemli yeri var. öğütülmüş kahvem bitince yoksunluk çekiyorum resmen. zihnimi, bedenimi dinlendiriyorum bunla kahve pişirirken, baya meditasyon gibi bir şey oldu. çıkardığı o fışırtı, kahvenin köpürmesi, anlayamazsınız.
  • moka kahvesi yapan aletin* adı.

    öncelikle isim karışıklıklarına değinmek istiyorum. kahve dünyasında kullanılan aletlerin birden çok ismi olabiliyor. bu da onlardan biri.

    (bkz: moka express/@ridefort)
    (bkz: stovetop coffee maker/@ridefort)
    (bkz: macchinetta/@ridefort)
    (bkz: moka makinesi/@ridefort)

    tarzında isimler ile anılıyor. aslında işi bulandıran daha çok yanlış konan isimler. içinde espresso geçen isimlere itibar etmeyiniz. hatta geçen bi sitede percolator olarak anıldığına bile şahit oldum. aman diyeyim, öyle bir şey yok.

    benim bu başlık altına yazmamın sebebine gelirsek bence moka pot ismi, yapılan işi ve aleti oldukça güzel anlatıyor. bunun yanında gözlemlediğim kadarıyla diğerlerine göre kullanılma oranı daha fazla olduğu için bu başlık altına yazmak istedim.

    isim çeşitliliğini açıkladık ama bi moka aşağı moka yukarı gidiyor. nedir bu moka? kısaca açıklamak gerekirse moka dediğimiz şey mocha kahve çekirdeğinden yapılan kahvenin adıdır. tabii zamanla moka kelimesi literatüre yoğun ve koyu bir kahve olarak geçmiştir. burada dikkatinizi çekmek isterim ki moka ve espresso birbirinden tamamen fark-lı-dır. sadece benzerlikleri, yüksek yoğunluğa ve koyuluğa sahip kahve çeşitleri oluşlarıdır.

    (bkz: moka/@ridefort)

    bu harika alet klasik görünümü, kolaylığı, ucuzluğu, lezzetli bir kahve ortaya çıkarması gibi sebeplerden dolayı çok sevilen ve kullanılan bir kahve yapma aleti. moka pot, tabiiki espressonun ana vatanı olan italya'dan çıkmıştır. güzel bir espresso yapmak için kullanılması gereken makineler oldukça pahalıydı.** bay bialetti ise bu işe kısmen çözüm getirecek olan moka potu tasarladı. ortaya çıkan ürün hem ucuz, hem kullanışlı, hem de tat olarak yoğun yani espressoya yakın bir tat oluşturduğu için çok sevildi. böylece yıllar içinde dünyanın dört bir yanına dağılarak popülerleşti.

    izninizle işin hikaye kısmını bitirip daha derinlere dalmak istiyorum.*

    aynı kullanımı gibi tasarımı da bir o kadar basit ve şahane. ayrıntılı incelendiğinde 10 parçası olsa da temel olarak 3 ana parçadan oluştuğunu söyleyebiliriz. alt bölme, kahve sepeti, üst bölme. kahve sepeti aynı zamanda öğütülmüş kahve çekirdeklerinin alt bölmeye dökülmemesi için delikli bir yapıya sahiptir, filtre görevi de görür. üst bölmenin de en alt kısmında yine filtre bulunur. yani kahve tam ortada, 2 filtre arasında bulunur.

    alt bölme yani su haznemiz kapalı bir sistemdir. ısı verildikçe içerideki basınç sürekli artar. gerekli basınca ulaştıktan sonra su yukarıya doğru hareket etmeye başlar. basınçlı su kahvenin içinden geçerek tepe noktaya ulaşıp üst bölmeye akmaya, birikmeye başlar. wikipedia'da bu olayı anlatan güzel bir gif buldum, olayı kavramaya yardımcı olacaktır.

    moka pot alırken cup sayısı kullanıcı için önemli. çünkü moka pot bu konuda özgür bırakmıyor. kullanılan moka pot kaç cuplık ise her seferinde o kadar kahve ortaya çıkıyor. çünkü kahve sepeti her zaman silme bir şekilde doldurulmalı. ancak bu şekilde istenilen moka elde edilebiliyor.

    moka pot ile kahve yaparken bence dikkat edilmesi gereken tek şey alt bölmeye su koyarken basınç valfini su altında bırakmamak. onun dışında her şey de özgürsünüz.

    öğütme inceliği olarak genelde fine önerilir. espresso için kullanılandan biraz kalın olmalı gibi bir kanı olsa da ben katılmıyorum. böyle önerilmesinin sebebi, ne kadar ince öğütülürse, sonuçta o kadar koyu bir kahve elde edilecektir. ama tercihe göre medium-fine da kullanılabilir*. tamamen kişinin zevkine kalmış bir şey.

    oda sıcaklığındaki bir suyu kullanmak ile ısıtılmış bir suyu kullanmak arasında zamansal fark dışında, kahvenin tadını etkileyecek bir fark bulunmamaktadır. 60-70 santigrat derecede kullanacağınız su ile demleme süreniz 1-2 dakikanızı alacaktır.

    yine yabancı forumlarda çok ilginç şeyler konuşulduğunu gördüm. tamp işlemi yapılmalı mı yapılmamalı mı diye. aslında konu tamamen espresso algısından kaynaklanmaktadır. tekrar hatırlatmakta fayda var, bu işin sonunda espresso elde etmeyeceksiniz. yeri değil ama tamp işlemi pürüzsüz bir yüzey elde etme amacı ile yapılmaktadır. moka pot kullanırken dümdüz, pürüzsüz bir yüzeye ihtiyaç yoktur. illa ben sıkıştıracağım diyorsanız, sıkıştırdığınız için daha fazla kahve kullanılması gerekecektir. bunun sonucunda da normalden bi tık daha koyu bir moka elde edersiniz. kişinin zevkine kalmış bir şey. *

    aynı tamp işlemi gibi insanlar gereksiz bir konu olan kahve cremasını* konuşuyorlar.* hatta bu olay o kadar büyüdü ki bialetti firması brikka isimli bir model çıkarttı. kahvenin çıkış noktasına bir mekanizma yerleştirilmiş, bu mekanizma fake bir köpük üretiyor. köpüğü gören kullanıcı da mutlu oluyor. ne gerek var böyle şeylere ya hu? sen sonuçta çıkan kahvenin lezzetinden memnunsan ne yapacaksın köpüğü? aylarca önceden öğütülmüş, tazelikten eser kalmamış, dünyanın en kalitesiz kahve çekirdekleriyle yapılan türk kahvelerinde bolca köpük oluyor da ne oluyor? boş verin cremayı falan siz güzel, taze kahve çekirdeklerinin peşinden koşmaya bakın.

    eğer buraya kadar okumaya dayanabildiysen küçük bir trick hak ettin demektir. kahve sepetine bağlı olan boru tam olarak tabana kadar uzanmadığı için alt bölmede bir miktar su her zaman kalacaktır. kahve akışı bittikten sonra bile bu en altta kalan sıcak su yerinde duramaz fıkır fıkır eder. kahve sıçramasına da yol açabilir. çözüm ise akış bittikten sonra alt bölmeyi musluktan akan suyun altında 4-5 saniye bekletmek. böylece alt kısım soğuduğu için rahatlıkla bardaklara servis yapılabilir.

    afiyet olsun!
  • 3. dalga kahve akımı vb. zırvalıklara tutulduysanız derhal hevesinizi alın ve -aynı türk kahvesi gibi- moka pot ile eski usül kahve pişirmeye başlayın. elektrikli fırın, ocak, mikrodalga nasıl etin közde pişmiş haline üstünlük sağlayamıyorsa yeni nesil kahve demleme yöntemleri de moka pot ve cezveyi yenemez.
  • eataly mağazasında internetteki fiyatlardan daha ucuza bulmak mümkün. en kısa zamanda bir değirmen edindikten sonra kendisini de edinip denemelere başlıcam umarım.
  • bialetti marka olanına bayıldığım ama yıllar önce bulamadığımdan* ikea'dan aldığım, kullanmayı çok sevdiğim, kahve demliği mi desem cezvemsi şey. yani öyle takıntılarım yoktur ihtiyaç halinde filtre kahveyi french press'te de demleyip içerim, makinadan da hatta böyle aşırı zordaysam granül kahve bile içerim ama moka potta kahve demlemek dünyanın en güzel şeyi. sadece kahvenin lezzetinden değil, o kahve demlenirken eve yayılan kokusunun, fokur fokur kaynama sesinin verdiği zevk bambaşka. tüm kahveseverlere tavsiyemdir.
  • zibilyon tane kahve demleme tekniği ve makinesi arasından kesinlikle içimi en lezzetli kahveyi çıkaran 2-3 makineden biri. yoğunluğu hafif türk kahvesine benziyor ama italyanlar bizim gibi kahveyi yakma meraklısı olmadığı için espresso'ya daha yakın bir acılık seviyesiyle birlikte içimi daha yumuşak bir kahve elde ediyorsunuz.

    en iyi kaliteyi almak için iyi kavrulmuş kahve çekirdeklerini, sağlam bir öğütücüden geçirmek gerekiyor.

    (ps: ocağın üstüne bırakılmış kapağı açık bir mokapot bekar irkeklerin cazibesine cazibe katıyormuş.)
  • moka pot ile tam anlamıyla espresso elde edilmez. espresso makineleri 9 bar ile su buharını kahveden geçirirken, moka pot 1-2 bar basınçla su buharını kahvenin içinden geçirerek kahve yapar. ama espresso makinesi almakla uğraşamam derseniz, moka pot ideal bir seçim. şahsen 6 aydır kullanıyorum espresso bazlı her türlü kahveyi yapabiliyorum. espresso makinesiyle yapılan kahveyle çok bir tat farkını göremedim.
  • çok keyifli bir alet. pişirmesini izlerken mest oluyorum. arada terapi amaçlı videolarını falan izliyorum. ne güzel şeysin sen ya! bialetti amcaya hürmetler...
hesabın var mı? giriş yap